BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, TEKNOFEST Ankara'nın açılış töreninde açıklamalarda bulundu. Bayraktar, ''Bayrağımızı mümkün olan her alanda zirveye dikmeliyiz. Her alanda iddia sahibi olmaya devam etmeliyiz. SİHA’larımızla dünyada nasıl zirvedeki ülkelerden biri olduysak lider olduğumuz alanların sayısını hep birlikte artırmalıyız'' ifadelerini kullandı. '1 milyondan fazla genç TEKNOFEST’in kalbi olan teknoloji yarışmalarımıza başvurdu' diyen Bayraktar, ''Tuz Gölü’nde gökyüzüne roketler fırlatıldı. Roketçi kızlar tüm dünyaya biz de buradayız diye haykırdı. TEKNOFEST kuşağı dev bir dip dalgası gibi geliyor'' açıklamasında bulundu.
Bayraktar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, “1 milyondan fazla genç TEKNOFEST’in kalbi olan teknoloji yarışmalarımıza başvurdu. TEKNOFEST kuşağı dev bir dip dalgası gibi geliyor” dedi.
Ankara’da Etimesgut Havalimanı’nda gerçekleşen TEKNOFST Ankara bugün başladı. Bayraktar Yönetim Kurulu ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, açılışta yaptığı konuşmada 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlayarak, “Yedi düvele karşı mücadele ederek el birliği ile kurduğumuz Cumhuriyetimizi taçlandıran zafer gününü birlikte idrak ediyoruz. Burada birlikte olduğumuz Ankaralı kardeşlerimizin ve yurdun dört bir köşesindeki kardeşlerimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı yürekten kutluyorum. Bu büyük zafere imza atan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmet, minnet ve saygıyla yad ediyorum” dedi.
Cumhuriyetin 100’üncü yılını taçlandırmak üzere İstanbul, Ankara ve İzmir’de TEKNOFEST düzenleme kararı aldıklarını aktaran Bayraktar, “İstanbul’daki TEKNOFEST’te 2,5 milyondan fazla ziyaretçi ağırlayarak kendi rekorumuzu kırdık. Şimdi de yiğit ruhlu seğmenlerin diyarı Anadolu’nun kalbi başkent Ankara’da sizlerle birlikteyiz. Sonraki durağımız da 27 Eylül’de istiklalimizin sembol şehirlerinden olan güzel İzmir olacak” ifadelerine yer verdi.
“El ele vererek yaralarımızı sarıyor ve zorluklarımızı aşıyoruz”
Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinde yaşanan zorlukların aşılması için TEKNOFEST paydaşları ile yaraların sarılmasına yönelik faaliyetlerin devam ettiğini dile getiren Bayraktar, “Kıymetli ziyaretçiler, yakın tarihte ülkemizi derinden yaralayan, dünya tarihinde eşi pek görülmeyen bir deprem felaketi yaşadık. El ele vererek yaralarımızı sarıyor ve zorluklarımızı aşıyoruz. Tüm TEKNOFEST paydaşlarımızın ve T3 Vakfımızın depremden zarar gören kardeşlerimize yönelik faaliyetleri devam ediyor. Depremi unutmadan bu gayreti sürdürmemiz, bir nebze de olsa yaşanan acı günlerin ruhlarımızda bıraktığı ızdırabı hafifletmemiz gerekiyor. Bu vesileyle depremde hayatını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize bir kez daha başsağlığı diliyorum” diye konuştu.
“Milli teknoloji hamlesi kök salarak kalıcı hale geldi”
İlk olarak 2018 yılında düzenlenen TEKNOFEST için ‘Adeta bir fideyi toprağa ekmiştik’ benzetmesi yapan Bayraktar, “Sonraki yıllarda bu fideyi büyütebilmek için azimle çabalamaya devam ettik. Şimdi o narin fide toprağın üstünde boylanmaya, toprağın altında da kökleşmeye başladı. Milli teknoloji hamlesi kök salarak kalıcı hale geldi. İklim değişti ve zihinlerde bir devrim başladı. 1 milyondan fazla genç TEKNOFEST’in kalbi olan teknoloji yarışmalarımıza başvurdu. Geçen hafta gittiğimi Tuz Gölü’nde adeta hiçliğin ortasında gökyüzüne roketler fırlatıldı. Roketci kızlarımız Hisar atış alanından ‘biz de varız, buradayız’ diye haykırdı. TEKNOFEST kuşağı dev bir dip dalgası gibi geliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin tam bağımsızlığı için vazgeçilmezinin milli teknoloji hamlesi olduğunu aktaran Bayraktar, şu ifadelere yer verdi:
“Seferberlik ruhuyla yola çıktığımız bu mücadeleyi kararlılıkla sürdürmeliyiz. İnanıyorum ki bunun sahibi olan genç kardeşlerim bu hedefin menzile varması için elinden geleni yapamaya devam edecektir. Bu hedefe giderken bayrağımızı mümkün olan her alanda zirveye dikmeliyiz. Her alanda iddia sahibi olmaya devam etmeliyiz. SİHA’larımızla dünyada nasıl zirvedeki ülkelerden biri olduysak, lider olduğumuz alanların sayısını hep birlikte arttırmalıyız. Savunma sanayiinde yakaladığımız bu başarıyı, ivmeyi diğer tüm sivil alanlara yaymalı ve insanlıkla buluşturmalıyız. Bu serüvende yarış çok çetin. Azimle, gayretle, inançla aşmamız gereken nice zorluklar var. Kardeşlerim daha gidecek çok yolumuz var. Değerli kardeşlerim, dünya değişiyor ve insanlık yeni bir yol çiziyor. Bugün gelişmekte olan yapay zeka teknolojileri gelecekte hayatımızda daha da çok yer alacak. Yakın gelecekte birçok meslek ortadan kalkarken yeni alanlar, yeni meslekler karşımıza çıkacak. Yarını öngörmeye çalışarak şimdiden hazırlık yapmalıyız. En önemlisi doğru temellerle yeni bir dünya inşa etmeliyiz. İyi ahlakı ve güzelliği öncelediğimizde insanlığa çok daha değerli bir katkı sunmuş olacağız. Sevgili misafirler insanı insan yapan nedir? Bir işi anlamlı kılan nedir? İnsanı ve yaptığı her işi değerli kılan yegane unsur o işin taşıdığı mana ve ruhtur. Sevgiliye yazılan bir mektup neden değerlidir? Böyle bir mektubu makineler yazabilir mi? Yapay zeka elbette buna benzer mektup yazabilir. Ama insan yazdığında bu mektubun ardındaki büyük aşk, emek ve insana ait birçok hissiyat olduğunu bilmek o satırlara gerçek anlamını katar. Bugün hayatımıza büyük bir hızla giren yapay zeka uygulamalarına kimi zaman ödev, makale, hatta şiir ve roman bile yazdırmak mümkün. Peki, yıllar önce Shakespeare’in dizelerinin, Yunus Emre’nin divanındaki şiirlerin bir makineden çıktığını bilmek acaba aynı etkiyi ortaya çıkarır mı? ‘Aşkın aldı benden beni, bana seni gerek seni. Ben yanarım dünü günü, bana seni gerek seni. Ne varlığa sevinirim ne yokluğa yerinirim, aşkın ile avunurum bana seni gerek seni.’ Büyük şair Yunus’un inanç ve yaşanmışlıklarla anlam kazanmış dizeleri bir makineden çıkmış olsa ruhumuza bu kadar etki edebilir mi? Bir işe yüzyılları aşan değer ve anlam katan işte bu taşıdığı ruh ve mana ailemi ile olan bağıdır.”