MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kızılcahamam Kampında basın toplantısı düzenledi. CHP'ye afiş tepkisi gösteren Bahçeli, "CHP, milli ahlaka el kaldırmıştır. CHP, Türkiye'ye yumruk sallamış, bunun adına demokrasi diyecek akdar zırvalamıştır" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Kızılcahamam'da bir otelde düzenlen "Merkez Yönetim Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu ve Milletvekilleri Ortak Toplantısı"nın kapanışında yaptığı konuşmada, 3 günlük bilgilendirme ve istişare toplantılarının sonuna geldiklerini belirterek, çalışmalarının başarılı, verimli ve son derece yararlı geçtiğini dile getirdi.
MHP'nin Türkiye'nin ana meselelerine bütünüyle hakim, gündemi meşgul eden konu başlıklarına dört başı mamur şekilde hazırlıklı, haysiyetli mücadelesiyle öne çıktığını vurgulayan Bahçeli, "Sevda bayrağımız Türkiye'dir. Mensubiyet kaynağımız, medarıiftiharımız büyük Türk milletidir. Milletimizin her güzel insanı özbeöz kardeşimizdir, aramızdaki bağ ortak tarih, ortak kültür, ortak inanç, ortak medeniyet hazinesiyle güçlendirilmiştir." ifadelerini kullandı.
Karamsarlık aşılayanlara karşı umutla diri olduklarının altını çizen Bahçeli, şunları kaydetti:
- "Kutuplaşmayı arkalayanlara ülkülerimizle duruş gösteriyoruz. Huzurumuzu karıştıranların, milli birliğimizin hukuk ve hudut hatlarını kurcalayanların tam karşı cephesinde dağ gibi, dev gibi duruyoruz. MHP'nin sözü senet, özü serdengeçtidir. MHP'nin siyaseti dürüst, çizgisi duru ve dengelidir. MHP, Cumhur İttifakı'nın birlik ve beraberlik şuuru içinde Türkiye ve Türk milletine hizmetkarlık derdindedir. Yolumuz çetin, yükümüz ağır olsa da inancımızın kudretiyle, irademizin kuvvetiyle tuzakları bozuyoruz, engelleri kaldırıyoruz, mütecaviz dayatmaları yerle yeksan ediyoruz. Başarmanın haricinde bir seçeneğimiz olmadığını biliyoruz. Çünkü bizim başarımız milletimizin başarısıdır, ülkemizin bahtiyarlığıdır, istikbalimizin tam bağımsızlığıdır. MHP, bir siyaset mektebi, bir irade mefkuresi, bir akıl methiyesi, millete duyulan engin ve ebedi sevginin markalaşmış bir merkez değeridir."
Bahçeli, 9 Şubat'ta kurulan MHP'nin 53'üncü kuruluş yıl dönümünü kutladı.
"Heyecanımız ve hızımız günbegün artacak"
Bahçeli, bugün değeri çok daha iyi anlaşılan bir mücadelenin kahramanı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile silah ve dava arkadaşlarının muhterem hatırasını saygıyla andığını belirterek, tarih boyunca Türklüğü yaşatmak uğruna hayatlarını feda eden aziz ecdadı, bugünün şartlarında terörle mücadele ederken şehit düşen kahramanları rahmetle, gazileri minnetle yad etti.
Bahçeli, ömrünü Türklük ve Türkiye ülküsüne adamış Başbuğ Alparslan Türkeş ve ebediyete irtihal etmiş bütün dava arkadaşlarına Allah'tan rahmet diledi.
Kızılcahamam'da oturumlar halinde yaptıkları toplantılarda takdir ve tebrik edilecek çalışmaların paylaşıldığını, aralarında Başkanlık Divanı üyeleriyle alanlarında yetişmiş akademisyenlerin bulunduğu kişilerin iç ve dış gelişmeler hakkında sunum yaptığını aktaran Bahçeli, yorumların isabetli, analiz ve tespitlerin memnuniyet verici olduğunun altını çizdi.
Toplantılarda, MHP'nin Meclis faaliyetleri ile ilgili bilgilendirme yapıldığını, Türkiye ekonomisindeki gelişmeler, Seçim ve Siyasi Partiler Kanunu'ndaki değişiklikler ve farklı alanlardaki parti çalışmaların ele alındığını dile getiren Bahçeli, dış politikada ufuk açan bir değerlendirmede bulunan, milletvekillerinin, MYK ve MDK üyelerinin geniş bir şekilde bilgilenmesini sağlayan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran'a teşekkür etti.
