2018-2020 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) Türkiye’ye sınıf atlatacak. Bu çerçevede gelir artırıcı ve gider kısıcı tedbirlerin yanında daha çok kazanandan daha fazla verginin alınacağı döneme girilecek. İşsizliğin tek haneye düşmesinin beklendiği OVP’de enflasyonun %5’lere inmesi öngörülüyor.
Hükümetin 2018-2020 yıllarını kapsayacak olan Orta Vadeli Program (OVP) Türkiye’yi gelişmekte olan ülkeler arasında sınıf atlatacak. Program kapsamında önümüzdeki dönemde çevremizdeki jeopolitik riskler de göz önüne alındı. Bu çerçevede gelir artırıcı ve gider kısıcı tedbirlerle bütçe güçlendirilecek. Daha çok kazanandan daha fazla verginin alınacağı bir dönem başlıyor. Bu çerçevede de binek otomobillerde motorlu taşıtlar vergisi tutarı yüzde 40 artırılacak. Diğer araçlarda yeniden değerleme oranında artış devam edecek. Yine jeopolitik risklerin oluşturacağı şoklara karşın savunma sanayi fonuna 8 milyar lira aktarılacak. Finans sektöründen alınan kurumlar vergisi ise 2 puan artırılarak yüzde 22 olarak uygulanacak.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ortak bir basın toplantısı ile dün OVP’yi anlattı. Dünya ekonomisinden Türkiye’nin çevresindeki jeopolitik risklere kadar bir dizi tedbirin alındığı OVP’de kişi başına gelirin 2020 yılında 13 bin dolara ulaşması hedefleniyor. Dünya ekonomisinde küresel toparlanmanın başladığına dikkat çekildi. Ülkeler arasındaki ticaret hacminin de arttığı kaydedildi. Bu kapsamda küresel enflasyonun da ılımlı seyrettiği vurgulanırken, gelişmekte olan ülkelere sermaye akımının başladığı kaydedildi. Önümüzdeki 2 yıl boyunca petrol fiyatlarında sınırlı bir artışın beklendiği ifade edilirken, Türkiye’nin çevresindeki jeopolitik risklerin de ciddi şekilde OVP’de değerlendirildiğine vurgu yapıldı.
İşsizliğin tek haneli rakamlara düşürülmesinin beklendiği OVP’de enflasyonun 2017 sonunda yüzde 9,5 program sonunda yüzde 5’ler seviyesinde olacağı öngörülüyor. Cari açığın ise enerji ve altın fiyatlarındaki değişim nedeniyle artmasının öngörüldüğü OVP’de cari açığın GSYH oranının 2017 sonunda yüzde 4,6 program sonunda yüzde 3,9 olması bekleniyor. Bütçe açığının GSYH oranının ise bu yılın sonunda yüzde 2, program sonunda yüzde 1,6 olarak öngörülürken, kamu kesimi borçlanma gereğinin ise 2017 sonunda yüzde 2,4, program sonunda 1,3’e inmesi bekleniyor.
Soruları da cevaplayan Bakan Şimşek, programın Türkiye’ye sınıf atlatacağına dikkat çekerek, “Yüksek gelirli ülke grubuna çıkacağız. Yüksek istihdam ve büyüme artışı öngörüyoruz. Daha yüksek ve kapsayıcı bir büyüme, adil gelir dağılımı olacak” dedi. Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan da getirilen tüm tedbirlerin büyüme ve istihdam odaklı olduğunu ve performansın daha da güçlendirilmesi üzerine kurgulandığını söyledi. Program dönemi boyunca cari ve yatırım harcamalarının da 2023 hedeflerinin dengelenmesini de öngördüğünü dile getirdi.
Maliye Bakanı Naci Ağbal ise özel sektörün yatırımlarının teşvik edileceğini, çiftçilere mazot desteğinin de süreceğini kaydetti. 2018 bütçesinin zor bir bütçe olduğunu anlatan Ağbal, 2016 yılında yaşanan risklerin yanı sıra, 2017 yılının jeopolitik risklerinin gelecekteki hesaplarının da yapılarak hazırlandığını anlattı.
- 28 MİLYAR LİRALIK İLAVE GELİR SAĞLANACAK
- 2018 yılında artan kamu harcamalarında tasarrufun yapılacağını, kamu kurumlarının harcamalarını içeren cari harcamalarda kesin olacağını anlatan Ağbal, “Taşıt kiralamalarını aşağı çekeceğiz. Bunun da milli gelirde 0,25 puanlık giderleri kısıcı etkisi olacak” dedi. OVP ile birlikte hazırlıkları bir süredir devam eden 130 maddelik torba tasarının da TBMM’ye sevk edileceğini söyleyen Ağbal, torba tasarıda jeopolitik risklerin oluşturabileceği şoklara ilişkin gelir artırıcı ve gider azaltıcı ciddi tedbirlerin alındığını anlattı. Ağbal, gelir artırıcı adım kapsamında 2018 yılında GSYH’nın 3,446 milyar lira olmasının öngörüldüğüne dikkat çekerek bu kapsamda da söz konusu miktarın 2018 yılı GSYH’nın yüzde 0,08 oranında olacağını belirtti. Gelir getirici bu tutarın da 28 milyar lirayı bulacağı hesap edildi.
Genel Kurumlar Vergisi oranının yüzde 20 olarak kalacağını ifade eden Ağbal, gelir artırıcı adımlar kapsamında sadece finans sektörünün yüzde 20 olan kurumlar vergisi oranının yüzde 22’ye çıkarılacağını söyledi. Ağbal, şirketlerin dağıtılmayan karlarından da ilave yüzde 1 vergi alınmasını getirdiklerini anlatırken, ücret gelirlerinden vergi tarafındaki yüzde 27’lik dilimin de yüzde 30’a çıkarılacağını kaydetti. Kira gelirlerinden elde edilen kazançtan yüzde 25 olarak düşülen götürü giderin oranı da yüzde 15’e düşürülecek.
Yine kolalı gazozlarda uygulanan yüzde 25 ÖTV meyve sularına da getirilecek. Makaron sarmalık tütün kağıdına da kalıcı olacak şekilde maktu ÖTV getirilecek. Özelleştirme gelirlerinden 2018-2019 ve 2020 yıllarında 10’ar milyar lira gelirin bütçeye aktarılması bekleniyor.
Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın açıklamalarına göre kurumların dağıtılmayan kar paylarından yüzde 1 oranında bir vergi tevkifatının yapılması öngörülüyor. 2018 yılında kamuya şu anki planlara göre de 74 bin ilave personel alınacağını da belirten Ağbal, Gelir Vergisi tarifesinin üçüncü dilimindeki gelirler için uygulanan yüzde 27 oranını ise yüzde 30’a çıkaracaklarının bilgisini verdi.