İnternet veya telefon yaygınlaşmadan önce akrabalar özel günleri ve bayramları kartpostal göndererek kutlardı. Üzerinde koç resmi olan Kurban Bayramı kartpostalları da bundan 25-30 sene önce çok revaçtaydı. Şimdilerde bunların koleksiyonunu yapan antikacı Aziz Alçiçek, bu kartların kendisine çocukluğunu hatırlattığını söylüyor.
Kartpostal gönder-menin modası geçmiş olsa da söz konusu kartlar şimdilerde iyi bir yatırım aracı. Tatillerden bayramlara her şeyi anlatan kartpostallar bir yardım müzaye-desi, bit pazarı veya herhangi bir ikinci el dükkanında karşınıza çıkabilir. Değeri ise çok eski zamanlara dayanması ve içinde anıları barındırmasıyla ortaya çıkıyor. Eskiden ülkemizde dini bayramlar ve özel günlerde kartpostal gönderme adeti çok yaygındı. Uzakta olanlar, gidip gelmenin çok fazla mümkün olmadığı, telefonun da kullanılmadığı dönemlerde, yakınlarının bayramlarını bu şekilde kutlardı.
Kurban Bayramı kartpostal-ları da bayramın anlam ve önemine binaen üzerinde koç resmi olan görsellerle basılırdı. Ancak 25-30 yıldır ne Kurban Bayramı’nda ne de diğer özel günlerde kartpostal gönderme alışkanlığı kalmadı. Fakat eskiden gönderilen bu kartpostalları saklayan insanlar var. Onlardan biri de Bursa’da antikacılık yapan Aziz Alçiçek.
ÇOCUKLUĞUMU HATIRLATIYOR
2010 yılından beri kurban kartpostalı toplayan Aziz Bey’i ilk kez dedesinin gönderdiği kartpostalı evde bulunca, böyle bir merak sarmış. Yetmişli yıllarda kendileri İstanbul’da yaşarken, dedesi onların Kurban Bayramı’nı kutlamak için göndermiş. Sonrasında önüne çıkan yazılı veya yazısız kartpostalları toplamaya başlayan Alçiçek, bunların kendisine çocukluğunu hatırlattığını söylüyor. Alçiçek, “Rahmetli babam kurban almaya beni de yanında götürürdü. Bu ibadetini öğretmek için yapıyordu bunu. Kurbanı bana seçtirirdi ama yine onun dediği olurdu. Sonra kurban kesilirken kanını alnımıza sürerlerdi. Bunları düşününce saflık, temizlik, adanmışlık, sadakat geliyor aklıma” diye anlatıyor.
KENAN EVREN DE GÖNDERMİŞ
Genelde gurbete çıkmış insanların ailelerine gönderdiği kartpostallardan oluşan koleksiyona antikacı olduğu için ulaşmak zor olmamış. Rahmetli olan birinin eşyaları kendisine geldiğinde, söz konusu kartlar ailenin işine yaramadığı için kolaylıkla bırakabiliyorlar. Kenan Evren’in emekli bir generale gönderdiği kurban kartpostalının da eline geçtiğini aktaran Alçiçek, kendisini sevmediği için kartı saklamak istemeyip yırttığını belirtiyor. Genel Kurmay Başkanı olduğu dönemde daktiloyla yazılan kartın arkasında Evren’in imzasının bulunduğunu ifade ediyor.
İki kart da benden
Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde nişanlı insanların üzerine altın takarak nişanlılarına gönderdiği koçların da çizimli kartpostalı var. Taşınma esnasında kurban kartpostallarından birçoğunu kaybettiğini söyleyen Aziz Alçiçek, kaybolup giden bu kültürü yaşatmaya devam ediyor. Ben de arşivime girip kurban kartpostalı var mı diye baktım. 2 adet üstelik arkası yazılı kartpostalı bulup kendisine gönderdim.
Şehirli kısa, köylü uzun yazıyor
Kartpostalların daha da anlam kazanması için yaşanmışlık da gerekiyor. Arkasında yazı olmayanlar çok da muteber değil. O dönemin saflığını görmek için yazıyı önemsediğini söyleyen Alçiçek, “Tek tek ellerinden öperim yazıyor mesela. Bazen kısa bir tebrik, bazense uzun yazılar oluyor. Şehirde yetişen birisi kısa ve öz yazıyor, köyde yaşayan ise uzun uzun anlatıyor. 36 yıldır bu işi yapıyorum, kasaba, şehir hepsi fark ediyor yazışmalarda. Mektuplarda da öyledir. Gurbete gidince daha da fark ediyor. Eski mektuplar var bende, alıp elime öyle okurum” dedi.