MHP'nin Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümüne muazzam ve muhtevalı bir hazırlık içinde olduğunu ifade eden Bahçeli, heyecanlarının ve hızlarının günbegün artacağına işaret etti.
"CHP'ye oy veren kardeşlerimiz aldatılmaktadır"
Bahçeli, 4 Eylül 2021'de Afyonkarahisar'da başlayan, 9 ayrı ilde komşu illerin katılımıyla icra edilen bölge toplantılarının milletten müstesna bir destek bulduğunu, ilgi gördüğünü belirterek, "Güçlü Siyaset, Lider Türkiye, Hedef 2023, Siyasette Yeni Dönem: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Stratejik Hedefler" konseptiyle Türkiye'nin her yerine ulaşıldığını, gönül kapılarının muhabbetle çalındığını söyledi.
Beklenen sonuçların alındığını, samimiyetle çıktıkları yolun kendilerini muhteşem bir kucaklaşmaya taşıdığını dile getiren Bahçeli, 30 Ekim 2021'den itibaren ise "Adım Adım 2023, İl İl Anadolu" temasıyla 9 Aralık 2021'e kadar 81 ilin tamamında vatandaşlarla birebir temas kurulduğunu aktardı.
"Elbette durmayacağız, beklemeyeceğiz, yorgunluk emaresi göstermeyeceğiz. Devamlı bir adım önde olacağız. Devamlı daha iyisini yapmayı düşüneceğiz." diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
- "19 Şubat 2022 tarihinde başlamak suretiyle, en son seçimlerde CHP'nin sandıktan birinci çıktığı 6 il ve 125 ilçeyi kapsamına alan 131 ayrı seçim bölgesinde, bu partinin gerçek yüzünü, zillete nasıl düştüğünü, bölücülüğe nasıl teşne olduğunu, karanlık yönlerini birer birer anlatacağız, milletimizi aydınlatacağız. Bunun yanında bütün ilçelerimizde çalışmaları yoğunlaştıracağız. Bu defa da temamızı, 'Adım Adım 2023 İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma Toplantıları' olarak belirlemiş durumdayız. CHP, tarihine sırt dönmüş, istikametinden şaşmış, Aziz Atatürk'le yollarını ayırmış, Türkiye'nin kuyusunu kazmak için kolları sıvamış siyaset yozlaşması, siyasi yıkım müteahhididir. Kaldı ki eylem ve emelleriyle bunu defalarca ispat, hatta tescil etmiştir. 'Kuvayımilliyeyiz' demelerine hiç kimse aldanmamalıdır, tam tersine CHP 'kuvayı militanlık, kuvayı miskinlik, kuvayı melanetlik'tir. CHP, HDP ve zilletin diğer çıkar ortakları emperyalizmin mızrak ucudur. Zillet ittifakı Türkiye'ye doğrultulmuş kanlı silahın pas tutmuş tetiğidir. Zillet ittifakı, küresel ve bölgesel nifak üretim lobilerinin içimize sızdırılmış truva atı, aramıza yerleştirilmiş saat ayarlı bombasıdır. Zillet ittifakı, Türk demokrasi ve siyaset hayatına dış güçler tarafından döşenmiş mayın tarlası, imal edilmiş maymuncuk anahtarıdır. Maalesef CHP'ye oy veren kardeşlerimiz aldatılmaktadır. Onların tertemiz iradeleri karalanmaktadır."
"Bu nasıl bir küstahlıktır"
Bahçeli, bugünkü CHP'nin, 1920'li yıllardaki CHP'yle uzaktan yakından alakası kalmadığını ifade ederek, "Nitekim Kemal Kılıçdaroğlu ve yönetimi altındaki CHP tanınmaz halde, tarif edilemez kırattadır. Nerede bir bozgunculuk, hangi alanda bir buhran varsa CHP oradadır. Nerede bir tehdit varsa CHP ve yandaş partileri kıyısında veya köşesinde, eşiğinde veya tam ortasındadır." dedi.
