"Dezenformasyonla Mücadele Yasası" olarak bilinen basın kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi hakkında tüm detaylar açıklandı. Dezenformasyonla Mücadele Yasası kapsamında çok sayıda yenilik hayatımıza girecek. İnternet medyası mensupları basın kartı alacak, kişilik hakları korunacak, künyesiz haber sitesi kalmayacak. İnternet haber sitelerinin süreli yayın kapsamına alınması, Erişim Sağlayıcılar Birliği'nin görev ve yetki alanının genişletilmesi, sosyal ağ sağlayıcılarının yükümlülük ve sorumluluklarına ilişkin ek düzenlemeler yapılması maddeler arasında yer aldı. Bu kapsamda teklifin ilk iki maddesi kabul edildi. İşte 'Dezenformasyonla Mücadele Yasası'nın detayları...
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de medya faaliyetleri yasal denetime ve kurallara uyulmaması halinde de yaptırımlara tabi. Yeni iletişim araçlarını ve platformlarını konu alan hukuki düzenlemeler de teknolojiyle birlikte gelişmekte ve güncellenmekte.
İnternet medyasının ve sosyal ağların yaygınlaşması yeni potansiyeller kadar hak ihlallerini ve suistimalleri de beraberinde getiriyor. Bireyin kişilik haklarından, devletin ulusal güvenliğe uzanan çeşitli alanlardaki gücü ve etkisi gün geçtikçe kontrolsüz biçimde artan yeni medya formları, hukukun üstünlüğü ilkesini tanıyan hiçbir ülkede denetimden, düzenlemeden ve yaptırımdan muaf değil.
İnternet tabanlı platformların denetlenemez ve sorgulanamaz kabul edildiği günler tüm dünya ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti için de geride kaldı.
Bunların önüne geçmek için de "Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" hazırlandı.
Yasanın amacı ise internette hizmet veren platformlara, yayıncılara ve servis sağlayıcılara yükümlülükler getirmek.
Bunlardan bazıları, "İnternet haber sitelerinin süreli yayın kapsamına alınması, Erişim Sağlayıcılar Birliği'nin görev ve yetki alanının genişletilmesi, sosyal ağ sağlayıcılarının yükümlülük ve sorumluluklarına ilişkin ek düzenlemeler yapılması" olarak sıralanıyor.
Peki, yeni yasa neler sağlayacak? İşte detaylar...
'DEZENFORMASYONLA MÜCADELE YASASI'NIN AMACI NE?
İnternet haber sitelerinin süreli yayın kapsamına alınması, resmi ilan ve reklamların internet haber sitelerinde de belirli kurallar çerçevesinde yayınlanmasının sağlanması, Erişim Sağlayıcıları Birliği'nin görev ve yetki alanının genişletilmesi, erişim engelleme konusunda içerik ve yer sağlayıcının nerede bulunduğu ile değişen yetki farkının giderilmesi, sosyal ağ sağlayıcılarının yükümlülük ve sorumluluklarına ilişkin ilave düzenlemeler yapılması, anlık mesajlaşma uygulamaları gibi şebekeler üstü hizmetlere ilişkin gerekli düzenlemelerin yapılması amaçlanmaktadır.
YASA NELER GETİRİYOR?
- İNTERNET MEDYASI YASAL BİR ZEMİNE OTURUYOR.
- İNTERNET MEDYASI MENSUPLARI DA BASIN KARTI ALIYOR.
- ÇOCUKLAR KORUNUYOR.
- KİŞİLİK HAKLARI KORUNUYOR.
- SOSYAL MEDYA ŞİRKETLERİNİN TEMSİLCİ ATAMA SORUNU ÇÖZÜLÜYOR.
- YASAYA UYMAYAN PLATFORMLARA REKLAM CEZASI GELİYOR.
- HABER İÇERİĞİNDE SÜREKLİLİK KORUNUYOR.
- KASITLI OLARAK YALAN HABER ÜRETMEK SUÇ TEŞKİL EDİYOR.
İNTERNET MEDYASI
İnternetten yayın yapanlar da gazeteler ve televizyon kanalları gibi Basın Kanunu kapsamına alınacak.
Yeni yasa ile künye belirtmeksizin internet haberciliği yapmak mümkün olmayacak.
