Belki acımasızca ve çılgınca gelecek ama Gazze’de soykırım yapan Netanyahu ve pedofiliyi endüstri haline getirip dünyanın en ünlü isimlerine hizmet olarak sunan Epstein’ı modern sinema yarattı denebilir.
Belki acımasızca ve çılgınca gelecek ama Gazze’de soykırım yapan Netanyahu ve pedofiliyi endüstri haline getirip dünyanın en ünlü isimlerine hizmet olarak sunan Epstein’ı modern sinema yarattı denebilir. Zira küresel sistemin de zeminini kullanan sinema ve dizi sektörü, haz temelli ve insanları bencilliğe mahkum edecek manipülasyonlarla nesilleri büyüttü. Özellikle Doğu Bloku’nun yıkılması sonrası zaferini ilan eden Batı, neredeyse sınırsız bir özgürlük söylemi ile milenyum neslini hazırladı.
Öyle filmler izledik, filmler de öyle şeylere denk geldik ki, bunların yapılabiliyor olmasına akıl erdiremedik. Birçoğunu burada söyleyemeyiz. Zira kötüyü ve dolayısı ile kötülüğü çoğaltmamak gerek. Derdimiz sadece yaklaşım ve oluşturulan sistem.
İSRAİL İLE EPSTEIN’I AYNI CÜMLEDE ANMAK GEREK
Şu an kim çıkıp da Hollywood başta olmak üzere Batı sinemasının İsrail’e bugünkü katliamları yapabilmesi için zemin hazırlamadığını söyleyebilir?
Peki, kim çıkıp da -yine Hollywood başta olmak üzere- filmler ve dizilerle gençler başta olmak üzere insanların temelsiz bir özgürlük tarifi ile tüketime yöneltilmediğini, böylece doyumsuzlaşan insanların başka arayışlara girdiğini, bencilleştirildikçe aynı insanların kendilerinden başkasını düşünmediğini, hep daha çok kazanmak ve bedensel arzularının en frijit şekilde tatmin etmek için açık kapılar bırakmadığını söyleyebilir?
Toptancı yaklaşım doğru değil elbet. Sinemanın tek başına buna yaradığını ya da soykırım ve pedofili gibi insanla aynı cümlede yer almayan kavramları gözümüzün içine baka baka yapanları oluşturduğunu söyleyemeyiz. Fakat küresel sistemin yegane amacı kazanç olduğuna göre, kazanmanın yolunun da insanı reklamlarla tüketime yönlendirmek olduğuna göre, çılgınca tüketime yönelen insanın filmler ve dizilerdeki karakterler/hikayeler ve yönlendirmelerle sevk olunduklarına göre perdenin bu kısmına dikkat çekmeli birileri.
NASIL BİR TEHLİKE?
Evet, sinema ve dizilerde ele alınan meseleler ya da konuların ele alınış biçimleri tehlike arz ediyor. Özgürlüğü sınırsızlık olarak uygulayan bu alanlarla beslenen şahısların zihin yapılarından çıkan uygulamalarının da sınırsızlığa yol açabileceğini bilmeliyiz.
Genellikle yeraltı denen görünmez mecralarda ve yasalardan uzak uygulanan şeyler havuzunda yer alan pedofili ile yapanların da yaptıranların da kabul etmediği soykırımı alenen uygulama cesaretini nasıl edinir insanoğlu? Ve daha önemlisi buna nasıl sessiz kalabilir, insanoğlu?
NESİLLERİ BÜYÜTEN ARAÇLAR!
Bir dönem televizyonun, öncesinde ve ardından sinemanın, sonra internetin, artık sosyal medyanın ve nihayet dijital yayın mecraları eliyle hepsini içinde barındıran bir ortamın insanların zihinlerini, kabullerini ve hatta değer yargılarını yönettiğini bilmemiz gerek.
Epstein skandalının içinden politikacıların, sanatçıların, sporcuların, iş adamlarının çıkması şaşırtıcı mı geldi? Onlarca yıl binlerce ünlüye verilen hizmeti düşünün. Bundan haberdar olunmaması mümkün olabilir mi? O halde göz yumanları düşünmeli. Ve bu sistemi var edenlerin değer yargılarının, süslü sözler arkasında nasıl bataklıkta yaşandığını bilmeli…