Doğuştan veya sonradan gelişen aort kapak hastalıkları tedavisinde kullanılan mekanik ve biyolojik kapaklara alternatif olarak “Ozaki” yöntemini geliştirildi. Yeni geliştirilen 'Ozaki' yönteminde hastaya protez kapak yerine hastanın kalp zarından elde edilen kapak kullanılıyor.
Doğuştan veya sonradan gelişen aort kapak hastalıkları yaşam kalitesini düşürmesinin yanı sıra hayatı tehdit edebilecek boyutlara da ulaşabiliyor. Bu nedenle çabuk yorulma, nefes darlığı, bayılma ve göğüs ağrısı gibi yakınmalar geliştiğinde ve kalp de bu sorunlardan olumsuz etkilendiğinde ameliyat gündeme geliyor. Ancak mekanik kapakların kullanıldığı ameliyat sonrasında hastaların ömür boyu kan sulandırıcı ilaç kullanmak zorunda kalmaları gerekiyor. Biyolojik kapaklarda ise bir süre sonra, dejenerasyon sonucu, tekrar ameliyat gereksinimi oluşabiliyor. İşte bu problemlerden yola çıkan tıp dünyası bugüne kadar kullanılan mekanik ve biyolojik kapaklara alternatif olarak “Ozaki” yöntemini geliştirdi. Dünyada yaklaşık 9 yıldır, ülkemizde de son bir yıldır sayılı merkezlerde uygulanan bu yöntemde protez kapak yerine hastanın kalp zarından elde edilen kapak kullanılıyor.
Ozaki yönteminin faydaları
Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cem Alhan, Ozaki yönteminin birçok hasta için umut veren bir gelişme olduğunu belirterek, “Bugüne kadar aort kapak hastalarında mekanik ya da biyolojik protez kullanıyorduk. Bu yöntem sayesinde ilk defa hastalara hiç yabancı madde kullanmadan kapak ameliyatı yapabiliyoruz. Bu yöntemin en büyük faydalarından biri ise özellikle ameliyat sonrası kan sulandırıcı ilaç kullanmak gereken hastalarda bu zorunluluğu ortadan kaldırarak yaşam kalitesini yükseltmesi” diyor.
Hastanın kalp zarından kapak yapılıyor
Aort kapağı kalbin pompaladığı kanın tekrar kalbe geri dönmesini engelleyerek bir çeşit vana görevi üstleniyor. Ancak doğumsal anomaliler, geçirilen bazı hastalıklar veya yaşlanmaya bağlı olarak kapaklarda kalsiyum birikmesi sonucu kapak darlığı ya da aort yetersizliği gelişebiliyor. Bunun sonucunda kalbin işleyişi bozulabiliyor. Bu durum, zamanla hayatı tehdit edebilecek sorunlar oluşturabileceği için kapağın değiştirilmesi gerekiyor. Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cem Alhan aort kapak hastalıklarında öncelikle kapağın tamir edilmesinin hedeflendiğini belirterek, “Eğer bu mümkün değilse kapak değiştiriliyor” diyor. Bu ameliyatlarda günümüze dek kullanılan standart yöntem, kapağın biyolojik ya da mekanik protezlerle değiştirilmesi. Ozaki yönteminde ise ameliyat sırasında hastanın kendi kalp zarından, özel bir yöntemle, hastanın kendi kapağının anatomisine uygun boyutlarda bir kapak üretiliyor. Ardından kapak çepeçevre dikilerek aort damarına takılıyor. Prof. Dr. Cem Alhan Ozaki yönteminin, bazı istisna durumlar dışında, aort kapak değişimi gerektiren tüm hastalara uygulanabildiğini söylüyor.
Yöntemin sağladığı 6 önemli fayda
Mekanik kalp kapakçıkları her ne kadar çok dayanıklı olsalar da kanın pıhtılaşması sonucu komplikasyonlara neden olabiliyorlar. Bu yüzden kalp kapakçığı ameliyatından sonra ömür boyu kan sulandırıcı ilaç tedavisine gereksinim duyuluyor. Ayrıca 3 haftada bir kan tahlilleri yapılarak ilacın dozunun ayarlanması gerekiyor. Çünkü doz düşük olursa kapakta gelişebilen pıhtı önemli problemlere yol açabilirken, yüksek olduğunda da kanamalar gelişebiliyor. Ozaki yönteminde aort kapağı hastanın kendi kalp zarından oluşturulduğu için kan sulandırıcı ilaç tedavisine ihtiyaç duyulmuyor. Dolayısıyla hem düzenli tahlillere gerek kalmıyor, hem de hasta kan sulandırıcı ilaçların olası komplikasyonlardan korunmuş oluyor.
Ozaki yönteminin en önemli faydalarından biri, kalp kapakçığı ameliyatı olan çocukların yeniden ameliyat olma riskini azaltması. Çocuk geliştikçe buna paralel olarak kalp de büyümeye başlıyor. Protez kapağın küçük kalması sonucunda da tekrar ameliyat gereksinimi gibi sorunlar gelişiyor. Bunun aksine çocuğun canlı dokusundan oluşturulan kapak, 3-5 yılda bir yeniden ameliyat olma riskini ortadan kaldırıyor. Yetişkinlerde biyolojik kapaklar zamanla dejenere olup yeniden ameliyat gereksinimi gösterebiliyor. Ozaki yöntemiyle ilgili ilk yayınlanan araştırma sonuçlarına göre kapak dejenerasyon riski çok düşük oluyor.
Hamilelikte kan sulandırıcı ilaç kullanmak bebekte ciddi anomaliler oluşmasına yol açabiliyor. Ozaki yönteminde kan sulandırıcı ilaç kullanılmadığı için bu tür komplikasyonlar yaşanmıyor.
Protez kapaklar, çevresini saran dikiş halkalarıyla aort damarına dikiliyor. Ancak bu halkalar nedeniyle kapak alanının daralması sonucu damardan geçen kan miktarı azalıyor. Kalp de vücudun ihtiyacı olan kanı pompalayabilmek için daha çok çalışmak zorunda kalınca, yoruluyor. Prof. Dr. Cem Alhan Ozaki yönteminde ise dikiş halkası olmadan tıpkı bir kumaş gibi her iki doku birbirine dikildiği için damarda herhangi bir daralma sorunu yaşanmadığını ve bu sayede de kalbin yorulmadığını söylüyor.
Protez kapaklardaki dikiş halkası gerginlik yaratıp kalpte ileti bozukluğuna neden olabiliyor. Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cem Alhan gelişen ritim bozukluğu nedeniyle de bazı durumlarda hastaya kalıcı pil takmak zorunda kalındığını belirterek, “Ozaki yönteminde ise dokulara zarar verecek yabancı bir madde kullanılmadığı için ritim bozukluğu yaşanmıyor, dolayısıyla pil kullanımına ihtiyaç duyulmuyor” diyor.
Kalp kapakçığı protezlerinin genellikle 10-15 yılda bir değiştirilmeleri gerekiyor. Prof. Dr. Cem Alhan, bu yöntemde hastanın kendi kalp zarı kullanıldığı için dayanıklılık süresinin biyolojik kapaklardan daha fazla olacağının öngörüldüğünü söylüyor.