Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sağlık İnsan Gücü Direktörü James Campbell'in, küresel Kovid-19 salgınında aşı, sağlık sistemi ve sağlık personelinin rolüne ilişkin değerlendirmeleri, DSÖ'ye ait derginin son sayısında "baş yazı" olarak yayımlandı. Yazıda salgınının ilk dönemlerinde DSÖ'ye bildirilen enfeksiyon vakalarının yüzde 14'ünü sağlık çalışanlarının oluşturduğu, her dört sağlık çalışanından birinin depresyon ve anksiyete yaşadığı belirtildi. Yazıda DSÖ'nün tahminlerine göre, dünya nüfusunun yüzde 20'sinin aşılanması için 1,1 milyondan fazla tam zamanlı sağlık çalışanına ihtiyaç duyulacağına dikkat çekildi.
- Yazıda, salgından önce çok sayıda ülkenin ihtiyaç, beceri eksikliği ve bunların kötü dağıtımı ve uyumsuzluğu dahil olmak üzere sağlık işgücü açısından birçok sorunla karşı karşıya olduğu vurgulandı.
Sağlık çalışanlarının yaşadığı zorluklara yer verildi
Sayıları azaldı
Sağlık çalışanları ve hatta sağlık alanında öğrenimine devam eden öğrenciler, birçok ülkede bu zorlukların üstesinden gelmiş, hızlıca yeni beceriler kazanmış, daha yoğun çalışmaya başlamış, sunulan hizmetleri yeniden önceliklendirilmiş ve yenilikçi sunum stratejilerini daha hızlı şekilde uygulamaya koymaya başlamışlardır. Fakat pandemi sağlık hizmetleri sunumunu sekteye uğratırken birçok ülke bunun temel nedeninin, çalışabilecek durumda olan sağlık çalışanı sayısının azalması olduğunu öne sürmüştür.
Riske orantısız şekilde maruz kaldılar
Sağlıkçılar salgınla mücadelede kilit rol oynadı
Yazıda, Türkiye'de bir milyondan fazla sağlık çalışanı ve destek ekibinin deneyim ve motivasyonu, tanı, tedavi ve bakım hizmetleri, temaslı takibi ve sürveyans dahil olmak üzere Kovid-19 ile mücadelede kilit rol oynadığına dikkat çekildi. Aile hekimleri ve aile sağlığı ekiplerinin, salgın yönetilirken bir yandan da temel hizmet sunumunun devam ettirilmesine katkı sağladığı vurgulandı.
- Geçen yıl 44 bin sağlık çalışanının istihdam edilmesiyle krizle mücadelede ulusal kapasitenin daha da güçlendirildiği, buna paralel olarak ülkede sağlık personelinin güvenliği ve korunması için kişisel koruyucu donanıma zamanında erişim sağlanmasının öncelik haline getirildiği ifade edildi.
Uluslararası dayanışma kapsamında Türkiye tarafından 156 ülke ve 9 uluslararası örgüte koruyucu ve tıbbı ekipman gönderildi.