Bir gazete için geçerli kurallar internet sitesi için de geçerli olacak. Dolayısıyla haber siteleri de içeriklerinden yasal olarak sorumlu tutulacak. Bu yasal zemin aynı zamanda internet medyasının ilan almak suretiyle gelirlere kavuşması anlamına da geliyor.
Ek olarak “internet haber sitesi” ibaresi Basın Mevzuatı'na girecek. Böylece bu platformlarda çalışan kimseler artık Basın İş Kolu üzerinden mesleklerini icra edebilecekler.
İnternet medyası bu güne kadar ticaret odalarına “telefoncu” “bilgisayarcı” hatta ''tesisatçı'' gibi faaliyet alanlarıyla ilgisiz alanlar üzerinden kaydediliyordu zira kendileri için tanımlanmış bir NACE Kodu yoktu.
İNTERNET EDİTÖRLERİ DE BASIN MENSUBU OLACAK
İnternet medyası mensupları basın kartı başvurusunda bulunabilecek.
Bu yasaya dek internet merkezli haber sitelerinde çalışan medya emekçileri Basın Kanunu ile gazetecilere tanınan haklardan yararlanamamaktaydı. Gazetecilere tanınan hak ve imtiyazlardan faydalanmak için sahip olunması gereken Basın Kartı yeni yasayla birlikte şartları karşılayan internet habercilerine, spikerlerine, editörlerine ve yayıncılarına da verilebilecek.
Dolayısıyla Basın Kanunu kapsamına alınmaları ile fiili durum, hukuki duruma uygun hale gelecek.
ÇOCUKLAR VE GENÇLER KORUNACAK
Çocuklara yönelik uygulamalar konusunda ayrıştırılmış hizmet sunumunun sağlanması garanti altına alınacak.
Çocukların, gençlerin ve ailenin, internetin yasa dışı içerikleri hakkında bilinçlendirilmesi ve güvenli kullanımı konusunda bilgilendirilmesi için Erişim Sağlayıcıları Birliği'ne ilave görevler verilecek.
Önceki düzenlemeyle zararlı içeriklerin ortadan kaldırılmasında içerik ve yer sağlayıcısına aktif yükümlülük getirilmişti. Yeni sistem ile yükümlü taraflar arasına erişim sağlayıcıları da eklenecek. Bunun yanında bilinçlendirme çalışmalarının kapsamı genişletilecek ve yetkili kurumların sayısı artırılacak.
YAYILAN İÇERİK DERHAL ORTADAN KALDIRILABİLECEK
Bir içerik için verilen kaldırma kararı, içeriğin her site ve platformdan kaldırılması için yeterli olacak.
Kişilik hakkının zedelenmesi şikayeti ile Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvuru yapıp içeriğin kaldırılması talebinde bulunan ve talebi mahkemece kabul edilen kişiler artık diğer siteler için başvuru yaptığında mevcut karar bu adresler için de uygulanacak. Her site için ayrı karar çıkarılması gerekmeyecek.
Bu madde kapsamında hâkimin verdiği içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararına konu kişilik hakkının ihlaline ilişkin yayının başka internet adreslerinde de yayınlanması durumunda ilgili kişi tarafından Erişim Sağlayıcıları Birliği'ne müracaat edilmesi hâlinde mevcut karar bu adresler için de uygulanacak.
SOSYAL AĞ ŞİRKETLERİNE OFİS AÇMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Sosyal ağlara Türkiye ofisi açma ve ofisin yönetimine bir Türk vatandaşı atama zorunluluğu getirilecek.
Belirli bir kullanıcı sayısı olan sosyal ağ şirketlerinin ülkemizde temsilci bulundurması daha önceki düzenlemeler ile zorunlu hale getirilmişti. Bu temsilcilerin Türk vatandaşı olmamaları ve Türkiye'de ikamet etmemeleri nedeniyle hukuki olarak muhatap bulamama sorunu devam etmişti.
Yeni düzenleme ile sosyal ağlara Türkiye ofisi açma ve Türkiye temsilcisi bulundurma zorunluluğu getirilecek. Temsilcinin gerçek kişi olması hâlinde bu kişinin Türkiye'de mukim ve Türk vatandaşı olması gerekecek. Türkiye'den günlük erişimin on milyondan fazla olması halinde; yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı tarafından belirlenen tüzel kişi veya gerçek temsilci, sosyal ağ sağlayıcının sorumlulukları saklı kalmak kaydıyla teknik, idari, hukuki ve mali yönden tam yetkili ve sorumlu olacak. Bu temsilcinin tüzel kişi olması halinde doğrudan sosyal ağ sağlayıcı tarafından sermaye şirketi şeklinde kurula bir ofis olması da zorunlu hale gelecek.
