Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, çocukların geleceği için herkesin büyük sorumluluk taşıdığını belirterek, "Okulları açmak sadece biz yöneticilerin veya hükümetin sorumluluğu değildir. Tüm toplum bu sorumluluğu üstlenmelidir" dedi. Bakan Özer, öğretmenlerinin ne kadarının da aşılandığını açıkladı.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Sultanahmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde düzenlenen 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı Açılış Programı'nda, aileden sonra çocukların eğitimi için en önemli kurumun okul olduğunu, okulun sadece bir eğitim öğretim ortamı değil aynı zamanda çocuklara yeni ufuklar açan, dış dünyayı tanımalarını sağlayan mekan olduğunu anlattı.
Okulların, akademik beceriler dışında çocuklara sosyal-duygusal, bilişsel, fiziksel ve kültürel beceriler de kazandırdığını dile getiren Özer, "Okullar çocuklarımızın öğretmenleriyle bağ kurmalarını, arkadaşları ile sosyalleşmelerini sağlayarak güven duygularını pekiştirir. Bu bağlamda eğitim ve öğretimin okul çatısı altında, sınıf ortamında sürdürülmesi öğrencilerimizin geleceği için elzemdir" ifadelerini kullandı.
"Öğretmenlerin yüzde 90'ı bağışıklık kazandı"
Özer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin güvenli aşıları temin konusunda hızlı davrandığını ve aşıları uygulayan ilk ülkelerden biri olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
- "Türkiye, yaygın sağlık ağı sayesinde risk gruplarını belirlemiş ve aşıları kademe kademe toplumun tüm katmanlarına yaymıştır. Türkiye öğretmenleri aşılamada öncelikli gruplardan biri olarak tanımlayan az sayıdaki ülkeden biridir. Öğretmenlere verilen önemden dolayı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a bir kez daha huzurlarınızda şükranlarımı arz ediyorum.Türkiye'de gelinen nokta itibarıyla, öğretmenlerin yaklaşık yüzde 90'ı en az bir doz aşı olmuş veya hastalığı atlatarak doğal yoldan bağışıklık kazanmıştır.Aşı sayesinde Türkiye adım adım toplumsal bağışıklığı kazanmaya doğru gitmektedir."
Okulların açık kalmasının çocukların sadece akademik becerilerini geliştirmeleri için değil, onların sosyal, duygusal ve psikolojik gelişimleri açısından oldukça faydalı olduğunu dile getiren Özer, okulların kapalı kalmasının ise çocukları olumsuz etkilediğini kaydetti.
- "Çocuklarımız sizleri çok özlediler. Çocuklarımız arkadaşlarını çok özlediler. Çocuklarımız sizlerden bir şeyler öğrenmeyi çok özlediler. Dolayısıyla okullarımızın açık kalmaya devam etmesi için hepimiz aşı olmalı ve böylece çocuklarımızın eğitimlerini sürdürmesine katkı vermeliyiz. Sizler aşı olarak da çocuklarımıza ve topluma örnek olmalısınız. Çocuklarımızın geleceği için hepimiz büyük bir sorumluluk taşıyoruz. Okulları açmak sadece biz yöneticilerin veya hükümetin sorumluluğu değildir. Tüm toplum bu sorumluluğu üstlenmelidir. Toplum olarak çocuklarımızı korumak, onlara iyi bir eğitim ve öğretim ortamı sağlamak zorundayız. Bunun için veli, servis şoförü, öğretmen ve müdürden güvenlik görevlisine kadar toplum olarak hepimize görevler düşmektedir. Sadece kendimizi korumak için değil, tüm çocuklarımızı korumak ve geleceklerini riske atmamak için yalnızca okullarda tedbirlere uymamız yeterli değildir. Okul dışındaki diğer ortamlarda da tedbirlere harfiyen uymak zorundayız."
Türkiye'nin aldığı tedbirlerle Kovid-19 salgınını en az hasarla atlatabilecek bir kapasiteye sahip olduğunu belirten bakan Özer, "Bizim hiçbir çocuğu kaybetme lüksümüz yoktur. Okula bırakılan her bir çocuk ailelerinden bize bir emanettir. Her bir çocuğumuzun güvenliği ve sağlığı bizim için oldukça önemlidir. Sizler de çocuklarımızı korumak ve eğitimlerine sağlıklı bir şekilde devam edebilmelerini sağlamak için lütfen aşılarınızı olunuz. Türkiye'nin geleceğinin bugününden daha da parlak olması için en nitelikli eğitimi tüm çocuklarımıza sağlamaya devam edeceğiz. Çocuklarımızın akademik olarak diğer ülkelerdeki akranlarından geri kalmamalarını sağlayacağız. Çocuklarımızın sosyal ve psikolojik yönlerden gelişimlerini destekleyeceğiz. Çocuklarımızın iyi insanlar, ahlaklı bireyler olarak yetişmeleri için onlara örnek olacağız" değerlendirmesini yaptı.
Mahmut Özer, yeni eğitim-öğretim yılının hayırlı olmasını temenni ederek konuşmasını tamamladı.