Türkiye'nin Oscar adayı Nuri Bilge Ceylan'ın yönettiği Ahlat Ağacı filmi oldu. Cannes'ta gösterilen film, 15 dakika boyunca ayakta alkışlanmıştı. Bir baba-oğul ilişkisini anlatan filmin başrolünde Doğu Demirkol, Bennu Yıldırımlar, Hazar Ergüçlü, Ahmet Rıfat Şungar, Murat Cemcir gibi oyuncular var.
Nuri Bilge Ceylan'ın prömiyerini Cannes Film Festivali'nde yapan son filmi "Ahlat Ağacı", Türkiye'nin Oscar adayı oldu. Bir baba- oğul ilişkisini ele alan Ahlat Ağacı’nın başrollerini Doğu Demirkol, Ahmet Rıfat Şungar, Bennu Yıldırımlar, Hazar Ergüçlü ve Murat Cemcir paylaşıyor.
Son olarak ‘Saray Bosna’nın Kalbi Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne layık görülen ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Ahlat Ağacı’ filminin Fransa’da vizyona girmesi Fransız basınında gündem olmuştu. Le Monde, Le Figaro, Le Parisien, Paris Match gibi çok sayıda gazete ve dergide ‘Ahlat Ağacı’ ile ilgili değerlendirme yazıları yer aldı.
- Üniversiteyi bitirip memletine geri dönen 20’li yaşlarındaki Sinan, kitabını basabilecek bir sponsor ararken hem ailesiyle ilgili sorunlarla yüzleşiyor hem de bir dönem tanıdığı insanlarla yeniden buluşuyor. Geçmiş muhasebeleriyle birlikte gelen bu karşılaşmalar en temelde Sinan’ın kendisiyle yüzleşmesiyle sonuçlanıyor. Doğu Demirkol’un başarılı performansıyla sivrildiği Ahlat Ağacı, özellikle ilk yarısında mizahı bolca kullanıyor. Öğretmen, yazar, asker, imam ve inşaatçı gibi karakterler üzerinden günümüz Türkiyesine dair geniş bir portre çizen film dede, baba ve oğulu kapsayan üç jenerasyonun arasındaki güç savaşlarını, özünde ne denli benzer olduklarını gözler önüne sererek işliyor.
Filmde çok güzel sahnelerin olduğunu aktaran oyuncu, konunun politik hiçbir alt yapısı olmadan, tamamen insani bir yerden bakılarak ortaya koyulduğunu ifade etti. Murat Cemcir, çok değerli oyuncularla çalıştıklarını belirterek, şunları kaydetti:
- "Herkese hak veriyorsun, hiç kimseye hak vermiyorsun filmi izlerken. O da Nuri Bilge Ceylan'ın alamet-i farikası. Bu filmin içerisinde olmak çok değerli bir şeydi benim için. Umarım seyirci çok beğenir ve yeteri kadar gişe yapar. En azından genç sinemacı arkadaşları cesaretlendirir, seyirciyi de ülkeye ve geleceğe umutla bakacak insanlar yapar, bizi biraz daha iyileştirir."