Mide kanseri kanser türleri arasında ölüme sebep olma açısında 2. sırada, görülme sıklığı açısından ise 4. sırada yer alıyor. Çok sinsi bir hastalık olarak ilerleyen mide kanseri çeşitli sebeplerle meydana gelebiliyor. İşte mide kanserini, belirtilerini ve tedavi yöntemlerini sizler için derledik...
Mide kanseri pankreas kanseri ile birlikte hastaları en çok tedirgin eden hastalıklardan biridir. Son yıllarda mide kanserinde belli oranlarda azalma olmasına rağmen görülmeye devam etmektedir. Erken evrelerde mide kanserinin teşhis edilmesi mide kanseri tedavisinde önem taşımakta. Mide kanseri Türkiye'de, Amerika ve Avrupa'ya kıyasla daha sık görülüyor.
Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Emin Ersoy, mide kanserinin ölüme neden olma sıklığına göre ise 2’nci sırada yer aldığını söyledi. Ersoy, “Asya ve doğu Avrupa ülkelerinde kanserden ölüm nedenlerinin başında mide kanseri yer alırken batı toplumlarında bu oran düşer. 5 yıllık sağkalım oranı yüzde 27’dir. Mide kanseri kansızlığı olanlarda (pernisiyöz tip), A grubu kana sahiplerde ve ailelerinde mide kanseri olanlarda ise daha sık görülebilir. Diet ve ilaçlar konusunu açmak gerekirse; Aşırı tuzlu , tütsülenmiş gıdalarla beslenenlerde mide kanseri görülme sıklığı artar. Dietteki nitratlar da kanser sıklığını artırır. Yüksek oranda C vitamini alanlar, sebze ve meyveyi bol tüketenler, E vitamini alanlarda ise mide kanseri daha az sıklıkla görülür. Dondurulmuş gıdalardan uzakduranlarda da kanserin daha az sıklıkla görüldüğünü biliyoruz” dedi.
Aspirin mide kanserini önlüyor
Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Emin Ersoy, tütün kullanımının mide kanseri görülme sıklığını artırırken alkol kullanımının mide kanseri gelişmesinde bir etkisi olmadığını ifade etti.
“Düzenli aspirin kullanımı mide kanseri oluşmasını engeller” diye konuşan Prof. Dr. Ersoy, Helikobakter Pilori’nin kanser riskini sağlıklı insanlara göre 3 kat daha fazla artırdığını bildirdi.
Prof. Dr. Emin Ersoy, mide ülseri olanlarda kanser riski artarken, Onikiparmak barsağı ülseri olanlarda ise bu oranın daha az olduğunu duyurdu.
Mide rahatsızlığı olanlar yakından takip edilmeli
Helikobakter Pilori mikrobu ile birlikte midede ülser ve gastritis gibi hastalıklara sahip kişilerde bu mikroba yönelik tedavide yapılması gerektiğini söyleyen Ersoy;
“Ailesinde mide kanseri olanların kendilerinde de kanser gelişme potansiyelleri yüksektir. Bu nedenle mide rahatsızlığı olan hastalar, eğer aile bireylerinin diğerlerinde de benzeri rahatsızlıklar varsa mutlaka uzman bir doktora başvurmalıdır. Kansere dönüşebilen mide hastalıkları arasındaki Polipler, bir çok tipi olmalarına rağmen nerede olursa olsun takip edilmeli ve gerekirse çıkartılmalıdır. Özellikle 2 cm‘lik boyutu aşanlar, yüksek derecede kanser olma eğilimindedirler. Ayrıca vücudun diğer barsak sistemlerinde de birlikte görülenleri olabilir.”
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr.Emin Ersoy, Atrofik gastritis rahatsızlığına dikkat çekerek, uzun süreli gastriti yani mide içerisi iltihabı olan hastalarda bir süre sonra mide iç bölgesinin yapısal değişikliğe uğrayabileceğini bunun da kansere neden olabileceğini kaydetti.
Hastalık sinsi ilerliyor
Prof. Dr. Emin Ersoy, uzun süreli yapısal değişikliğe uğramış mide iç cidarının ince barsağa benzer bir yapıya dönüşmesi olan İntestinal Metaplazi rahatsızlığında da benzer bir tehlike bulunduğuna dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mide içerisinde gelişen her ülser kansere dönüşebilir. Çok yakın takip ve tedavi edilmeleri gerekir. Geçmişinde çeşitli nedenlerle mide ameliyatı geçiren hastalarda mide kanseri riski vardır ve bu hastalar mutlaka yakından takip edilmelidir. Klinikte mide kanserleri olan hastalar ilk olarak kilo kaybederler ve iştahsızlıkları vardır. Aslında olay çok önceden başlamıştır fakat hastalar bu şikayetlerini geçmişten gelen alışkanlıkları ile ya bir antiasid ilaç alarak ya da etraftan buldukları yöntemlerle geçiştirmeye çalıştıklarından hastalık en son aşamaya gelmeden doktora gitmezler ki, asıl problem de budur. Hastalık sinsi ilerler, hastaların mideleri kazınır, hazımsızlıkları vardır, ağızlarına acı ekşi sular gelir fakat hiç doktora gidilmez. Ne zaman anlamsız kilo kaybı ve iştah azalması olur o zaman gidilir fakat olay ilerlemiştir.”