Bahçeli, CHP'nin, Türk milletinin hassasiyetleriyle alenen oynadığını, bunu siyaset zannedecek kadar da ateşle oyun halinde olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:
"CHP Genel Başkanının fotoğrafının ve imzasının bulunduğu bir afiş son günlerde billboardlarda gösterime sunulmuştur. Bu afişte ilamı yapılan ve vahameti iflah olmaz düzeylerde olan ibareler şu şekildedir: 'Etnik köken, inanç, engellilik, cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacaktır.' Türkiye'de dezavantajlı hiçbir kesim yoktur. 'Var' diyenler, bunu ısrarla iddia ve ifade edenler, Türkiye düşmanlarının değirmenine altı delik kovalarıyla su taşıma gayretkeşliğinde olan bir avuç kiralık kalem, üç beş kibirli sözde aydın, kuklalaşmış siyaset artıklarıdır. 'Etnik kökenin dezavantaj olduğunu' söylemek Türk milletine meydan okumak, milli kimliği yok saymaktır. Bunun adı bölücülüktür, Anayasa'nın 66'ıncı maddesini kasten çiğnemektir. İnanç konusunda dezavantajdan bahsetmek tepeden tırnağa iftiradır, izansız ve iffetsiz bir yalandır. Engelliğin dezavantaj olduğunu ileri sürmek saptırmadır, hiçbir temeli olmayan uydurmadır. Cinsel yönelim hususundaki dezavantajdan dem vurup bunun yasal güvenceye alınacağını vaat etmek ahlak ve maneviyatımıza sürülmüş kara bir lekedir. Kılıçdaroğlu böyle bir tarihi hatanın ve haya noksanlığının nasıl figüranı olabilmiştir? CHP, Müslüman Türk milletinin itibarıyla irfanıyla ihlasıyla itikadıyla manevi ihtişamıyla hesaplaşmaya nasıl cüret ve cesaret edebilmiştir? Bu nasıl bir küstahlıktır? Bu ne biçim bir siyaset küçüklüğüdür?"
"Biz MHP'yiz, dedik mi yaparız"
Milletleri ayakta tutan en önemli unsurun ahlak olduğunun altını çizen Bahçeli, ahlak bozulmaya yüz tuttuğunda, toplumda bir boğuşmanın başlayacağına, haklılığın kuvvete dayanacağına dikkati çekti.
Bunun, yıkımı kaçınılmaz hale getireceğine işaret eden Bahçeli, şunları kaydetti:
- "CHP, milli ahlaka el kaldırmıştır. CHP, milli birliğe kaş çatmış, yüz asmıştır. CHP, Türkiye'ye yumruk sallamış, bunun adına da demokrasi diyecek kadar zırvalamış, rezaletin dibine yuvarlanmıştır. Cenabı Allah Enfal Suresi'nde bizlere şunu emretmişti, 'Birbirinize girmeyin ki maneviyatınız sarsılmasın, devletiniz gitmesin.' CHP milleti birbirine düşürmek, milletin birbirine girmesini temin etmek için korkunç bir provokasyonun yüklenicisi ve siyaset temsilcisidir. Buna seyirci kalmayacağız. Bu zillete ve yakın tehlikeye asla müsaade etmeyeceğiz. MHP ve Cumhur İttifakı geçilmeden, Başkent Ankara'yı geçmek hayal ürünüdür, Türkiye'nin başına musibetleri sarmak da hiç kimsenin, hiçbir siyaset kokuşmuşunun yapacağı bir şey olamayacaktır. CHP'nin maskesini düşüreceğiz, ipliğini pazara çıkaracağız, kalelerine teker teker girip bu partiye oy veren kardeşlerimize gerçekleri tüm çarpıcılığıyla anlatacağız, inanıyorum ki hepsini de ikna edeceğiz. Biz MHP'yiz, dedik mi yaparız. Hem insanımızı canımızdan aziz bilir, hem de yaptığımızı seve seve sahipleniriz. Serok Ahmet'in, 'Oyunu Millet İttifakı'yla kuracağız' sözlerini sanıyorum her vicdan sahibi duymuştur. Onlar oyun kurmakla uğraşadursunlar, oyunu bozacak, oyunculara bedel ödetecek kutlu millet iradesi ayaktadır, sefer halindedir, zafer de elhak Allah'tandır."
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın, gizli kapaklı ilişkilere heveslenmeyen, işgüzarlığa tamah etmeyen, tavşan aday çıkarmanın peşinden gitmeyen, ahlak ve aidiyet krizine düşmeyen, ittifak ortaklarının birbirine çalım atmadığı, bunun yanında öngörülen, hedefleri bilinen, ilke ve esaslarının çatısı önce "ülkem ve milletim' anlayışıyla örülen bir fazilet ve fedakarlık meşalesi olduğunu söyledi.
"Bizimkisi bir demokrasi zenginliğidir"
MHP için Cumhur İttifakı'nın bir vatan ittifakı, bir istiklal iradesi olduğunun altın çizen Bahçeli, "Bizim için Cumhur İttifakı'nın devamlılığı stratejik mahiyetli, aynı şekilde siyasi ikbal hesaplarının üstünde diriliş ve yükseliş muvaffakiyetidir. Cumhur İttifakı, cumhurun ruh kökünden doğup, yine cumhura ve onunla mündemiç Cumhuriyet'e hizmeti ihmal edilemez görev ve sorumluluk addeden bir ahlak, bir onur, bu erdem mukavelesidir." dedi.
