Kureyş Suresi Arapça okunuşu, Diyanet meali, fazileti, konusu, tefsiri haberimizde. Kureyş Suresi, Mekke döneminde inmiştir ve 4 ayettir. Kureyş, Hz. Peygamberin mensup olduğu kabilenin adıdır. Sûrede Kureyş’e Câhiliye döneminde sağlanan ticari kolaylıklardan, güvenlik, zenginlik vb. imkânlardan bahsedilmekte, bunlardan dolayı yüce Allah’a minnettar olup kulluk etmek gerektiğine dikkat çekilmektedir. Kureyş Suresi'nin Arapça yazılışı, Türkçe okunuşunu, Diyanet mealini, fazileti ve tefsirini içeriğimizde bulabilir ve dinleyebilirsiniz. İşte Kureyş Suresi ile ilgili bütün detaylar...
Mekke döneminde inmiştir. 4 ayettir. Kureyş, Hz. Peygamberin mensup olduğu kabilenin adıdır. Mushaftaki sıralamada yüz altıncı, iniş sırasına göre yirmi dokuzuncu suredir. Tîn sûresinden sonra, Kāria sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Haberimizde Kureyş Suresi'nin Arapçasını, Türkçe okunuşunu, Diyanet mealini, fazileti ve tefsirini bulabilir ve dinleyebilirsiniz. İşte Kureyş Suresi ile ilgili bütün detaylar...
Kureyş Suresi Arapça yazılışı
- ﴾لِاٖيلَافِ قُرَيْشٍۙ ﴿١
- ﴾اٖيلَافِهِمْ رِحْلَةَ الشِّتَٓاءِ وَالصَّيْفِۚ ﴿٢
- ﴾فَلْيَعْبُدُوا رَبَّ هٰذَا الْبَيْتِۙ ﴿٣
- ﴾اَلَّـذٖٓي اَطْعَمَهُمْ مِنْ جُوعٍ وَاٰمَنَهُمْ مِنْ خَوْفٍ ﴿٤
Kureyş Suresi Türkçe okunuşu
- Bismillahirrahmânirrahîm.
- 1- Li'î lâfi Kurayş'in
- 2- Îlâfihim rihleteşşitâi vessayf
- 3- Felya'büdû rabbe hâzelbeyt
- 4- Ellezî et'amehüm min cû'in ve âmenehüm min havf
Kureyş Suresi dinle, ezberle
Kureyş Suresi Diyanet meali
- ﴾1-2﴿Kureyş’in güvenliğini, onların kış ve yaz yolculuklarında güvenliğini sağlamak için (Allah lutuflarda bulundu).
- ﴾3-4﴿Onlar da kendilerini besleyip açlıklarını gideren ve her çeşit korkudan emin kılan şu evin rabbine kulluk etsinler.
