Bir zamanlar çocukların ellerinde düşürmediği hatta Anadolu’ya kadar nam salan Osmanlı oyuncakları, bugün tekrardan çocukların vazgeçilmez oyuncağı olmaya aday. Saltanat kayığı, aynalı beşik, şehzade arabası, topaç gibi birçok oyuncak tıpkı 500 yıl önce olduğu gibi ahşaptan üretiliyor. Hem sağlıklı olması hem de kendi kültürümüze ait olmasından dolayı endüstriyel oyuncaklara kafa tutan bu oyuncakları çocuklar isterlerse kendileri de yapabiliyor.
Tek çınçınlı araba, cambaz, saltanat kayığı, aynalı beşik, şehzade arabası, saplı davul tel dolap, dönme dolap, darbuka, kaynana zırıltısı ve topaç Osmanlı zamanında yapılan ahşap oyuncaklardan bazıları. Günümüz çocukları kafalarını tabletlerden kaldırmazken eskiden çocuklar ellerinden bu oyuncakları düşürmezdi. Döneminin en popüler oyuncakları olan Osmanlı oyuncakları, Anadolu’da ‘Eyüp Oyuncakları’ şeklinde bilinirdi. Sadece Eyüpsultan’da yapılan bu oyuncaklar Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sine dahi konu olmuş. 1635 yılında Eyüp’te 100 oyuncak dükkânı olduğundan bahsedilirken bunlardan hiçbiri ne yazık ki günümüze kadar gelememiş. Fakat bugün Eyüp’te Geleneksel Eyüp Oyuncakçısı, Osmanlı oyuncaklarını birebir yaparak bir kültürü yaşatmaya çalışıyor.
- Geleneksel Eyüp Oyuncakçısı’nda çocuklar endüstriyel oyuncaklar, tabletlerden uzaklaşarak hem kendi kültürlülerini tanıyor hem de kendi oyuncaklarını üretiyor. Ahşapla iç içe olan çocuklar, petrokimya oyuncaklarının zararlı etkilerinden de uzaklaşarak sağlıklı bir şekilde oyunlar oynuyor.
Bugün 28 çeşit ahşap oyuncağın yer aldığı Geleneksel Eyüp Oyuncakçısı hakkında bilgi veren Hakan Memur, Osmanlı oyuncaklarının bugün 26-27 çeşit olarak müzelerde, piyasada ya da bazı koleksiyonerlerin elinde olduğunu söyleyerek ekledi: “Aslında tarihte araştırma süreçleri biraz daha derinleştirildiğinde 40-50’den daha fazla oyuncağın olduğunu biliyoruz. Biz bu oyuncakların üzerine yeni tasarımlar da ekleyerek daha çeşitliliği arttırmayı hedefliyoruz.”
Eyüp’ün oyuncak kültürü olarak Avrupa’dan da eski olduğunu söyleyen Memur, “Eyüp dışında 1500’lü yıllarda dünyanın hiçbir yerinde kümelenmiş oyuncak üreticileri yok. Biz bugün, burada yerli milli oyuncak kültürü vurgusunu yapıyoruz. Osmanlı oyuncakları 1500-1600’lü yıllarda Eyüp Sultan Camii’nin kuruluşundan sonra civar bölgesindeki çocukların o bölgeye yoğun gelmelerinden ötürü özellikle sünnet ve nişan merasimlerinden ötürü gelişmiş o dönemin ustaları tarafından yapılmış ve daha sonra birçok ustayla gelenekselleşmiş oyuncakçılık geleneği. Biz de bugünün oyuncaklarını aynı gelenek aynı çizgiyle üretmeyi arzu ediyoruz” dedi.
Osmanlı oyuncaklarının organik oyuncak kültürü bakımından dönemin en önemli unsurlarından biri olduğunu vurgulayan Memur, “Kendi döneminde ahşapların, derilerin, kumaşların atıklarından üretilmiş. Ahşap insan doğasına uygun bir malzeme. Hiçbir zaman insana zarar vermez ki bazı ahşap türleri özellikle oyuncağın kullanıldığı gürgen ağacı gibi kayın ağacı gibi kızılağaç gibi ağaçlar anti bakteriyeldir. Hiçbir şekilde üzerinde bakteri dahi muhafaza etmez. Çömlek oyuncakları, ahşap oyuncakları her zaman insanın doğasıyla uyumlu ve binlerce yıl aynı şekilde günümüze kadar ulaşmış bir gelenek olduğu için de sağlıklı oyuncak kültürünün temelini her zaman ahşap oyuncak oluşturur” şeklinde konuştu.
Eyüp oyuncaklarını günümüzde sadece kadın ustalar yapıyor. Şernur Ülker ise o kadın ustalardan biri. Doğuma büyüme Eyüplü olan ahşap oyuncak ustası Ülker, bu işe ilk olarak çocuklarına oyuncak üretmek için başlamış. Daha sonra bir aşka dönüşen bu kültürden vazgeçemeyen Ülker, şu şekilde anlatıyor:
- “Bu oyuncakları nerdeyse 15 senedir yapmaktayım. Bu serüvenimin sonunda da böyle bir atölye kurma arzusu gerçekleşti. Kendi atölyemizi kurduk. Burada eski döneme ait bütün oyuncakların hepsini yapıyoruz. Öğrenmiş olduğum 28 çeşit oyuncağın hepsi tek tek elimden geçiyor. Burada yeni oyuncaklar ve desenler de geliştiriyoruz.”
Oyuncakların hepsinin farklı işlevlere sahip olduğunu anlatan Ülker, “Mesela saltanat kayığı aslında çok önemli olan oyuncaklardan biri. Çünkü Topkapı’dan padişahların binip Eyüp semtine geldikleri ve cülus denen bir törenle birlikte padişahlık payesini alırlardı. Bu törene sadece bu kayıklarla geliniyordu” ifadelerini kullandı. 3 ila 12 yaşa aralığındaki çocuklar için gerçekleşen etkinliklerde her bir oyuncağı Ülker, hikayeleştirerek anlatıyor.