"Çanakkale'yi geçilmez yapanların mirası bizimledir. Kurtuluş Savaşı'nı yöneten kahramanlar kuşağının emaneti bizim baş tacımızdır." ifadelerini kullanan Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi, kurucu değerleri, istiklal ve istikbal definelerinin göz nuru, gönül ufku olduğunu vurguladı.
Cumhur İttifakı'nın geldiği yerin de ulaşmak istediği menzilin de belli olduğunu dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
- "İttifakımızın ana fikri ecdadımızın imrenilecek duyuş ve hissiyatıyla müteselsil, siyaset ve hedeflerimizin sayfaları cumhurun muazzez vicdanıyla mühürlüdür. Cumhur İttifakı her konuda öncülük yapan halkın, haklının ve hakikat özleminin ittifakıdır. Bizimkisi bir demokrasi zenginliğidir. Adımız bilinmektedir, adayımız berraktır, aklımız milli ve yerli kavrayışla billurlaşmıştır. Buna karşılık zillet ittifakı belirsizliklerle, bilinmezliklerle, uyumsuzluklarla, uygunsuz siyasi taktik ve tavırlarla doludur. Meçhule yelkensiz, dümensiz, motorsuz açılan metruk tekne neyse zillet ittifakı aynısıdır. Cumhurbaşkanı adayları henüz karanlıktadır. Aday adayları arasında insafsız ve merhametsiz bir rekabet günden güne kamçılanmaktadır. Bunların birbirine hayrı yokken millete hayırları nasıl dokunacaktır? Serok Ahmet, ittifakın yeniden yapılanması, yeni bir perspektifle yeni baştan kurulması düşüncesindedir. İttifak içindeki partilerin eşit olarak temsili görüşünü seslendirdiği anlaşılmaktadır. Yani marjinalleşmiş küsurat partileri CHP ile aynı temsil noktasında olduklarına inanacak kadar gemi azıya almışlar, siyaseten de azıtmışlardır."
Bahçeli, bu şaibeli tablonun Cumhur İttifakı'nın sorunu ve ilgi alanı dahilinde olmadığını belirterek, "Zillet ittifakında her koyun kendi bacağından asıla asıla ortada bacak falan da kalmamıştır. Serok Ahmet'in cumhurbaşkanı aday tarifi ise tamamen Kılıçdaroğlu'nu dışlama üzerine bina edilmiştir. Birbirlerine kulp takan bu komplo mucitlerine bundan sonra aldırış edecek ve aldanacak bize göre hiç kimse olmayacaktır. Zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayını belirleme süreci her sarsıntıya, her sakatlığa meyyaldir, müsaittir, 7 parti için de bir kader ve kavşak mevkiidir." diye konuştu.
"Gözün kesiyorsa Davutoğlu'na sormalısın"
"HDP'ye ısmarlanan sol ve bölücü bileşenlerden teşekkül edecek üçüncü ittifak çalışması ise sütre gerisindeki ucuz pazarlık ve uçuk mutabakatı perdeleme münafıklığıdır. Zillet ittifakı ağır hasarlıdır, kurumuştur, hastadadır." diyen Bahçeli, şunları ifade etti:
- "Henüz bir masa etrafında nasıl oturacaklarına bile karar verememişlerdir. Ağyarını mani, efradını cami bir şekilde ifade edecek olursak, zillet ittifakı samanlıkta olmayan iğneyi, karanlık odada bulunmayan kara kediyi araya araya tükenecek ve dibi boylayacaktır. Elbette bu da kendi bilecekleri bir şeydir. Kılıçdaroğlu geçtiğimiz Cuma günü televizyon kanallarından birinde yapmış olduğu değerlendirmede iktidarı eleştireyim derken kazaen serok Ahmet'e vurmuş, sonra da bu şahsın dönemin başbakanı olduğu hatırlatılınca kem küm etmiş, velakin iş işten çoktan geçmiştir. Demiştir ki 'Kendi topraklarından Süleyman Şah Türbesini kaçırdılar. Sanki bir kahramanlık yapmış gibi. Kendi toprağından korkarak kaçan, bayrağını indiren bir iktidar düşünün.' Sayın Kılıçdaroğlu bunu televizyon ekranında mırıldanacağına ciğerin varsa, gözün kesiyorsa Davutoğlu'na sormalısın, bu korkaklığı, bu kaçaklığı, bu acziyeti onun yüzüne yüzüne haykırmalısın. Aziz ecdadımızın kemiklerini önce sandukaya, sonra da bu sandukanın kamyon kasalarına koyulup nasıl kaçırıldığını, topraklarımızın terör örgütüne nasıl peşkeş çekildiğini ilk ağızdan duyacağın isim serok Ahmet'ten başkası değildir. Kılıçdaroğlu saymakla ve anlatmakla bitmeyecek tenakuz dehlizinde bir o yana bir buyana sallanmaktadır. Kafası karışık, kararsızlığı katı, kubbesi göçüktür. Yine mezkur televizyon programında İstanbul Belediye Başkanı'nın Birleşik Krallığın Ankara Büyükelçisiyle karın kışın tam ortasında yediği balıktan haberdar olduğunu açıklamıştır. Ancak İmamoğlu'nun konuyla alakalı itiraf ve ifşası ise Kılıçdaroğlu'nun hilafına, yani tam aksi yöndedir."
