Her üç tabaktan birinin çöpe gittiği, her 1 dakikada 3 çocuğun açlıktan öldüğü bir dünya. İsraf edilen gıdanın yüzde 60’ının yeniden kazanabileceği düşünülünce israfın boyutlarının akılalmaz derecede büyük olduğu görülebilir. İstatistikler de aşırı yemek tüketildiğini gösteriyor. 184 ülkenin 173’ünde tavsiye edilen miktardan daha fazla yemek tüketiliyor. Türkiye en çok kalori tüketen 5. ülke. Oxford Üniversitesi araştırmasına göre BM üyesi ülkelerin yüzde 94’ü tavsiye edilen miktardan daha fazla yemek tüketiyor. Günlük kalori tüketimi baz alınarak yapılan sıralamada 184 ülkenin 173’ünde insanların her iki cinsiyet için önerilen günlük 2 bin-2 bin 500 kaloriden fazla tükettiği gözlemlendi. Veriler ülkelerdeki her evin satın aldığı ortalama yiyecek miktarı üzerinden hesaplandı. Listenin ilk beşinde Bahreyn (4012 kalori), ABD (3868 kalori), İrlanda (3850 kalori), Belçika (3824 kalori) ve Türkiye (3762 kalori) bulunuyor. Listenin sonunda 1641 kalori ile Orta Afrika Cumhuriyeti yer alıyor. Bahreyn’de her 10 yetişkinden 4’ü obeziteden muzdarip.
İşte dünyada israfa karşı alınan birbirinden değişik önlemler, örnek uygulamalar, ilginç çözümler...
“Boş tabak” kampanyası ile Çin’de beş kişi yemeğe gidiyor ama dört kişilik sipariş alınıyor. Ülkede koronavirüs salgını ve sel felaketleri sonrasında yiyecek israfının önlenmesi için kampanya başlatıldı. Boş tabak adlı kampanya sebebiyle sipariş edilebilecek yemek sayısına sınırlama getiriliyor. Kampanyaya göre restoranlarda en fazla kişi sayısından bir eksik sayıda yemek siparişi verilebiliyor. Mesela beş kişilik bir aile en fazla dört porsiyon yemek söyleyebiliyor. Kampanya ile ilgili açıklamada israfın utanç verici olduğu vurgulanıyor. Kampanya, lokantalara müşterilere “idareli yemeleri” uyarısı yapan ışıklı levhaların konulmasını ve israfa karşı müşterilerin denetlenmesini öngörüyor.
Bu konuda sıkı tedbirler alan ve meseleye yasal çerçeveden bakan Çin’de israf halihazırda resmen yasak. Ülkede en hızlı mantı yiyene ödül veren restoranın israf yasasını ihlal etmekle suçlandığını okumak bize biraz şaşırtıcı geliyor değil mi? Siçuan bölgesi Yibin ilinde, müşterilerine 108 mantıyı en hızlı yiyene ücretsiz yemek ve ödül teklif eden restoran hakkında israf karşıtı yasayı ihlal etmekten soruşturma başlatılması dünyada yankı buldu. Eğer işletme sahipleri israfa teşvik etmekten suçlu bulunursa 1400 dolara kadar ceza alabilecek. Aşırı yemek tüketiminin özellikle sosyal medyada teşvik edilmesi nedeniyle 2021’de İsraf karşıtı yasa yürürlüğe girmişti. 1950-1960 yıllarında da 45 milyon kişinin kıtlık nedeniyle hayatını kaybetmesi pek çok restoranı soruşturmayla karşı karşıya bırakmıştı.
Kompost mecburiyetiyle ilgili uygulamayı da burada zikredelim. Yiyecekleri sınıflandırmanın ve kompost işleminin 2013’ten beri zorunlu tutulduğu Güney Kore’de bu sayede gıda israfı sıfırlandı.
Bu örneklerden yola çıkarak konuya ciddiyetle eğilmeli ve aynı şekilde yasal zeminde caydırıcı tedbirlere başvurmalı mıyız? Bu hususu hukukçulara ve yasa koyuculara bırakıp ülkemizde israfa karşı örnek bir uygulamaya, gıda atıklarıyla yenilebilir resim çalışmasına yer verelim.
