İşçi ve işveren uyuşmazlıklarında dava açmadan önce 1 Ocak'tan itibaren zorunlu hale getirilen arabuluculuk uygulamasından yararlanmak için İstanbul'da yaklaşık bin başvuru yapılırken, bunları yüzde 90'ının arabuluculukla çözülmesi konusunda anlaşma sağlandı. İşçiler en çok kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi için arabulucuya giderken, ücretlerini alamayanlar da işvereniyle uzlaşmak için bu yolu tercih etti.
İşçi ve işveren uyuşmazlıklarında dava açmadan önce 1 Ocak'tan itibaren zorunlu hale getirilen arabuluculuk uygulamasından yararlanmak için İstanbul'da yaklaşık bin başvuru yapıldı.
- İş Mahkemeleri Kanunu'nun yürürlüğe girmesinin ardından işçi-işveren uyuşmazlıklarında dava açmadan önce zorunlu hale getirilen arabuluculuk uygulaması 1 Ocak'ta başladı.
Ücret, fazla mesai, yıllık ücretli izin, hafta tatili ve genel tatil ücretiyle ilgili alacaklar, ihbar ve kıdem tazminatları, işe iade halinde yapılacak ödemelerle ilgili konularda işçi ve işveren açısından karşılıklı uzlaşmaya dayalı çözüm sunan yeni uygulama için adliyelerde kurulan arabuluculuk bürolarına müracaat ediliyor.
Dilekçe verilerek yapılan başvurunun ardından arabulucu görevlendiriliyor, işçi ve işveren arabuluculuk oturumunda bir araya geliyor. Bu şekilde uyuşmazlıklar karşılıklı olarak medeni şekilde müzakere edilerek, çözüme kavuşturuluyor. Taraflar arabulucuda anlaşamamaları halinde mahkemeye başvurabiliyor.
Çağlayan'daki İstanbul, Kartal'daki Anadolu, Bakırköy ve Silivri adliyelerindeki arabuluculuk merkezleri ile Büyükçekmece ve Küçükçekmece adliyelerindeki bürolarda arabuluculuk hizmeti veriliyor. Bu büroların olmadığı yerlerde de adliyelerdeki sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerine başvuru yapılabiliyor.
"Her uyuşmazlık arabuluculuğa uygun değil"
Soruları yanıtlayan İstanbul Adalet Sarayı'ndaki Arabuluculuk Merkezi'nde görevli Dilek Yumrutaş, işçi ve işveren arasındaki her uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığını belirterek, iş hukukunda hizmet ve ücret tespiti gibi uyuşmazlıklarda doğrudan dava açılması gerektiğini söyledi.
Yumrutaş, ocaktan itibaren başlayan yeni süreçte İstanbul'daki arabuluculuk merkezlerinde yoğunluk yaşandığına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
- "İşçi ve işveren uyuşmazlıklarında en çok kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmemesi, haksız fesih, işe iade sebepli başvurular oluyor. Özellikle işçilik ücretleri ile aylık maaşlarını alamayan işçilerin başvuruları yoğun. 2 Ocak'tan bu yana başvuranların sayısı İstanbul'da yaklaşık bin kişiye ulaştı. Bu başvuruların yüzde 90'ının arabuluculukla çözülmesi konusunda anlaşma sağlandı. Arabulucular, uyuşmazlığı 3 hafta içinde çözmek zorunda. Bir hafta ek süre alınabiliyor. 4 haftada arabuluculuk süreci tamamlanıyor. Dava yoluna gidilseydi en az iki yıl sürerdi. Bunun istinaf ve Yargıtay sürelerini de göze aldığımızda 2 yılı yerel mahkeme olmak üzere 5 yılı bulurdu. Oysa biz 2 saatlik bir toplantıda tarafların arasında anlaşma sağlayarak mutlu ve huzurlu ayrılmalarını sağlıyoruz."
"Anlaşma sağlandıktan sonra dava yolu kapanıyor"
Arabulucu Dilek Yumrutaş, tarafların anlaşma sağladıktan sonra aynı konuda dava açamayacağını vurguladı.
İlk iki saatlik arabuluculuk ücretinin devlet tarafından karşılandığını, anlaşma sağlanamaması durumunda da ücret ödenmediğini ifade eden Yumrutaş, anlaşma sağlandıktan sonra iki tarafın da eşit bir şekilde yüzde 3'lük ödemeyi gerçekleştirdiğini dile getirdi.
- Yumrutaş, iş akdinin feshedileceğini öğrenip "Ne şekilde hukuken korunurum?" düşüncesiyle bilgi alanların yanında iş yerinde mobbinge uğradığını belirterek nasıl yol izleyeceğini soranların da olduğunu ifade ederek, "Mobbing nedeniyle tazminat konuları da arabuluculuğa elverişli. Bu konuda da arabuluculuk merkezine başvurabilirler" diye konuştu.
Sürecin kısalması, başvuruda ücret alınmaması, daha ekonomik olması, kısa sürede adalete erişimi sağlamasından dolayı vatandaşların bu sistemden memnun olduğunu anlatan Yumrutaş, bir hafta da 6 işçinin uyuşmazlığını aynı gün sonuçlandırdığını, bunun hem işçiyi hem de işvereni memnun ettiğini kaydetti.
Yumrutaş, işçilerin kısa sürede gerçek alacaklarına kavuşmaları, işverenin de bir daha davayla karşılaşmayacağını bilmesinin de tarafları mutlu ettiğini anlattı.