Bahçeli, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki gerilimin ana arterinin cumhurbaşkanı adaylığı hususunda temerküz ettiğini" söyleyerek, "İkisi de birbirini açığını kollamaktadır. İkisi de dışarıdan medet ummaktadır. İkisi de sivrilmek, birbirini rakip gördüğünden mütevellit tesirsiz hale getirmek için çırpınmaktadır." dedi.
"Türkiye'nin parlak geleceği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir"
Bahçeli, CHP'nin, kulislerin ve kumpasların partisi, tuzakların ve tertiplerin kutup başı olduğunu ifade ederek, "Bu CHP'ye aklı başında kim güven duyabilecektir? Ruh sağlığı yerinde hangi vatan evladı bu CHP'ye geleceğini teslim edebilecektir?" diye sordu.
"Belli başlı cümle kalıplarının zillet ittifakının paydaşları vasıtasıyla sürekli tekrarlandığını" belirten Bahçeli, şöyle devam etti:
- "'Güçlendirilmiş parlamenter sistem' diyorlar. Ne var ki içeriğini kendileri de bilmiyorlar. 'Sonbaharda erken seçim var' diyorlar. Bu spekülasyona, bu hayal mahsulü ezbere kendileri de inanmıyorlar, ihtimal bile vermiyorlar. Türkiye'nin yönetilmediğini iddia ediyorlar. Ancak ezkaza iktidara gelseler ne yapacaklarını, nasıl yöneteceklerini, hangi politikaları takip edeceklerini dahi söylemekten aciz kalıyorlar.
- Altını çizerek ifade ediyorum ki Türkiye'nin parlak geleceği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir. Milli yükselişin mimarbaşı Cumhur İttifakıdır. Erken seçim Türkiye'nin gündeminde yer almamaktadır. Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri 2023 yılının haziran ayında yapılacaktır. Kılıçdaroğlu ve yandaş korosu bunu aklından çıkarmamalıdır."
"Güçlendirilmiş parlamenter sistem gayesi zaman kaybıdır, emek israfıdır, boşuna meşguliyettir." ifadesini kullanan Bahçeli, "Türk milleti kararını vermiş, gelecek ümitlerini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine bağlamıştır. Bilinmelidir ki bundan geriye dönüş ne mümkün ne de muhtemeldir. Bizim nezdimizde taviz veya tereddüt hali söz konusu bile olmayacaktır. Milletin sözünün üstüne söz söylemek, egemenliğini baltalamaya teşebbüs etmek demokrasi inkarcılığı, milli irade dolandırıcılığıdır." diye konuştu.
MHP'nin stratejik hedefleri
Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakı'nı, "Türkiye'nin medeniyet ve muasır yüzü" olarak niteledi.
Partinin stratejik hedeflerine de değinen Bahçeli, hedeflerini şu şekilde sıraladı:
- "MHP, Cumhur İttifakı'nın vatan ve millet sevgisiyle pekişmiş ahlaki ilkelerine bağlı ve sadık kalacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin bütün kurum ve kurallarıyla işlerliği ve ilerleyip güçlenmesi için insanüstü bir çaba gösterecektir. 2023 yılının haziran ayında TBMM'de milletvekili sayısını azami düzeye çıkarıp Cumhur İttifakı'nın Anayasa'yı değiştirme çoğunluğuna ulaşması, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tekrardan ve açık ara farkla Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için olağanüstü bir mücadele azmi sergileyecektir. Terörün kökünü kazıma, bölücülüğün kafasını koparma seferberliğinde her fedakarlığı seve seve yapacak, desteğini ön şartsız verecek, milli ve yerli bir ekonominin tesisi ve temini için üzerine düşen sorumlulukları gecikmeksizin icra edecektir."
