Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanan ve 2018-2020 dönemini kapsayan yeni Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde büyümenin 3 yıl boyunca her yıl yüzde 5,5 olarak gerçekleşmesi hedefleniyor.
Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanan ve 2018-2020 dönemini kapsayan yeni Orta Vadeli Program'ın (OVP) 10. Kalkınma Planı esaslarıyla uyumlu hazırlandığı, ilk uygulama yılı olan 2018'in 11. Kalkınma Planı'nın (2019-2023) baz yılı olması nedeniyle yeni plan dönemine geçiş için önem arz ettiği belirtildi.
- OVP'nin temel amaçları; makroekonomik istikrarın korunması, beşeri sermaye ve iş gücü kalitesinin yükseltilmesi, yüksek katma değerli üretimin yaygınlaştırılması, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, istihdamın artırılması ve gelir dağılımının iyileştirilmesi olarak sıralandı.
Dünya ekonomisindeki gelişmelerin de analiz edildiği OVP'de, geçen yılın ikinci yarısından itibaren toparlanmakta olan küresel iktisadi faaliyetlerin özellikle gelişmiş ülkelerdeki güçlenen büyüme görünümüyle yukarı yönlü seyrettiği ifade edildi.
Küresel kriz sonrasında ivme kaybeden ve 2016'da yüzde 2,3 ile en düşük artış seviyesini gören dünya ticaret hacminin 2017'de yüzde 4, 2018'de yüzde 3,9 artmasının beklendiği bildirildi.
Brent petrol fiyatlarının bu yılın son çeyreğinde 50-55 dolar bandında olacağının öngörüldüğü OVP'de, 2017'de büyüme oranının gelişmiş ekonomiler için yüzde 2, gelişmekte olan ülkeler için ise yüzde 4,6 olmasının öngörüldüğü kaydedildi.
Türkiye'nin küresel kriz sonrasında hızlı büyüyen ülkeler arasında üst sıralarda yer aldığına işaret edilen OVP'de, 2010-2016 döneminde yıllık ortalama büyüme oranının yüzde 6,7 olarak gerçekleştiği belirtildi.
Bu yılın ilk yarısındaki büyüme oranının, yıl geneli için güçlü bir büyümeyi gösterdiği bildirilen OVP'de, bu dönemde net ihracatın büyümeye katkısının arttığının altı çizildi.
- Söz konusu dönemde alınan mali tedbirlerin büyümeyi desteklediği belirtilirken, 2017'nin üçüncü çeyreğinde de yüksek bir büyüme hızının gerçekleşeceği tahmininde bulunuldu.
Orta vadede Türkiye ekonomisinde nitelikli istihdam oluşturan, enflasyon ve cari açık yaratmayan, ağırlıklı olarak yurt içi tasarruflar ve doğrudan yabancı yatırımlarla finansa edilen, yatırım ve ihracata dayalı bir büyüme yapısının amaçlandığı kaydedildi.
- Bu çerçevede program döneminde üretken alanlara yönelik yatırımlarla desteklenen, verimlilik artışına dayalı bir büyüme stratejisiyle her yıl yüzde 5,5 büyüme hedeflendiği ifade edildi.
Program çerçevesinde kamu kesimi genel dengesinin, 2018 yılında GSYH'ye oran açısından yüzde 2,1 açık vermesi ve açığın program dönemi sonunda yüzde 1,3 seviyesine gerilemesi bekleniyor.
Gelecek yıl sonunda yüzde 1,9 olacağı tahmin edilen genel devlet dengesi açığının, 2020 yılı sonunda yüzde 1,3'e gerilemesi hedefleniyor.
- Bu yıl yüzde 2 olacağı tahmin edilen merkezi yönetim bütçe açığının GSYH'ye oranının 2018 sonunda yüzde 1,9'a, program dönemi sonunda da yüzde 1,6'ya düşürülmesi öngörülüyor.
2018 yılında GSYH'ye oran olarak yüzde 1 olması tahmin edilen program tanımlı kamu kesimi açığının, program dönemi sonunda yüzde 0,2 fazlaya döneceği tahmin ediliyor.
Gelecek 3 yıl süresince ihracatın reel olarak yıllık yüzde 5,8, ithalatın da yüzde 4,7 artacağı tahmin edilirken, 2018 yılı sonunda 169 milyar dolar olması beklenen ihracatın dönem sonunda 195 milyar dolara; 237 milyar dolar olması beklenen ithalatın da dönem sonunda 272 milyar dolara ulaşması amaçlanıyor.
- Cari açığın milli gelire oranının 2018 yılı sonunda yüzde 4,3 olarak gerçekleşmesi, söz konusu oranın program dönemi sonunda yüzde 3,9'a gerilemesi bekleniyor.
Enerji ithalatının yurt içi yenilenebilir kaynakların kullanımının artması ve petrol fiyatlarında makul artışların kaydedilmesine bağlı olarak gelecek yıl sonunda 42 milyar dolar olacağı, program dönemi sonunda da 49 milyar dolar seviyesinde gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
Seyahat gelirlerinin de gelecek yıl 23 milyar dolar olacağı, program dönemi sonunda 29 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor.
Gelecek 3 yıl için enflasyon ve istihdam beklentilerinin de yer aldığı program kapsamında, 2018 yılında enflasyon oranının yüzde 7 olması, dönem sonunda da yüzde 5 olarak gerçekleşmesi hedefleniyor.
İstihdam açısından bakıldığında iş gücüne katılım oranının bu yıl yüzde 52,7, 2020 yılı sonunda yüzde 54,7 olarak gerçekleşmesi planlanıyor. İstihdam oranının bu yıl yüzde 47, program döneminin sonunda da yüzde 49,5 olması öngörülürken, istihdam edilen kişi sayısının 2020 yılı sonu itibarıyla 31 milyon 369 bine ulaşacağı varsayılıyor.
- İşsizlik oranının da bu yıl yüzde 10,8, program dönemi sonunda yüzde 9,6 seviyesinde gerçekleşmesi hedefleniyor.