HABER SİTELERİNE RESMİ İLAN VE REKLAM VERİLEBİLECEK
Sosyal medya şirketlerinin Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uymaması halinde bu sosyal ağlara Türkiye'den reklam verme yasağı getirilecek.
Bilindiği gibi sosyal ağların gelir modeli tamamen reklam almaya dayanmaktadır. Yeni yasa ile Türkiye Cumhuriyeti yasalarını tanımayan sosyal ağların Türkiye merkezli reklamları almalarının önüne geçilebilecek. Türkiye'de mukim vergi mükellefi gerçek ve tüzel kişilerin, ilgili yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıya altı aya kadar reklam vermesinin yasaklanmasına karar verilebilecek.
Kurallara uymayan sosyal medya şi̇rketleri̇ne, i̇nternet haber si̇teleri̇ne, i̇leti̇şi̇m platformlarına i̇dari̇ yaptırımlar uygulanacak. Bunların başında BTK’nın vereceği̇ i̇dari̇ para cezaları, yayın i̇çeri̇ği̇ni̇n çıkarılması gi̇bi̇ yaptırımlar söz konusu olmakla beraber Basın İlan Kurumu’nun ‘i̇lan geli̇rleri̇ni̇ kesmesi̇’ söz konusu olabi̇lecek.
Yasa ile internet alanında kullanıcıyı cezalandırmak değil, sosyal ağ şirketlerini denetleyerek bu alanı güvenli̇ ve şeffaf kılmak hedeflenmektedir.
İÇERİKLERİN KORUNMASI
Haberin yayınlandığı hali ve uğradığı her değişikliği tarih bilgisi ile birlikte kaydetme zorunluluğu getirilecek.
İnternet medyasında üretilen haber içerikleri, yayınlandıkları ilk hali ve uğradığı değişiklikleri kapsayacak şekilde internet medyasınca kayıt altında tutulacak. Böylece içerik cezai yaptırımdan sıyrılmak maksadıyla değiştirilemeyecek ya da silinemeyecek. Bu içerikten doğacak sorumluluklar açısından tarih tespiti mümkün hale getirilecek.
Diyelim ki aleyhinize bir haber yayınlandı ve bu konudaki içerik sizin uyarınıza rağmen değiştirilmedi. Konu mahkemeye taşındı. Mahkeme içerikleri istedi. İçeriklerin değiştiğini ve aleyhinize olan içeriğin silindiğini düşünün. Davanız reddedildi ve haberi yapan ceza almaktan kurtuldu. Bu mağduriyet artık yaşanmayacak çünkü içeriğin tüm kayıtları tutulmak zorunda olacak. Kayıtlar tutulmazsa veya kayıtlara müdahale edilirse bu durumdan internet yayınını yapan medya kurumu sorumlu olacak.
YALAN HABER YAYMA SUÇU TANIMLANIYOR
TCK'ya eklenen yeni madde ile ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' suçu tanımlandı.
TCK’ya "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlığı ile Madde 217/A eklenecek.
“(1) Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
(2) Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.
İtibar suikasti ve sosyal medya mağduriyetlerinin artması ile devletler "ultima ratio" yani “son çare” olarak meseleyi suç kapsamına almaktadır. Ülkemizde getirilen düzenleme de bu doğrultuda geliştirilen çözümlerden farklı değildir. TCK'ya eklenen yeni madde ile ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' suçu tanımlanacak.
- Yayılan haber gerçek olmamalıdır.
- Ülkenin güvenliği ve kamu sağlığı ile ilgili olmalıdır.
- Halk arasında panik, korku ve endişe oluşturma kastı taşımalıdır.
- Kamu barışını bozmaya elverişli olmalıdır.
- Aleni (yani ilgisi olmayan kişilere ulaşabilir) olmalıdır.
Sosyal medya şirketlerinin yapılan yargılama ve soruşturmalarda kullanıcı bilgilerini bildirmemesi veya kullanıcılara yanıltıcı bilgi sunmamaları konusunda etkin bir uyarı yapmaması devletleri bu alanda kamu düzenini sağlamak için suç ihdas etmeye yöneltmiştir.