MHP'nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile uyumlu, en geniş demokratik katılımın sağlandığı, toplumun her kesiminin önerilerinin dikkate alındığı, başkanlık sistemini kurumsallaştıran yeni bir anayasanın hazırlanması konusunda çalışacağına ve bu uğurda siyasi faaliyetlerini yoğunlaştıracağına dikkati çeken Bahçeli, stratejilerinin etaplar halinde anbean takip edilecek yol haritası olduğunu söyledi.
"Türkiye'nin iç siyasetine müdahil olmaya kalkışmıştır"
"Zillet ittifakının dağınık olduğunu" belirten Bahçeli, "Bizi bir hayli düşündüren, esasen kaygıya sevk eden can sıkıcı çarpıklık, zillet ittifakının yabancılardan beklediği ayıplı ilgi, iş birlikçiliği demokrasi ve özgürlük kavramlarıyla telif etme aymazlığıdır." dedi.
"Bu konuda zillet ittifakının ortaklarının birbiriyle yarış halinde olduğunu" ifade eden Bahçeli, Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda milli iradenin dışında ruhsat ve icazet arayışının, teslimiyetçilik vakası, talimat ve tembihli bir siyaset vesikası olduğunu kaydetti.
Bahçeli, 7 Ocak 2022'de Türkiye'ye gelen ABD'nin yeni Ankara Büyükelçisi Jeffry Flake'in güven mektubunun ardından 31 Ocak'ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu ziyaret ettiğini anımsatarak, bu ziyareti, "garip bir tasarruf, sorgulamaya açık bir tercih" olarak niteledi.
"ABD Ankara Büyükelçisi'nin ayağının tozuyla, henüz çiçeği burnundayken, koşa koşa İmamoğlu'na gitmesi zarfsız bir mesajdır." diyen Bahçeli, şunları söyledi:
- "Güya, 'Askıda Fatura Projesi' ile ilgili bilgi almak istiyormuş. Be hey büyükelçi, sen kendini ne sanıyorsun? Sen kim oluyorsun? Kimi kandırıyorsun? Ters diplomasiyle nereye varmayı aklından geçiriyorsun? Bizim de yıllar evvel planlayıp hayata geçirdiğimiz 'Askıda Ekmek Projemiz' var, haberin oldu mu? Kulağına geldi mi? ABD'nin Ankara Büyükelçisinin, diplomatik nezaket ve teamülleri çiğneyerek soluğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde alması bir defa kasti ve programlanmış bir tahriktir. Ankara'da ziyaret edilecek makamlar bitti de geriye kala kala bir tek İstanbul Belediyesi mi kaldı? Bu büyükelçi, Türkiye'nin iç siyasetine müdahil olmaya kalkışmıştır. Bu yanlıştır, Türkiye'ye bir nevi müstemleke ülke muamelesidir. Büyükelçi ziyaret edecek başka birisini bulamadı mı? Belediye Başkanının Genel Başkanı olan Kılıçdaroğlu'nu da mı evvelemirde ziyaret etmeyi aklına getiremedi? Bu ne aceledir? Bu ne telaştır? Bu neyin işaret fişeğidir? Anlaşılan bu büyükelçi Ankara'ya heybesi epey dolu gelmiş, okyanus ötesinde itinayla hazırlanmış uzun bir talimat listesini kademe kademe tatbik etmeye koyulmuştur. Türkiye'de iktidarın yolu yabancı başkentlerden geçmez, geçmeyecektir, yanılıp yenilip geçirmeye çalışanları da Türk milleti asla affetmeyecek, asla hoş görmeyecektir. Herkes haddini bilsin, hududunu bilsin, yerini yurdunu bilsin."
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin güdümlü bir ülke, uzaktan kumanda edilen taşeron bir devlet olmadığının altını çizerek, "Aksine hizmet edenlerle görülecek hesabımız vardır, kuşkusuz muhatapları da buna pişman olacaktır. Uyarıyorum, geçmişte sözde Ermeni soykırım iddiasını da dillendiren bu büyükelçi görevinin sınırlarını aşmamalı ve taşıdığı misyonun saygınlığına gölge düşürmekten dikkatle kaçınmalıdır. Dış baskı mekanizmalarına alet olup siyaseten sonuç almaya heves edenler, gündüz aydınlığında kanat açan yarasalardan, vakitsiz öten horozlardan farklı değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, demokrasinin dengesizlik, denetimsizlik ve densizliğin paratoneri olarak takdim ve tarif edilemeyeceğini vurguladı.
