Türkiye ile Yunanistan arasında devam eden Doğu Akdeniz gerginliği, Yunan Başbakan Çipras'ın "Ordumuz hazır" çıkışıyla yeni bir boyut kazandı. Çipras'ın açıklamaları askeri çevrelerde 'dikkate alınmaya değmez' olarak nitelense de Türkiye'nin 'Yavuz' sondaj gemisi başta olmak üzere kendi unsurlarından birinin vurulması halinde neler yapabileceği sorusu da önem kazandı. Uzmanlara göre sınırlı olsa da Türkiye tek bir askerini dahi riske etmeden Atina'yı vurabilecek enstrümanlara sahip. Yunanistan'ın modern tarihin hiçbir döneminde büyük güçlerin desteğini almadan Türkiye ile bire bir çatışmadığına değinen kaynaklar, "1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda da gördük. Ada'ya hiçbir büyük platform getirmediler" görüşünü hatırlatıyor.
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki egemenlik haklarını her ne pahasına olursun olsun koruyacağını açıklaması ve bu açıklamalarını Yavuz, Fatih, Barbaros gibi sondaj ve araştırma gemilerini bölgeye göndererek kararlılığını göstermesi yeni bir süreç başlattı.
Bölgede kendi başına bir şey yapamayan ve ABD, İsrail, İtalya, Mısır gibi ülkelerle yaptığı ortaklıklar üzerinden Türkiye'yi sıkıştırmaya çalışan Yunanistan, son dönemlerde tansiyonu daha da yükselten açıklamalar yapıyor. Yunanistan Başbakanı Çipras'ın "Yunan Ordusu hazır bir şekilde bekliyor" açıklaması, gözleri bir kez daha bölgeye çevirdi.
Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz ile Yunanistan'ın bu tutumumun 'ne kadar gerçekçi?' olduğu ve Türkiye'nin 'tek bir askerini dahi riske etmeden' atabileceği muhtemel adımları konuştuk.
Adalara topçu roketi, Atina'ya SOM ve BORA
Yunanistan'ın herhangi bir Türk unsurunu vurması halinde Türkiye'nin de aynı şekilde mütekabiliyet göstereceğini vurgulayan Oğuz, atılabilecek 'cezalandırma' adımlarından da bahsetti.
Oğuz, bu tür 'ceza' adımlarının taktik üstünlük anlamına geleceği, kesinlikle kalıcı stratejik üstünlük sağlamayacağına veya tek başına savaşı kazanmak için yeterli olmayacağına dikkati çekerek, teorik adımları şöyle anlattı:
- 1- İlk olarak kendi sınırlarımızın içinden azami 120 km menzilli topçu roket ve füzelerini kullanabiliriz. Bunlar, yakındaki adalarda yer alan Yunan askeri çıkarlarına zarar verir. Bu adalarda kullandıkları askeri üsler ve havaalanları en basit topçu roket ve füzelerimizin menzili içinde.
- 2-Yine, atış zarfına bağlı olmak üzere, azami 100-110 km menzile sahip, savaş uçaklarından atılabilen kanatlı güdüm kitlerimiz (KGK) mevcut.
- 3-Eğer Türkiye daha uzun bir menzilde müdahale etmek isterse o zaman 150 km menzilli J600T-Yıldırım karadan karaya füzelerimiz devreye girer. Bu balistik füzelerimizle yine menzili içindeki adaları vurma kabiliyetimiz var.
- 4- Daha da uzun menzilli müdahaleler için kendi hava sahamızda uçan uçaklarımızdan SOM seyir füzelerimizi kullanabiliriz ki onların menzili 280 km'nin üzerinde.
- 5- Sıcak temasa girmeden atabileceğimiz adımlar bunlarla da sınırlı değil. Pençe Harekatı'nda rüşdünü ispatlayan Bora balistik füzeleri var. Bora'nın menzili de azami 280 km civarı. Yani istersek bu mobil sistem ile teorik olarak Yunanistan'ın başkenti Atina dahi vuruş alanımızın içine girmiş oluyor. Böyle bir hamle de Türkiye'nin olası seçeneklerinden biri.
Tüm bu maddelerin ‘can kaybı’ olmadan, 'mühimmatlarla gerçekleştirilmesi muhtemel adımları' kapsadığına dikkati çeken Oğuz, "Eğer bunların dışında ne olabilir derseniz, o zaman iş gerçek bir savaşa ve dolayısıyla farklı savaş senaryolarına gider" ifadesini kullandı.
Yunanistan tek başına sıcak çatışmaya girmeye cesaret edemez
Oğuz, Çipras başta olmak üzere Yunanistan'ın yönetiminde bulunan isimlerin son dönemlerde bu tür açıklamaları daha sık yapmasını '7 Temmuz'da gerçekleşecek erken seçimlere' bağlayarak, şöyle devam etti:
"Seçim döneminde oldukları için bu tür söylemleri iç politika malzemesi olarak rahatça ve sık bir şekilde kullanıyorlar. Ancak iş 'gerçek bir savaş' durumuna gelirse kimse böyle rahat konuşamaz. Yunanistan'ın tek başına Türkiye'nin karşısına çıkma lüksü yok. Onlar, kendilerini destekleyeceklerini düşündükleri güçlere güveniyorlar.
- ABD'nin durumu farklı. Onlarla Suriye'den Irak'a, Doğu Akdeniz'den Balkanlara, Karadeniz'den F-35 ve S-400 gibi birbirinden farklı çok sayıda konuda çatışma noktalarımız var. Bu nedenle Yunanistan Doğu Akdeniz kartını bu süreçte kendisi için etkin olarak kullanıyor. Diğer ülkelerin de işine geliyor bu ve ABD'yi Türkiye'ye karşı sopa olarak kullanıyorlar. Öte yandan ABD için de NATO’da müttefik olduğu bir ülkeyle açık ve uzun süreli bir savaştan bahsetmek mümkün olmaz görüşündeyim. Ancak Türkiye'ye 'ceza' kesmek isteyebilirler. Bizim uçak, gemi, vb. bir unsurumuzu vurup 'yanlışlıkla' olduğunu söyleyebilirler. Çünkü tarihte bunun örneği var.
Kıbrıs bizim 'yan kapımız'
Eğer bu tür ilişkileri olmasa Yunanistan bu tür adımları atmaya kolaylıkla karar veremez. Çünkü Kıbrıs adasına sürpriz, ani ve sürekli bir müdahale, lojistik olarak da Yunanistan'ın rahatlıkla altından kalkabileceği bir süreç değil. Benzer savaş kabiliyetleri yok. Kıbrıs bizim ise 'yan kapımız'.
Daha önce 1974'te kimse Yunanistan için sıcak bir çatışmayı göze almayınca tek başlarına kaldılar. Kardak krizinde de ilk anda acil ve sorgusuz bir destek geleceğini hayal ettiler ama bulamayıp hayal kırıklığına uğradılar."