İstanbul Beykoz'da ikamet eden çiftin, 2016 yılında bir çocuğu dünyaya geldi. Çift, bebeğe isim verme konusunda anlaşmazlığa düştü. Doğumdan bir hafta sonra anne, gizlice nüfus müdürlüğüne müracaat edip bebeğe istediği ismi koydu. Bebeğe isim koyulduğunu öğrenen baba ise büyük şok yaşadı. Çocuklarına sadece annenin isim veremeyeceğini belirten koca, durumu yargıya taşıdı. Yeni doğan bebeğe isim verme konusunda çıkan anlaşmazlığa da Yargıtay'dan emsal karar çıktı.
Yeni doğan bebeğe isim verme konusunda çıkan anlaşmazlığa Yargıtay'dan emsal karar çıktı. Davacı kocanın temyiz müracaatı üzerine Yargıtay, mahkeme kararını bozarak "Çocuğun adını ana ve babası koyar" dedi.
Yıllardır süregelen yeni doğan çocuğa isim koyma tartışması Yargıtay'ın son kararıyla yeni bir boyut kazandı. İstanbul Beykoz'da ikamet eden çiftin, 2016 yılında bir çocuğu dünyaya geldi. Çift, bebeğe isim verme konusunda anlaşmazlığa düştü. Doğumdan bir hafta sonra anne, gizlice nüfus müdürlüğüne müracaat edip bebeğe istediği ismi koydu. Bebeğe isim koyulduğunu öğrenen baba ise büyük şok yaşadı. Çocuklarına sadece annenin isim veremeyeceğini belirten koca, durumu yargıya taşıdı.
Beykoz 1. Aile Mahkemesi’nde ifade veren davacı baba, çocuğa annenin kendisine haber vermeksizin isim koyduğunu, çocuğun adına anne ve babanın uzlaşması ile karar verilebileceğini belirterek, Türk Medeni Kanunu’nun 195. maddesine göre hakimin bu konuda müdahalesini talep etti. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun ilgili maddesine göre doğum bildiriminin anne tarafından yapılabileceğine dikkat çeken mahkeme, annenin ortak çocuğa tek başına ad koymasında yasal bir engel olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.
"Çocuğun adını ana ve babası koyar"
Öz çocuğuna isim vermekten mahrum kalan baba ise mahkeme kararını temyiz ettirdi. Dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, emsal bir karara imza attı.
Annenin, babadan habersiz çocuğa isim koyması ve nüfusa tesçil ettirmesi halinde çocuğun babasının hakimden müdahale isteyebileceğine dikkat çekilen Yargıtay kararında, "Taraflara ait nüfus kaydı kapsamından; tarafların 2014 tarihinde evlendikleri, ortak çocuk 2016’da doğmuştur. Davalı annenin doğumdan bir hafta sonra nüfus müdürlüğüne başvurusu ile çocuğun isminin nüfusa tescil edildiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 339/5 maddesine göre çocuğun adını ana ve babası koyar. Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine dair önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. Mahkemenin gerekçesine esas aldığı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda çocuğun adının konulmasına dair bir düzenleme olmayıp, Kanunun 15/5. maddesinde doğum olayının bildirilmesi düzenlenmektedir. Yasal gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere; çocuğu diğer kişilerden ayıran onun kişi olarak ifade edilmesini sağlayan, aynı ailedeki kişileri birbirinden ayırt etmeye yarayan bir kavram olan çocuğun adını ana ve babası birlikte koyarlar. Ancak, ana ve babanın, velayet hakkının kapsamı içerisinde yer alan çocuğun adı konusunda anlaşmazlığa düşmeleri halinde, ana ve baba ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. O halde; mahkemece tarafların gösterdikleri deliller usulüne uygun şekilde toplanıp taleple ilgili olarak, Türk Medeni Kanunu’nun 195. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Kararın oybirliği ile bozulmasına karar verilmiştir" denildi.