Otel restoranlarında sebze ve meyve atıklarından elde edilen doğal boyalarla turistlere yönelik yenilebilir tablo etkinlikleri düzenleyen Milli Takım eski kaptanlarından Hüseyin Bölük’ün hayata geçirdiği “Yaşayan Mutfak” projesi sayesinde çay ve kahve posasından gıda atıklarına kadar her şey değerlendiriliyor. Yemek hazırlıklarında ortaya çıkan atık sebze ve meyve parçaları boya ve tat etkinliği için karıştırıcıda püre haline getirilip zeytinyağı ile kıvamlandırılıyor. Elde edilen doğal boyalar resim paletlerine konularak fırçalarla misafirlere dağıtılıyor. Doğal boya ile çizenler resmin tadına bakabiliyor. Sebze ve meyvelerin israf olmasının önüne geçilmesi de memnuniyet veriyor.
GÖZÜME TAKILANLAR
Michelin Rehberi Türkiye'deki seçkisine İzmir ve Bodrum'u da katmaya hazırlanıyor. Türkiye haritasına ilk defa bu iki bölgeyi ekleyecek olan ekibin restoran seçimleri 9 Kasım tarihindeki özel bir törenle duyurulacak. Rehberin restoran seçimlerinde İstanbul'daki ikinci seçki de yer alacak. Geçen yıl ilk defa Türkiye'den İstanbul rehbere girebilmişti. Müfettişlerin yol haritalarına dahil edecekleri iki bölge için keşfedilmeyi hak eden mutfak kültürü olduğu değerlendirmesini yapan Michelin Rehberi Uluslararası Direktörü Gwendal Poullennec'a göre, İzmir ve çevresi yöresel kültürü ön plana çıkaran ve çoğu genç şefin üst düzey gastronomik yeteneklerini sergileyebildiği heyecan verici restoranlara sahipken, Bodrum geleneksel ve ulaşımı kolay olacak şekilde şehir merkezinde yer alan restoranların yanında lüks tatil köylerindeki inovatif konseptler sunan restoranlarıyla da parlıyor.
Edremit zeytinyağı AB'den coğrafi işaret tescili alan 13. ürün oldu. Daha önce Milas zeytinyağı yanısıra Gaziantep baklavası, Aydın inciri ve kestanesi, Malatya kayısısı, Bayramiç beyazı, Taşköprü sarımsağı, Giresun tombul fındığı, Antakya künefesi, Suruç narı, Çağlayancerit cevizi, Gemlik zeytini AB nezdinde korunma hakkı elde ederken 43 ürün ise sırada bekliyor.
Laz böreğine methiye
Karadeniz mutfağı tatlıları arasında ilk akla gelen lezzetlerin başında “laz böreği” gelir. Adı börek olsa da onun bir tatlı çeşidi olduğunu unutmayalım. Hem de yöreye özgü ve özel olandan. Üstelik dünyaya mal olabilecek bir tada sahip. Çıtır çıtır yufkaların arasında yoğun kıvamlı muhallebi, tereyağı ve şerbet ile hazırlanyor. İncecik hamurunun içine ilave edilen muhallebisi hafiflik katıyor. Üzerine ilave edilen soğuk şerbet de damakta ferah bir tat bırakıyor. Bayram ve düğün gibi özel günlerde misafirlere ikram ediliyor.
Bu lezzeti kolaylıkla bulabilirsiniz. Ancak günün erken saatlerinde pastanenin yolunu tutmanız şartıyla. Meraklıları çok, üretim az olması nedeniyle öğleden sonra bulmak bir hayli zor. Rize'deki pastanelerde bu duruma bizzat şahit olmuşluğum var.
2 yıllık çalışma sonunda Hopa Ticaret ve Sanayi Odasının girişimleriyle Türk Patent ve Marka Kurumunca 2019 yılında tescillendi. Hopa'nın ilk tescil belgeli ve aynı zamanda bu yöreye ait olduğu ileri sürülen bir ürünü. Artvin, Rize ve Trabzon başta olmak üzere Doğu Karadeniz sahilindeki sofraların vazgeçilmezi. Geçmişi 200 yıl öncesine dayanıyor.
Artvin'in diğer coğrafi işaretli ürünleri ise hamsili ekmek, Borçka demir elması, puçuko, Şavşat ketesi, Arhavi kestane balı, Hatila balı, Artvin döneri, Borçka ve Macahel balı, yufka tatlısı, Borçka fındığı, Hopa çayı ile kızılcık ve bal şerbetinden oluşuyor.