Sanatçı Orhan Gencebay Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği'nden istifa etti. Gencebay, istifa gerekçesinde, Arif Sağ'ın basına son zamanlarda şahsına hakaret eden ve art niyetle verdiği bilgilerden dolayı dostluklarının bittiğini söyledi.
Orhan Gencebay, Fuat Güner, Recep Ergül, Ahmet Selçuk İlkan ve Suat Suna, Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa etti.
Etiler'deki ofisinde düzenlenen basın toplantısında istifa gerekçelerini açıklayan Gencebay, MESAM'da son dönemde yaşananlarla ilgili bir açıklama zorunluluğu doğduğunu belirterek, "Arif Sağ, yarım asırdan fazladır dostumdu. Fakat bu dostluk artık maalesef bitmiştir. Son zamanlarda, basına verdiği demeçlerde şahsıma hakaret eden, son derece saygısız ve gerçek dışı, saçma sapan, art niyetle verdiği bilgilerden dolayı bu dostluğu kendisi bitirmiştir. Kendisine sağlıklar diliyorum" dedi.
Sanatçı Gencebay, MESAM Yönetim Kurulu Başkanlığı'ndan ayrılırken yönetim kuruluna hitaben yazdığı 3 sayfalık dilekçedeki sözlerinin arkasında olduğunun altını çizerek, dilekçenin, polemik konusu oluşturmak isteyen birileri tarafından maksatlı olarak MESAM dışına servis edildiğini aktardı.
Yönetim kurulu üyesi Suat Suna'nın da MESAM sırlarını dışarıya açıkladığı iddiasıyla MESAM'dan ihraç edildiğini dile getiren sanatçı, bu gerekçenin gerçek dışı ve hiçbir delili olmayan haksız bir suçlama olduğunu söyledi.
Orhan Gencebay, MESAM'da yaşanan sorunun, mezhep veya etnik köken sorunu olmadığını sözlerine ekleyerek, "MESAM Telif Birliği şu anki yönetim şekliyle, bilgi yetersizliğiyle, sorunların üstüne gidememesiyle, eser sahipleri için hiçbir yararlı çalışma yapamayacak durumdadır. Merak edenler bu görüşümü binlerce MESAM üyesinden aynen duyabilir" değerlendirmesinde bulundu.
"Sözlü ve fiziki saldırıya uğrayan pek çok yönetim kurulu üyesi olmuştur"
MESAM 15. Olağan Genel Kurulunun önemli bir sebep olmaksızın tarihinin değiştirildiğine dikkati çeken Gencebay, şunları dile getirdi:
"18 Mart Pazar, Çanakkale Zaferimizin yıl dönümüdür. Genel kurul toplantısının yapılacağı tarih budur. O gün eser sahibi müzisyen ve sahne sanatçısı arkadaşlarımızın büyük bölümü, çeşitli kurum ve kuruluşların düzenleyeceği etkinliklerde görev almaktadırlar. Bu karar, iyi niyetli değildir. Hem Çanakkale şehitlerimizin aziz hatıralarına hem de bütün üyelerimizin özgür iradelerine herkesin saygılı olmasını beklemek en doğal hakkımızdır. Nitekim, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü de başvurumuz üzerine, 2 Şubat 2018'de MESAM Yönetim Kurulu'na hitaben bir yazı yazarak, 18 Mart'ta genel kurul toplantısı yapılmaması gerektiği önerisinde bulunma gereği duymuştur."
Usta sanatçı, MESAM yönetim kurulu toplantılarında yaşananların en sıradan işletmede dahi kabul edilemeyecek olduğunu vurgulayarak, "Yönetim kurulu üyelerinden bazıları, kendilerini MESAM'ın sahibi olarak görmüş olacaklar ki fikirlerini beğenmedikleri bazı yönetim kurulu üyelerine sözlü ve fiziki saldırılarda bulunma cüretini gösterebilmektedirler. Bütün yönetim kurulu üyelerinin ve personelin tanık olduğu bu olaylar nedeniyle, yönetim kurulu üyelerinin özgür iradeleri her zaman tehdit altındadır. Yönetim kurulu üyesi olarak görev yaparken hep aynı kişi tarafından sözlü ve fiziki saldırıya uğrayan pek çok yönetim kurulu üyesi olmuştur." dedi.
MESAM'ın yönetim ve hizmet sisteminin baştan aşağı ele alınarak iyileştirilmesinin gerekli olduğunu söyleyen Gencebay, "Gelişmiş ülkelerin standardına camia olarak ulaşmamız şarttır. MESAM, kimsenin malı değildir. 9 bin 600 civarında üyesi vardır. Fakat bazı bilinç yetersizleri ve bencilleri MESAM'ı kendi mallarıymış gibi yönetmek istemekte, karşı çıkanları da MESAM'dan ihraç etmektedirler" diye konuştu.