Düzenleme bir kimsenin “yalan söylemesi” durumuna indirgenebilecek nitelikte değildir. Zira söz konusu yalanın toplumu etkileyecek düzeye gelmesi halinde dahi bu eylem ancak diğer 4 şartın da oluşması halinde suç olarak görülmektedir. Bu maddenin ''dar yorumlanabileceği' yönündeki kaygılar bu anlamda yersiz kalmaktadır.
''İfade” kapsamındaki suçların çoğu gibi araçsallaştırılması riskine dikkat çekilmesine karşın bu bağlamdaki dosyaların pek çoğunda değerlendirme kriterleri Yargıtay’ın yaklaşımlarına ve AYM’nin kararlarına göre gelişmektedir.
Bilmeden yanlış bir bilgiyi yaymak, bir resim üzerinde oynamak, gerçek olmayan içerik üretmek, ses veya fotomontaj yapmak suç olarak nitelendirilmemektedir. Suç niteliği atfedilen alan oldukça sınırlı ve belirgin olma özelliği taşımaktadır.
Verilecek ceza 1-3 yıl arasında olduğu için işlendiğinde ertelenmesi, paraya çevrilmesi veya hapis dışında bir yaptırıma tabi tutulması mümkündür. Yargılama sonunda ceza verilse bile hapis yolu kapalıdır. Zira bu cezanın infazı yoktur. Bu da yapılan düzenleme ile yalan haberi bilerek yayan kimse dahil bu tip eylemlerde bulunan kişileri cezalandırmanın değil uyarmanın ve davranış değişikliğine sevk etmenin hedeflediğini göstermektedir. Suçun niteliği itibarıyla tutuklama kararı da verilemeyecektir ve karar temyize açık olacaktır.
- ülkemizde haber üreten ve yayın yapan internet medyası
- sosyal ağ şirketleri
- halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayan kuruluşlar ve kişiler
faaliyetlerinden sorumlu tutulmakta ve kamusal bir alan olan internetin denetlenebilmesi, sorumluluk sahibi ve etik bir tutumun yaygınlaştırılması ve internet kullanıcılarının her türlü suistimalden, ihlalden ve saldırıdan korunması hedeflenmektedir.
İLK İKİ MADDE KABUL EDİLDİ
TBMM Genel Kurulunda, "dezenformasyonla mücadele düzenlemesi" olarak bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ilk iki maddesi kabul edildi.
Kabul edilen maddelere göre, yasal zemine kavuşturulmaları için internet haber siteleri ile basın kartına ilişkin konular, Basın Kanunu'nun kapsamına alınarak, radyo, televizyon, kamu kurum ve kuruluşlarının yürüttükleri enformasyon hizmetlerinde çalışan kamu personeli, basın kartı düzenlenmesi bakımından süreli yayın çalışanları gibi değerlendirilecek.
Basın Kanunu'nun amaçları arasına basın kartına ilişkin usul ve esasları belirlemek de eklenecek. Teklifle basın kartı talep eden medya mensupları ve enformasyon görevlileri, kanun kapsamına dahil edilecek.
İnternet haber siteleri de süreli yayın tanımı kapsamına alınacak. Teklifte "internet haber sitesi", "İletişim Başkanı", "İletişim Başkanlığı", "Basın Kartı Komisyonu", "medya mensubu", "enformasyon görevlisi" de tanımlanıyor.
TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, kanun teklifinin birinci bölümündeki iki maddenin kabul edilmesinin ardından birleşime ara verdi.
Bilgiç, aradan sonra komisyonun yerini almaması üzerine yarın saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapattı.
DİĞER ÜLKELERİN DEZERFORMASYONLA MÜCADELE YÖNTEMLERİ NELER?
TBMM tarafından hazırlanan "Yalan Haber Kavramı: Seçili Ülkelerde Parlamento Çalışmaları ve Yasal Düzenlemeler" başlıklı rapor kamuoyu ile paylaşıldı.
Raporda yaklaşık 30 ülkede bir şekilde yalan haberlere yönelik müdahalelerin olduğuna dikkat çekildi. İşte ülke ülke dezenformasyonla mücadele yöntemleri...
ABD
2017 yılında sosyal medya ve teknoloji şirketlerinin kişisel veri kullanımı ve bilgi manipülasyonundaki sorumluluğu Senato düzeyinde incelendi ve şirketlere bu konuda yeni kısıtlamalar getirildi.
