Namazda imama uyma, cemaatle namaz kılarken imamı takip etmek anlamı gelir. Cemaatle namazın birçok sevabı ve hikmeti vardır; Müslümanların bir araya gelerek ibadetlerini arttırır ve sosyal bağlarını güçlendirir. Niyet, namazın şartlarından biridir. Kişi, farz, vacip veya nafile namazlardan hangisini ve hangi vaktin namazını kılacağını, tek başına mı yoksa imama uyarak mı ifa edeceğini niyetinde belirlemesi gerekir. Peki Cemaat, imama uymak için nasıl niyet etmelidir? Haberimizde Diyanetin "imama uyan kimse nasıl niyet eder?" sorusunun cevabını bulabilirsiniz.
Cemaatle namaz ve imama uymak, İslam'da önemli bir ibadettir. İmam uyanan bir kişi, hem namazını cemaatle kılmanın sevabını alır hem de bireysel ibadetini topluluğu içinde gerçekleştirerek Müslüman kardeşlerle birlik oluşturur. Namazın şartlarından biri de niyettir. Peki imama uyan kimse nasıl niyet eder? İşte Diyanetin cevabı:
Cemaat, imama uymak için nasıl niyet etmelidir?
Buna göre, namazını imama uyarak kılacak kişinin, buna kalben niyet etmesi gerekir; aksi takdirde imama uymaya niyet etmeden kılacağı namaz geçersiz olur. Ayrıca, diliyle “uydum hazır olan imama” demesi de uygun olur.
Kadınlar erkeklere namaz kıldırabilir mi?
Kadının erkeklere namaz kıldırması, bütün mezheplere göre caiz değildir (İbn Kudâme, el-Muğnî, 2/146); İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 1/576; Cezîrî, el-Mezâ- hibü’l-erbe'a, 1/372). Hz. Peygamber’in (s.a.s.) Ümmü Varaka’ya kendi ev halkına namaz kıldırabileceği yönünde verdiği izin (Ebû Dâvûd, Salât, 62 [591]; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 1/597 [1909]), sadece ona özel bir uygulama olarak değerlendirilmiştir. Diğer bazı yorumlara göre ise Hz. Peygamber’in (s.a.s.) bu izni, o evdeki veya mahalledeki kadınlara namaz kıldırabileceğini ifade etmektedir. Hz. Peygamber’in (s.a.s.) “Dikkat edin! Hiçbir kadın erkeğe imam olmasın.” (İbn Mâce, İkâmetü’s-Salavât, 78 [1081]; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 3/128 [5129]) şeklindeki buyruğu da bunu göstermektedir. Nitekim asr-ı saadet de dâhil olmak üzere tarihî süreç içinde bunun bir başka örneği de görülmemiştir. Bunu caiz görmek, dinde olmayan bir şeyi dine sokmaktır ki buna bid’at denilir. Hz. Peygamber (s.a.s.), bidatin dalalet olduğunu haber vermiştir (Müslim, Cum'a, 43 [867]; Ebû Dâvûd, Sünnet, 6 [4606]).