"Hukukumuza ve devlet umurumuza zehir saçmıştır"
Türkiye'yi yön verilecek, kontrol altında tutulacak, iradesine pranga vurulacak bir ülke görenlerin yaş tahtaya basan ve mutlaka yenilecek odaklar olduğunu söyleyen Bahçeli, şunları kaydetti:
- "Aynı şeyi Sorosçu Osman Kavala davasıyla ilgili söylemek de kaçınılmaz bir tutarlılıktır. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 2 Şubat 2022'de toplanmış, Kavala'nın serbest bırakılmasını dayatan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının uygulanmaması nedeniyle Türkiye aleyhine ihlal süreci başlatmıştır. Asıl bu sözde karar Türkiye'nin egemenlik haklarını ihlal etmektir. Aslen bu sözde karar Türkiye'nin hukuk gücüne ve demokrasi güvenliğine suikasttır. Hukuk demek devlet demektir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi bir başka anlatımla hukukumuza ve devlet umurumuza zehir saçmıştır."
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunun altını çizen Bahçeli, hukuk karşısında hiç kimsenin ayrıcalıklı veya imtiyazlı olamayacağını belirtti.
Bahçeli, Türk yargısının bağımsız, tarafsız ve kararlarının objektif olduğuna dikkati çekerek, "Görülen bir davayla ilgili görüş bildirmek, mahkemeleri tesir altına almaya niyetlenmek kabul edemeyeceğimiz bir çirkinliktir, hukuksuzluğun da müdafaasıdır. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi kendi işine bakmalıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kendi önünden yemelidir. Bu mahkemenin, HDP'li 40 milletvekilinin 2016'da kaldırılan dokunulmazlıklarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ihlal edilmesiyle ilişkilendirmesi bizim nazarımızda yok hükmündedir." dedi.
"AİHM'den öğreneceğimiz hiçbir şey yoktur"
"İnsan hakları çığlığı atanlar, Yunanistan'ın göçmenlere aklın ve vicdanın almadığı zulümleri, işlediği seri cinayetleri ne zaman görüp gerekli müdahaleyi yapacaklardır?" diye soran Bahçeli, İpsala sınırında 19 masum insanın donarak hayatını kaybettiğine dikkati çekti.
Yunanistan'ın insanlık suçu işlediğini ifade eden Bahçeli, bir umutla sınırlara dayanan göçmenlerin soyulup, eziyet ve işkence görüp ölüme bırakıldığını söyledi.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne değinen Bahçeli, şunları kaydetti:
- "Suç makinesi olan, terör yöntemleri kullanan Yunanistan'ın barbarlıkta eline su dökmek imkansızdır. Soruyorum, insan hakları savunucuları nereye saklandınız? Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin bu konuda da diyeceği, alacağı bir ihlal kararı olacak mıdır?
- Yunanistan hükümetinin insanlık dışı muamelelerini lanetliyorum. Zulme seyirci kalan sözde uygar ve hür dünyayı kınıyorum. Hiç kimse bize özgürlük dersi vermeye kalkışmasın. Hiç kimse karşımıza geçip de insan hakları bilirkişiliğine soyunmasın. Biz, alayının ederini de giderini de çapını da çalımını da biliriz. Dün haksızlık karşısında susmanın dilsiz şeytanlık olduğuna inanıyorduk, bugün de aynı noktadayız. Bizim ne Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nden ne de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden duyacağımız ve öğreneceğimiz hiçbir şey yoktur. Önce kendi söküklerini diksinler. Öncelikle yama tutmayan yırtıklarını tamir etsinler. Sonra da yüzleri kalırsa utanmaları kaldıysa takatleri yeterse bize laf yetiştirmeye, bizi ikna etmeye çalışsınlar."
"Saklandıkları her mağara, her çatı yıkılacaktır"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Kış Kartalı Hava Harekatı" ile terör örgütü PKK'ya ait 80'e yakın hedefin eş zamanlı imha edildiğini belirterek, teröristlerin kaçacak ve sığınacak yerinin kalmadığını, çemberin iyice daraldığını söyledi. Bahçeli, "Kana susamış canilerin hem yurt topraklarından, hem de mücavir bölgelerdeki kamplardan ve terör üretim alanlarından temizlenmesi muhakkak surette sağlanacaktır. Bunların başına saklandıkları her mağara, her çatı yıkılacaktır." diye konuştu.