2019 yılında New York Başsavcılığı'nca açılan davada, sahte hesaplar yoluyla yürütülen sosyal medya faaliyetlerinin yasa dışı olduğuna hükmedildi.
Bazı eyaletler, dezenformasyonun yarattığı tehlikenin önüne geçmek amacıyla sosyal medya okuryazarlığı eğitimini okul müfredatına dahil etme kararı aldı.
Ayrıca, ABD İç Güvenlik Bakanlığı'na bağlı olarak Dezenformasyon Yönetim Kurulu oluşturuldu.
Avustralya
2014 yılında siber zorbalığa karşı sosyal medya düzenlemelerini yasalaştıran Avustralya'da, çocukların dezenformasyona karşı korunmasını hedefleyen bir yasa tasarısı Ekim 2021 tarihinde hükümet tarafından gündeme alındı.
16 yaşından küçük sosyal medya kullanıcıları için ebeveyn iznini şart koşan yasa, gençler arasında psikolojik sorunlara yol açan dezenformasyonla mücadele etmeyi hedefliyor.
Mart 2022'de, İletişim ve Medya Otoristesi (ACMA) kurumu, sosyal medya ve teknoloji şirketlerinden bilgi kirliliği ve dezenformasyonu nasıl ele aldıklarına dair dahili verilerin kuruma teslim edilmesini zorunlu kılan bir karar aldı.
Birleşik Krallık
Dezenformasyonla mücadele hedefiyle Ulusal Güvenlik İletişim Birimi kuruldu ve Çevrimiçi Güvenlik Yasası adlı bir düzenleme hazırlanıyor.
İlk taslağı Mart 2021'de kamuoyuna sunulan ve Mart 2022'de uygulanmasına yönelik karar alınan yasa, dezenformasyon yaratan içeriklerin kaldırılmasında sosyal medya platformlarını sorumlu kılıyor ve bu sorumluluğun yerine getirilmemesi durumunda platform yöneticilerine cezai işlem uygulanmasına varan caydırıcı önlemler içeriyor.
Almanya
Almanya'da medya düzeni hakkında, 7 Kasım 2020'de 16 eyalet parlamentosu tarafından onaylanan "Eyaletler Arası Medya Anlaşması" yürürlüğe girdi.
Anlaşmada dezenformasyon ve yanlış bilgilendirmeyle mücadeleye yönelik yeni tedbirler getirildi. Medyadan sorumlu resmi kurumlar, yükümlülüklere yeterince riayet edilmediği takdirde, medya kuruluşlarına karşı takibat başlatma yetkisine sahip oldu.
Almanya, Sosyal Ağların Düzenlenmesi Kanunu'nun yürürlüğe girişini takip eden 6 ayda Facebook gelen şikayete tabi içeriklerin yüzde 21'ini, YouTube yüzde 27'sini, Google yüzde 46'sını, Twitter ise yüzde 10'unu kaldırmıştır.
KANADA
Kanada, sosyal medyada yayılan bilgi kirliliğine karşı 2019 yılında Digital Citizen Initiative (Dijital Vatandaş Girişimi isimli stratejik bir belgeyi yürürlüğe koymuştur. Devlet organlarını, özel sektörü ve vatandaşları dezenformasyona karşı demokrasiyi ve sosyal ahengi destekleme yolunda ortak hareket eden partnerler olarak kabul eden bu girişim, dezenformasyona karşı ortak bir direnç gösterilmesini öngörmektedir. Demokrasinin toplumda sürdürülebilir hâle gelmesinin önünde dezenformasyonu tehdit olarak gören Kanada hükûmeti, aynı zamanda güvenilir bilgiyi edinme uygulamalarını okul müfredatına almıştır.
AVRUPA BİRLİĞİ
Avrupa Birliği, 1 Ocak 2024’te yürürlüğe koyacağı Dijital Hizmetler Yasası (Digital Services Act) ile dijital platformlara ve çevrim içi içerik üreticilerine belirli sorumluluklar yükleyen önlemleri hayata geçirecektir. Dijital Hizmetler Yasası ile büyük dijital platformlara, krizler sırasında dezenformasyon faaliyetleriyle başa çıkmak için yeni stratejiler oluşturma zorunluluğu getirilecektir.
Yasa ile çevrim içi platformlardaki şeffaflığı ve hesap verebilirliği iyileştiren önlemler hayata geçirilecektir. Ayrıca arama motorları, sosyal medya ağları ve çevrim içi alışveriş siteleri içeriklerini denetlemekle bizzat sorumlu tutulacaktır.
