Başakşehir Belediyesi sanat galerisindeki “Yazıyorum” sergisinde yazının en eski halinden en güncel yorumuna farklı dil, renk ve boyutlarda eserleri görmek mümkün. Galerideki en eski tablo 1800’lü yıllardan kalma. Emrah Yücel’in 4 gün önce tamamladığı “Maide Suresi” ise en güncel eser.
Yazının ilk zamanlardan günümüze kadar geçirdiği tarihi serüveni “Yazıyorum” sergisiyle sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Başakşehir Belediyesi’nin Sanat Şehir’de açılan ve küratörlüğünü Leyla Kara’nın yaptığı sergide, Cumhuriyet dönemi sanatçılarının hat eserlerinden günümüz sanatçılarının güncel eserlerine kadar 53 tablo ve 9 obje yer alıyor. Yurt içi ve dışından toplam 49 sanatçının Celi Sülüs levhalarından yağlı boya eserlere, illüstrasyonlardan akrilik çalışmalara kadar yazının farklı toplumlar ve zamanlardaki durumu gözler önüne seriliyor.
Belediye binasında yer alan Şehir Sanat’ın galerisindeki sergide Necmettin Okyay’dan Halim Özyazıcı’ya, Hasan Çelebi’den Hamit Aytaç ve Kemal Batanay’a kadar önemli yazı ustalarının eserlerine denk gelmek mümkün. Günümüzün önemli yazı erbablarından Ethem Çalışkan, Prof. Dr. Hüsrev Subaşı, İrlandalı kaligrafi sanatçısı Denis Brown, Uzak Doğu yazı sanatının öncü ismi Ali Lei Gong ve İtalyan Massimo Polello’nun nadide eserleri de sergiyi gezenleri selamlıyor. Bu isimlere ek olarak Albayrak Grubu Hat Takvimi projesi hattatlarından Abdurrahman Depeler ve Serkan Selalmaz’ın eserleri de sergide yer alıyor.
EN ESKİDEN EN GÜNCELE
“Obje” olarak isimlendirilen el yazmaları arasında ise Yahya Kemal’in imza defterinden Fethi Gemuhluoğlu’nun oğluna yazdığı mektuba, Tarık Tufan’ın romanlarını kaleme aldığı defterlerin yanı sıra çeşitli kıymetli el yazması eserler de bulunuyor. Sergide İtalya, İrlanda, Rusya, Japonya, İran,Irak, Konya, Eskişehir, Isparta, Ankara, İzmir, Erzurum, Sakarya, İstanbul’dan eserlerle çok seslilik yakalanıyor. Bu sergi için üretilmiş 25 sanat eseri ise ilk kez görücüye çıkıyor. Galerideki en eski el yazması Kur’an-ı Kerim 1700’lü yıllara, en eski tablo ise 1800’lü yıllara tarihleniyor. Emrah Yücel’in sergi girişindeki Maide Suresi eseri ise açılıştan yaklaşık dört gün önce bitmesiyle en güncel eser olma niteliği taşıyor.
SANATA DÖNÜŞME HALİ
Yazının zorlu bir serüven olduğuna değinen küratör Kara, bu yolculuğun sonunda nasıl sanata dönüştüğünü aktarmak için farklı çalışmaları da serginin içine yerleştirdiğini söylüyor. Kara, yazının bir sanat unsuru olarak görülmediğinden hareketle oluşturduğu sergiyi şöyle anlatıyor: “Sergide bu dönemin insanının unuttuğu, her yerde denk gelemeyeceği bir seçki oluşturmaya çalıştım. Cumhuriyet döneminin en önemli hattatlarının eserlerini, hassasiyetlerini, ne yazdıklarını, nelere dikkat ettiklerini göstermeye çalıştım. Okuma yazmayı öğrenen bir çocuğunun defterini de ekledim. Çünkü bizler de yazıyı ilk öğrendiğimizde çok zorlanmıştık. Yazının meşakkatli bir anlatı yolu olduğu idrak edilsin istedim.”
Eserlerin hepsini gezeceksiniz
“Yazıyorum” sergisinde eserler belirli bir kategoride sıralanmıyor. Yaklaşık 25 eserin sergi için özel olarak üretildiğini söyleyen küratör Kara eserlerin düzeninde neyi amaçladıklarını “Eski yazılar bir duvarda, kaligrafiler bir duvarda diye ayırmadım. İzleyicinin her seferinde dikkatini yeniden celbetmek için bir eski, bir yeni seçki dizmeye özen gösterdim. Derdim, eserlerin hepsini gezmek zorunda bırakmak” sözleriyle aktarıyor. Yazıyorum sergisi, 31 Temmuz’a kadar görülebilecek.