"Bunların hepsinin düzeleceğine inanıyoruz"
Orhan Gencebay, birçok sanatçı ve müzisyenin sağlık güvencesi ve emeklilik hakları olmadığını sözlerine ekleyerek, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan büyük duyarlılık göstermiş, başta 5846 sayılı telif hakları yasamızın revize edilmesi olmak üzere, sanatın ve sanatçının sorunlarını çözmek için gerekli birimlere talimat vermiştir. Ben buna şahidim. Yasa çalışmalarının da yakın zamanda Meclis Genel Kurulu'na geleceğini sevinçle öğrenmiş bulunuyorum. Yaklaşık 18 ay süren başkanlık görevim sırasında onlarca yararlı çalışma yaptık. Yasamızın yeniden ele alınmasıyla ilgili çalıştaylar, özel kopyalama üzerinden telif sektörüne ödenecek kesintiler, yüksek yargı mensuplarına yönelik yapılan sempozyum, yaklaşık 400 bin üyesi olan İstanbul Ticaret Odası'nın rahmetli başkanıyla yapmaya çalıştığımız iş birliği ve daha pek çok çalışmamız, bazı yönetim kurulu üyeleri tarafından önemsenmemiştir ve lüzumsuz bulunmuştur."
Meslek birlikleri mensupları olarak sanatın ve sanatçının korunması için maddi ve manevi hakların tam olarak alınmasını ve sosyal refahlarının artmasını sağlamayı amaçladıklarını aktaran Gencebay, "Atamız Şeyh Edebali der ki 'İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın'. Biz de diyoruz ki sanatçıyı yaşat ki sanat yaşasın" ifadelerine yer verdi.
Gencebay, Türkiye'nin değerlerinin korunması gerektiğini kaydederek, "Türk müziği bu şekilde giderse ve bu hakları gereği gibi alamazsak, sanatçımız yaşayamayacak. Çünkü sanatı sanatçı üretmektedir. Sanatçımız üretim yapamayınca, Türk sanatı, gereken yere varamayacaktır. Belki de bir nesil sonra asimilasyona gideceğiz. Allah korusun başka kültürler bizi esir alacak. Daha doğrusu kendi değerlerimizi kaybedeceğiz" dedi.
"Şerefim ve onurumla yaşadım, böyle de öleceğim"
Arif Sağ ile arasında politik bir mesele olmadığının altını çizen Gencebay, şöyle konuştu:
"Yaradana teslim olan, Allah ile bir olana ömür de ölüm de hoş gelir der, pirimiz Hazreti Mevlana. Muhteşem bir sözdür. Biz de buna saygı duyarız. İnsan ayrımı yapmak ne mümkün. Allah korusun. Böyle bir şeyi hayatım boyunca yapmadım. Şerefim ve onurumla yaşadım bu zamana kadar. Böyle de öleceğim inşallah. Etnik, mezhep gibi şeylerin konu edilmesi utanç verici, çok gönül kırıcı. Benim siyasetle de işim yok. Siyaseti siyasiler yapsın. Ben sanatçıyım. Sanat siyaset yapmaz. Sanatın kendisi kesinlikle siyaset yapmaz. Sanat iyiyi, doğruyu, güzeli, estetiği, adaleti, olumluyu anlatır. Fakat tabii ki bu değerleri bilen, bunu anlayıp anlatan bir siyasi kurum varsa ona saygı duyarım."
Suat Suna da müzik sektöründeki meslek birliklerinin genel kurul toplantılarını hafta içi yaptığına işaret ederek, "Burada savunma olarak deniyor ki, MESAM'ın genel kurul toplantıları 30 yıldır hafta sonu yapılıyor. Zaten 30 senedir bu maksatla yanlış yapılıyordur. Hafta sonu seçim yapan başka bir meslek birliği yok. Sadece MESAM" değerlendirmesinde bulundu.
Sanatçı Fuat Güner de MESAM'ın ikiye bölündüğü eleştirisinde bulunarak, "Bu zihniyet çok kötü bir zihniyet. Tek vücut olmalı. Yoksa telif haklarına nasıl sahip çıkacaksınız? Birbiriyle kavga eden bir yönetimden iş çıkar mı? Katiyen çıkmaz. Ben bunu dehşetle gördüm. Haksız, hukuksuz, tamamen psikolojik ve kendi duygularına bağlı hareket ediyorlar" ifadesini kullandı.
Ahmet Selçuk İlkan ise MESAM'ın üyelerinin sorunlarıyla ilgilenmesi gerektiğinin altını çizerek, "Bugün basına yansıyan Orhan Gencebay ile Arif Sağ'ın iç çekişmesi. Halbuki ikisi de ülkemizin en değerli, popüler ve önemli sanat adamları. Arif Sağ burada değil ama inanıyorum ki her ikisi de en fedakar şekilde MESAM üyelerinin daha iyiye gitmesi için çaba gösterecektir. Ama ne yazık ki sizin de bildiğiniz gibi yaklaşık bir yıldır rahatsızlığı nedeniyle masaya gelememiştir. Masaya geldiğinde de önceden alınmış kararlarda değişiklik yapması bizi rencide etmiştir" açıklamasını yaptı.
MESAM'ın kuruluşu
Müzik eserleri alanında faaliyet gösteren ilk meslek birliği olan MESAM, müzik eseri sahiplerinin hak ve çıkarlarını en etkin şekilde korumak ve bu eserlerden elde edilecek hakları, doğru ve ekonomik yöntemlerle eser sahiplerine kazandırma amacıyla 1986'da kuruldu.