Dijital Hizmetler Yasası, AB’de 45 milyondan fazla kullanıcıya ulaşan ve “çok büyük” olarak sınıflandırılan dijital platformların, sistemlerinin kamu çıkarları, temel haklar, halk sağlığı ve güvenliği açısından oluşturduğu riskleri değerlendirmesi gerektiğini belirtmektedir. Yasadan, merkezinin AB topraklarında olup olmaması fark etmeksizin bütün dijital içerik platformları mesul tutulmuştur. Yasaya göre bu platformlar, uygun risk yönetimi araçlarını kullandıklarını göstermeli ve m hizmetlerinin bütünlüğünü korumak ve kötü aktörler tarafından manipülasyonu önlemek için önlemler almalıdır.
Avrupa Birliği, Dijital Hizmetler Yasası’nı uygulamaya başlamamış olsa da benzer nitelikte bir yasayı 7 Haziran 2022’den itibaren uygulamaya başlamıştır. 2021’de kabul edilen Çevrim İçi Terörist İçerik Yasası (Online Terrorist Content Law), dijital platformlara bünyelerindeki “terörizm içerikleri” konusunda uyarılmalarını takiben söz konusu içeriği bir saat içinde kaldırma yükümlülüğü getirmiştir. Çevrim İçi Terörist İçerik Yasası ile bir AB ülkesinin dijital servisi başka bir AB ülkesinden gelen içeriği kaldırma isteğine de uymak zorunda bırakılmıştır.
FRANSA
Fransa, 2017 Başkanlık Seçimleri sırasında gerçekleşen siber saldırılar ve dezenformasyon kampanyalarından sonra, 21 Mart 2018’de yanlış bilginin ve propagandanın yayılmasını önlemeye yönelik bir yasayı yürürlüğe koymuştur. Bu yasaya göre Fransa mahkemeleri, seçim kampanyası dönemlerinde yalan haberlerin anında kaldırılmasına yönelik karar alabilmektedir. Yanlış bilgilerin yayılmasının önlenmesi hedefiyle siyasi parti liderleri seçimlerin üç ay öncesinden itibaren mahkemelere başvurabilme hakkı edinmiştir.
9 Temmuz 2019’da ise Fransa Meclisi, dijital platformların “ırk, din, cinsiyet veya engellilik temelinde açıkça yasa dışı” olan içeriklerin 24 saat içerisinde kaldırmasını zorunlu kılan, çevrim içi nefret söylemine karşı bir yasayı hayata geçirmiştir.
22 Aralık 2018’de kabul edilen “Enformasyonun Manipüle Edilmesi İle Mücadele Kanunu” ise dört konuda hükümler içermektedir;
• Hâkimler, bir konuya ilişkin yanlış veya yanıltıcı iddiaların veya isnatların yayılmasını durdurmak için internet servis sağlayıcılarına ve sunucularına karşı orantılı ve gerekli önlemleri yürürlüğe koyabilir.
• RTÜK’ün Fransa muadili olan Conseil Supérieur de l’Audiovisuel (CSA- Yüksek Yayıncılık Kurulu) Fransız devletinin temel çıkarlarının ihlali durumunda yabancı bir devlet tarafından kontrol edilen televizyon hizmetlerinin yayınını önleyebilme, askıya alabilme veya sona erdirebilme önlemlerini uygulayabilir.
• İnternet sunucuları ve hizmet sağlayıcıları, platformlarındaki kullanıcıların sahte olduğuna inandıkları bilgileri şikâyet edebilmelerini ve kamu yetkililerini uyarabilmelerini sağlamakla yükümlüdür.
• Çevrim içi platformlar, operatörleri ve adına hareket ettikleri reklamcılar arasındaki ilişkide şeffaflığı sağlamakla yükümlüdür.
RUSYA
Rusya‟da “Yaşamları ve halk sağlığını tehlikeye atabilecek, kamu güvenliği ve düzeninin büyük ölçüde ihlal edilmesi tehdidini artırabilecek veya ulaşım ve sosyal altyapının, enerji ve iletişim tesislerinin ve bankaların işleyişini engelleyebilecek”, “güvenilmez sosyal açıdan önemli bilgilerin” yayılmasını yasaklayan bir yasa tasarısı mevcuttur.