Kureyş Suresi tefsiri
İbn Hamdûn’da anlatıldığına göre “Kureyş’in i‘tifâdı” şöyleydi: “… Onlar fakir düşünce açık araziye çıkarak kendileri için çadırlar kurup oraya kapanırlar, en sonunda yoksulluk durumları bilinmeden öylece ölürlerdi… Nihayet Haşim yetişkin bir insan oldu; kavmi arasında büyük itibar kazandı. Bir gün dedi ki: ‘Ey Kureyş topluluğu! … Şu i‘tifad (fakirlik yüzünden intihar olayı), birçoğunuzun başına gelmektedir. Bu hususta bir fikir geliştirdim.’ ‘Fikrin neyse emret yapalım’ dediler. Haşim şöyle devam etti: ‘Fakirlerinizle zenginlerinizi kaynaştırmayı düşünüyorum; bir zenginin yanına onunla aynı sayıda aile efradı bulunan bir fakir vereceğim. Zengin olan yazın Şam bölgesine, kışın Yemen bölgesine yapacağı ticaret yolculuğunda o fakiri yardımcısı olarak yanında götürecek; böylece zengin kazandıkça fakir ve onun ailesi de onun gölgesinde geçimini sağlayacak ve bu uygulama i‘tifadı ortadan kaldıracak.’ ‘Ne güzel düşündün!’ dediler. Bu suretle Haşim insanlar arasında bir kaynaşma (ülfet) sağladı…”
Aynı yerde Allah’ın Mekkeliler’i fil ordusundan koruduğunu anlatan Fil sûresiyle ‘îlâf’tan bahseden bir sonraki Kureyş sûresi arasında bir sebep-sonuç bağlantısı da kurulmakta; Kureyş sûresinin başındaki ‘îlâf’ kelimesinin ‘الألفة’ (ülfet, kaynaşma) kökünden geldiği, bunun da zenginlerle yoksullar arasında bir “merhamet ve yardımlaşma” ürettiği dikkate alınarak bu iki sûreden özetle şöyle bir sonuca ulaşılmaktadır: Kureyş halkı, Haşim’in çözüm teklifine uyarak aralarında ülfet kurdukları, birbirine merhamet gösterip yardımlaştıkları, yoksulları doyurup açlık ölümünden kurtardıkları için –putperest olmalarına rağmen– Allah da onları fil ordusuna karşı korumuştur.
Ayrıca Kureyş sûresinin 4. âyetinde “açlıklarını giderme” ifadesi Hâşim’in getirdiği uygulamayla açlık sorununun çözülmesine, “korkudan emin kılma” ifadesi de o yoksulların kervanlarla gidip güvenliği sağlamasına işaret etmektedir. Bu iyilikleri Hâşim’in aklına getirip yaptıran da Allah olduğu için sûrede “açlıklarını giderme” ve “korkudan emin kılma” Allah’a nispet edilmiştir.
“Zenginlerini fakirleriyle kaynaştıranlardır (onlar),
Ta ki fakirleri kendi geçimini sağlayacak duruma gelinceye kadar.”
Ne var ki, –kapsamının ve tesirinin ne kadar olduğu hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığımız- Kureyş’in bu ülfet ve dayanışma pratiğinin zaman ilerledikçe zayıfladığı; bilhassa Kur’an’ın Mekke müşriklerinin geleneksel putperestlik inancını açıkça reddetmesi, Câhiliyye ahlâk telakkisini, dünya görüşünü ve toplumsal zihniyetini giderek artan bir kuşatıcılıkta eleştiriden geçirip her şeyi yeni baştan inşa etmek istediğinin anlaşılması ve nihayet “İslâm’ın kabileler arasında yayılmaya başladığı”nın görülmesi üzerine, Kureyş’in genel tutumunun özellikle yeni dinin mensuplarına karşı sosyal ve ekonomik tecride kadar varan, nihayetinde onları yurtlarını terketmek zorunda bırakan bir acımasızlığa dönüştüğü görülür. Sonuçta Hâşim’in bu uygulaması, Walter Dostal’ın ifadesiyle, “Açıktır ki Peygamber sayesinde soylu bir davranış formundan çıkarılmış, bütün inananlar için genel bir görev olarak zekât formunda yeniden şekillendirilmiştir.” (Bütün bu bilgiler ve kaynakları için bk. Mustafa Çağrıcı, a.g.e., s. 168-171 ve dipnot 133-142).
Kureyş Suresi'nin nuzülü
Mushaftaki sıralamada yüz altıncı, iniş sırasına göre yirmi dokuzuncu suredir. Tîn sûresinden sonra, Kāria sûresinden önce Mekke’de inmiştir.
Kureyş Suresi'nin konusu
Sûrede Kureyş’e Câhiliye döneminde sağlanan ticari kolaylıklardan, güvenlik, zenginlik vb. imkânlardan bahsedilmekte, bunlardan dolayı yüce Allah’a minnettar olup kulluk etmek gerektiğine dikkat çekilmektedir.