Teröristlerin siyaset uzantılarının yakalarından da hukuk sınırları içinde tutulacağını ifade eden Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
- "HDP Merkez Yürütme Kurulu'nun 2 Şubat'ta yayımladığı alçak bildiri, HDP-PKK birlikteliğini, HDP-PKK ilişkisini iyice gözler önüne sermiştir. Bu HDP'nin kapatılması vatan ve hukuk namusudur. Bölücülüğün ana yuvası olan HDP, Kış Kartalı Harekatını kınamıştır. Biz de bunların hepsini şiddetle kınıyoruz. HDP, PKK'nın gözetleme kulesi, gündüz külahlı gece silahlı siyaset koludur. Terörle mücadelemizi kınayanlar resmen, belgeli, tescilli vatan hainidir. Bunlarla ittifak kuranlar ihanete ortaktır."
Şırnak'ın Cizre ilçesinde hudut karakoluna teröristlerin düzenlediği tanksavar saldırısında şehit olan Piyade Er Tarık Tarcan'a Allah'tan rahmet dileyen Bahçeli, şunları söyledi:
- "Bir CHP'li bu şehidimizin asker üniformalı fotoğrafını paylaşarak 'barışamadık' notunu düşmüştür. Kiminle barışamadınız? Kimlerle barışı düşlüyordunuz? Şehidimizin katili terör örgütüyle barışmak demek devletin teslim olması, şehitlerimizin aziz hatıralarına hakaret ve hıyanet demektir. Ne barışı, neyin barışı, CHP'liler ne söylemeye çalışıyorlar? Terörist Demirtaş'ın cumhurbaşkanı adayı olmasını isteyecek kadar zıvanadan çıkan CHP'liler, şayet vaki durumlarından müştekilerse derhal ya Kandil'e gitsinler ya da HDP'nin safına girip bölücülük nikahı kıysınlar."
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar'ın, "Mutabakat olursa ortak aday fikrine açığız" ifadesini anımsatan Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
- "Anlaşılmaktadır ki, kavramlar ortak, ağız birdir. İttifak zaten vücut bulmuştur, sorun sadece aday profilinin kimliğinde düğümlenmektedir. HDP demek PKK demek olduğu kadar, CHP demek de HDP ile eş anlamlıdır. HDP'ye bakan CHP'yi, CHP'ye bakan ile FETÖ'yü gözünden tanıyacaktır. Türk milleti sahnelenen maskaralıkları görmekte, melun faillerini tanımaktadır. İnanıyor ve milletime güveniyorum ki, zillet ittifakı girdiği yoğun bakımdan çıkamayacak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik tariz ve tacizleri yanına ve yarına bırakılmayacaktır. Bu demokratik hesap kesinlikle sorulacaktır. Barış adı altında PKK'ya güzellemeler yapanlar; demokrasi, adalet ve özgürlük kavramlarını istismar edenler milletin gözünde üç kuruşluk değere sahip olmadıklarını yakında göreceklerdir. Türkiye sırtlan hesaplarına, çakal planlarına, küresel emperyalizmin doymaz kursağına asla bırakılmayacaktır. "PKK
"Atatürk ortak değerimizdir"
Bahçeli, Samsun'da Anıt Park içinde bulunan Atatürk anıtına yapılan saldırıya değinerek, Atatürk'ün, Türk milletinin şah damarı, kurtuluşunun şahikası, Meclis'in ilk başkanı ve ilk Cumhurbaşkanı olduğunu anımsattı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Atatürk'e saldırmanın, aziz hatırasına düşmanlık yapmanın, tahammülsüzlük göstermenin şerefli bir tavır ve davranış olmadığını vurguladı.
Bahçeli, "19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak bastığı yerde bulunan Onur Anıtı'na musallat olan, halat bağlayıp yıkmaya çalışan müptezellerin bu milletin gerçek bir evladı olması düşünülemeyecektir. Atatürk bir fanidir ama kutlu mücadelesi ve kahramanlıkla perçinli devlet ve siyaset adamlığıyla askeri dehası her zaman milli yüreklerde mahfuz tutulacaktır. O bizim ortak değerimizdir. Türkiye Cumhuriyeti'nin banisidir." ifadelerini kullandı.
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ni hatırlatan Bahçeli, "Biz de aynen onun gibi sesleniyoruz; ne mutlu Türk'üm diyene." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ukrayna ziyaretine ilişkin Bahçeli, "Bu ülkenin Rusya ile süren gerginliğini yatıştırmak, barışı tesis etmek maksadıyla aktif ve arabulucu diplomaside mesafe kaydetmiş olmasından memnuniyet duyuyor, süreci bilhassa destekliyor, hükümetimizin yanında olduğumuzu buradan tekraren açıklıyorum." diye konuştu.