Aktör Tarık Tarcan, son dönemde Kenan İmirzalıoğlu ve Kıvanç Tatlıtuğ'un oyunculuklarını beğendiğini belirterek, "Kıvanç'a 'Oğlum Amerika'ya git' dedim. Kıvanç çok yakışıklı, işini mesleğini seven biri. Kenan da öyle. Kenan Amerika'da olmaz ama Kıvanç bir dünya starı yapılabilir. Ama korkuyor sanırım. Zaman da geçiyor. Türkiye'de kalmayı yeğledi" dedi.
Türkiye'nin, 1980 ve 90'lı yıllarda en yakışıklı manken ve oyuncuları arasında gösterilen Tarık Tarcan, yılın 6 ayını Antalya'nın tarihi Kaleiçi semtinde, kalanını Marmaris'in Bozburun beldesinde geçiriyor.
Kaleiçi'ne 30 yıl önce yerleştiğini söyleyen Tarık Tarcan, Antalya'daki sıcak hava ve kalabalık nedeniyle 12 yıldır, yılın 6 ayını Bozburun'da geçirdiğini belirtti.
'Fahriye Abla' filmine davet üzerine oyunculuk hayatına başladığını anlatan Tarık Tarcan, Müjde Ar'ın "Senin gibilere ihtiyaç var sinemada. 'Kupa Kızı' diye bir film çevireceğiz, onda oyna" demesiyle 60'a yakın film ve 2 bin 500'e yakın televizyon programında yer aldığını belirtti. Kendini oyuncu olarak hissettiği filmin 'Işıklar Sönmesin' olduğunu söyleyen Tarık Tarcan, Tuncel Kurtiz ve Berhan Şimşek'le Bayburt'ta soğuk kış şartları altında film çektiklerini, hayatı boyunca o hatıraları unutmadığını anlattı.
Tarık Tarcan, eski filmlerde duygu olduğunu, yönetmenlerin, senaristlerin, oyuncuların iyi ve kötü karakteri ortaya çıkararak izleyiciye o hisleri aktardığını söyledi. Günümüz filmlerinde reyting uğruna oyuncuların veya senaristlerin küfür ya da kötü alışkanlıklarını seyirciye aktardığını anlatan Tarık Tarcan, şöyle konuştu:
"Eskiden filmi negatife çekiyordun, şimdi kredi kartı gibi küçük bir çipe çekiyorsun. Eskiden iyi oyuncu, çok tekrarı olmayan oyuncuydu. Çünkü film pahalıydı. Şimdi aynı kartuşun üzerine 20 defa aynı sahneyi çekebiliyorsun. Dizilerde oynuyorum. Şimdi yönetmen olmak çok kolay. Bir sahneyi 8 açıdan çekiyor. İyi bir montajcıyla çok güzel filmler ortaya çıkarabiliyor. Bizde öyle sekiz açı çekmek mümkün değil, çok film yemektir o. Amerikalılar bunu yapardı ama biz yapamazdık. Çünkü maliyet ona göreydi. Eğer tekrarın azsa az hata yapan bir oyuncuysan, çekimlerde hata yapmıyor, film çok harcatmıyorsan değerli oyuncu olup paranı çıkartmış oluyordun. Şimdi sistem çok farklı, eski filmlerdeki sıcaklığı bulamazsın. Çünkü hikayeler güzeldi. Şimdi hikayeler, senaristler her şey çok farklı. Dünya bu, gelişiyor. Çağ değişiyor ona uymak zorundasın. Hep eskiyi özlüyoruz, tadı damağımızda her zaman."
- Zaman zaman sahneye çıkmayı özlediğini anlatan Tarcan, film piyasasının enteresan insanlarla dolu olduğunu belirterek, "Sinema geçmişimize saygı duyup, bize daha farklı bakmaları gereken sektör şimdi öyle değil. Ben bu kadar başrol oynadım, şimdi dizilere çağırsalar ki bazen gidiyorum. Bölüm başı en fazla 15-20 bin lira alabilirim. Bana 15-20 bin lira vermektense 5 genç oyuncuya o parayı veriyorlar. Ekonomiyi kurtarmaya çalışıyorlar. Ben de film çevirdim, yarısının parasını alamadım. Yapımcı, 'Sana film yapıyorum ne parası istiyorsun' derdi. Biraz masraf verirdi, haklıydı çünkü biz de bir yere gelmek için 'Para para' diye diretemezdik. Eskiden anca yol masraflarımızı karşılayan paralar alırdık. Kendi elbiselerimi götürüp dolmuşla gidip gelirdim. Bir dönemden sonra para istemeye başlarsınız. Bunları çekerek bir yerlere geliyorsunuz ama günümüzde çok şanslı insanlar var" diye konuştu.
Kıvanç dünya starı yapılabilir
Son dönemlerde Kenan İmirzalıoğlu ve Kıvanç Tatlıtuğ'un oyunculuklarını beğendiğini söyleyen Tarık Tarcan, “Onlar da mankenlikten gelen çok iyi oyuncular. Kenan çok iyi oyuncu ama Kıvanç da müthiş oldu. Kıvanç'a 'Oğlum Amerika'ya git' dedim. Kıvanç çok yakışıklı, işini, mesleğini seven biri. Kenan da öyle. Kenan Amerika'da olmaz ama Kıvanç bir dünya starı yapılabilir. Ama korkuyor sanırım. Zaman da geçiyor. Türkiye'de kalmayı yeğledi. Burada sınırlar belirli.
Ekonomik zorlukları yok, hayatları boyunca yetecek paraları var. Onun için de seçici oldular. Ama her sene her sene farklı dizilerde oynayarak yüzünü eskitirsin.
Cüneyt abi (Arkın) dünya yakışıklısı bir adamdı. Dünya starı olabilir diye Amerika'ya götürüyorlar. Adam soruyor 'Kaç filmin oldu?' diye, Cüneyt Abi de '300 filmim oldu' diyor. '300 film nasıl çekilir?' diyerek adam şaşırıyor. Yapımcı Cüneyt abinin dalga geçtiğini düşünerek kovuyor. 300 film çevirmek yerine Amerika'da ömürleri boyunca 30 film çeviriyorlar. Bu olacak şey değil" diye konuştu.