Erken tanı önemli
Mide kanserlerinde önemli olanın küçük şikayetlerle başlayan mide kanserinin zamanında yani erken olarak saptanması gereğine dikkat çeken Prof.Dr.Emin Ersoy, en iyi tanının erken tanı ve acil yapılacak endoskopi olduğunu kaydetti.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr.Emin Ersoy, tedavide eğer yapılabiliyorsa cerrahinin en iyi yöntem olduğunu açıklayarak, “Ameliyat, tipine ve yerine göre laparoskopik (kapalı) ya da açık olarak yapılabilir. Eğer yapılamıyorsa kemoterapi yapılır” diyerek sözlerini tamamladı.
Midenizdeki küçük şikayetleri dikkate alın
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Alihan Gürkan ise, mide kanseri ve tedavisi hakkında uyarılarda bulundu. Mide kanserinin, kanser türleri arasında pankreas ile birlikte hastaları en çok korkutan kanser türü olduğunu kaydeden Prof. Dr. Gürkan, mide ve pankreas kanserlerini çok ileri evrelerde teşhis edildiğini ve hastaların yaşam beklentilerine çok fazla katkısı olmadığını belirtti. Son yıllarda mide kanserinde ciddi bir azalış olduğunu söyleyen Gürkan, ''Günümüzdeki modern tedavilerin yüz güldürücü sonuçlarının en az yansıdığı tümör türleri, mide ve pankreas kanserleri. Bizim bu konudaki en büyük önceliğimiz mide kanserini daha erken evrede yakalayabilmek. Yani sindirim bozukluğu olan, mide bölgesinde ağrısı olan, hazımsızlık gibi şikayetleri olan kişilerin daha bilinçli olması gerekiyor’’ dedi.
Sigara mide kanseri yapıyor
Prof. Dr. Gürkan konuşmasına şöyle devam etti: "Mide kanseri sigara kullananlarda daha çok görülür. Mide kanseri; midesinde polip bulunanlarda, helikobakter pilori enfeksiyonu olan veya tütsülenmiş gıda ve turşu gibi yiyecekleri çok fazla tüketen özellikle Asya toplumlarında daha sık görülen bir kanser türüdür. Ama insanların taze sebze meyveye ulaşımının fazla olduğu yerlerde mide kanserinin sıklığı düşmektedir. Mide kanserinin belirtisi görüldüğünde mutlaka bir gastroenteroloji uzmanına başvurulması gerekir. Hatta gerekirse endoskopi yaptırılabilir. Endoskopi bu konudaki en iyi tanı aracımızdır. Mide kanserinin mevcut tedavi yöntemlerinin içerisinde, cerrahi ve kemoterapi en başta gelmektedir. Özellikle ikinci evreden başlayarak mide kanserinde operasyon öncesi verilen tedavinin operasyon sonrasındaki etkinliği arttırmak adına çok önemli olduğunu biliyoruz".
Kemoterapi şart
Ameliyat sırasında kemoterapi verilmesinin gerekli olduğunu söyleyen Gürkan, "Öncelikle bu bir seçenektir, klasik tedavinin yerini aldığı iddia edilen bir uygulama değil ancak ameliyat öncesi ve sonrası verilen kemoterapinin tümörlü bölgeye ulaşma oranı yüzde 20-30 oranında ama bunu ameliyat sırasında kemoterapi vererek yüzde 100 oranına çıkarabiliyoruz. Bu büyük bir avantajdır. Hipertermi dediğimiz sıcak kemoterapi aslında son 20,30 yıldır uygulanan bir tedavi yöntemi. Önceleri kadın hastalıkları tümörleri ile başladı, son dönemlerde kalın bağırsak kanserli hastalarımıza uyguladığımız ve çok iyi sonuçlar aldığımız bir tedaviydi. Mide ve pankreas tümörü gibi daha saldırgan tümörlerde yeri araştırılmaya devam ediyordu ve son çıkan yayınlar özellikle mide kanserinde de sıcak kemoterapinin etkisinin olabileceğini net olarak ortaya koydu. İlerleyen dönemlerde bunları daha net ortaya koyabileceğiz. Burada unutulmaması gereken şey şudur, bu tedaviler her hasta için uygun tedaviler değildir. Kanser ekiplerince çok iyi seçilmiş hastalarda, bu ameliyatın risklerini tolere edilebilecek hastalarda çok dikkatli bir şekilde kullanılması gereklidir’’ diye konuştu.