Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan tarafından Edirne sınırında darp edilip, paralarına ve eşyalarına el koyularak hudut hattından geri itilen göçmenlerle ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, "Yunanistan son 4 yılda 80 binden fazla mülteciyi ülkemize geri itti. Atina'yı insanlık onuruna aykırı muameleye son vermeye çağırıyoruz" denildi.
Edirne sınırında darp edilen, paralarına ve eşyalarına el koyularak hudut hattından geri itildikleri belirlenen 29 göçmenin yardımına Mehmetçik yetişmişti. Yaşanan bu olayın ardından Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yayımladı. Açıklamada şu ifadeler yer verildi:
Sınır birliklerimizce ölümden kurtarıldılar
23 ve 24 Şubat 2021 tarihlerinde meydana gelen iki ayrı olayda Yunan güvenlik güçleri tarafından darp edilen, aralarında kadın ve çocukların da olduğu sığınmacı/göçmenler, telefonları, paraları, değerli eşyaları ve ayakkabıları çalındıktan sonra, Meriç Nehri’nin ortasındaki adacığa botlarla getirilerek, çaresizce ölüme terkedilmiştir. 23 Şubat tarihinde 22; 24 Şubat tarihinde 29 sığınmacı/göçmen, sınır birliklerimizce ölümden kurtarılmıştır.
Darp edildiler paraları alındı
18 Şubat 2021 tarihinde, yine Yunan güvenlik güçleri tarafından, Midilli adasındaki mülteci kampından COVID-19 testi gerekçesiyle çıkarılan, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 13 kişilik Afgan sığınmacı grubu, darp edildikten, değerli eşyaları, paraları alındıktan sonra ülkemize geri itilmiştir.
Dört yılda 80 bin sığınmacı geri itildi
Yunanistan’ın sistemli bir politika içinde yürüttüğü, bazı olaylarda AB Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı/FRONTEX’in de dahil olduğu geri itmeler ve hukuk tanımaz uygulamalar, yıllardır devam etmektedir. Son dört yılda 80 binden fazla sığınmacı ülkemize geri itilmiştir.
İnsan onuruna uygun davranmaya davet ediyoruz
Yunan hükümetini ve geri itmelere dahil olan tüm unsurları, uluslararası hukukun, AB hukukunun ve 18 Mart Mutabakatının yasakladığı geri itmelere, insanlık onuruna aykırı muamelelere ve insan hakları ihlallerine son vermeye çağırıyoruz. Avrupa Birliği’ni de, AB hukukunu ve AB Temel Haklar Şartı’nı, insan onurunu esas alacak şekilde üye devletlerde uygulanmasını gözetmeye davet ediyoruz.