Vergi düzenlemelerinden elde edilecek gelirlerle savunmaya ayrılacak kaynağın artması sektörde olumlu değerlendirilirken, ilave kaynağın öncelikle yerli savunma sanayi projeleri ve Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesinde kullanılması gerektiği belirtiliyor.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Savunma Sanayi Meclisi Başkan Yardımcısı Haluk Bulucu yaptığı açıklamada, savunma sanayisine ayrılan kaynakla ilgili konsolide bir harcama bilgisi olmamakla birlikte, Türkiye'nin gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 1,5-1,7'lik kısmını bu alana ayırdığının tahmin edildiğini söyledi.
Bulucu, buradan hareketle Türkiye'nin savunma sanayisi harcamalarının 14,5 milyar dolar civarında olduğunun söylenebileceğini ifade etti.
- Vergi düzenlemeleriyle savunma sanayisine ayrılacak ilave kaynağın yaklaşık 2 milyar dolara karşılık geldiğine dikkati çeken Bulucu, "Bu rakamın ne kadarının savunma sanayisine harcanacağına ve savunma bütçesine ne etki yapacağına ilişkin şu anda net bir şey söylemek güç. Aralık ayında bütçe rakamları netleştiğinde, Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na yansımalar ortaya çıktığında daha net konuşmak mümkün olabilecek. Bunları görmeden 'Türkiye savunma harcamalarını artırıyor' demek erken olur" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin bulunduğu coğrafya itibarıyla savunmasını güçlü tutması gerektiğini vurgulayan Bulucu, quot;Bu coğrafyada yalnızca sulh sever olmamız yeterli olmaz. Evet, kendi topraklarımızda kalmak istiyoruz ama kendi topraklarımızı korumak için de harcama yapmamız gerekiyor. Bu çerçevede harcadığımız para devede kulak. Öncelik hürriyetimizdir, bunun üzerine sosyal refah ve diğer refah unsurlarını inşa edebiliriz.quot; değerlendirmesinde bulundu.
Bulucu, savunmaya harcanacak her kuruşun önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Hesaplamalarıma göre, Türkiye'nin savunmaya harcaması gereken kaynak 14,5 milyar dolardan 33-34 milyar dolara çıkarılmalı. Bu da gayri safi milli hasılanın yüzde 3,5'ine karşılık geliyor. Ben savunma harcamalarımızın 2 misline çıkarılmasını öneriyorum. Bunu yaptığımızda bu parayı yurt dışına aktarmayacağız. Savunma sanayisi genel olarak sanayinin lokomotifi. Burada ortaya çıkan yaratıcılık, tasarım, ürün geliştirme sanayinin diğer alanlarına aktarılacak. Yetişecek insan kaynağı ileri teknolojiye ihtiyaç duyulan diğer sektörde görev aldığında muazzam bir çarpan faktör olacak. Türkiye'nin kalkınmasında savunma sanayisi çok önemli rol oynuyor."
Haluk Bulucu, savunma sanayisine aktarılacak ilave kaynağın yurt dışından alınacak araç gereçler yerine yerli sanayi projeleri için kullanılması gerektiğini vurguladı.
- Savunma Sanayisi Araştırmacısı Turan Oguz da yaklaşık 2 milyar dolarlık ilave kaynağın, NATO hedefleri doğrultusunda sadece Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için yaklaşık 5 milyar dolar artması gereken savunma sanayisi bütçesi açısından bir başlangınç adımı olarak değerlendirilebileceğini söyledi.
Bu artışın öncelikle yurt içi ve yurt dışı operasyonlarla beklenenin üzerinde artan savunma ve sarf giderlerini karşılamakta kullanılacağını dile getiren Oguz, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sadece Fırat Kalkanı Harekatı ek operasyonel maliyetinin 1 milyar dolara yaklaşmakta olduğu tahmin edilmekte. Bunun üzerine iç güvenlik harekatlarının maliyetlerini de eklersek bu rakamın sadece bu harcamalar için dahi çok yeterli sayılamayacağı aşikar. Üstelik bu operasyonların henüz tamamlanmadığı da hepimiz tarafından görülmekte.
Öte yandan TSK, Jandarma, Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT, Sahil Güvenlik Komutanlığı, güvenlik korucuları olmak üzere tüm güvenlik güçlerimizin; artan personeli için maaş, yeni silah ve ekipman; artık yaşlanmaya başlayan envanterlerin yenilenmesi veya modernizasyonu; yeni doktrinimiz gereği yurt dışında tesis edilmekte olan üslere yeni yapı ve ekipman temini odaklı; hem cari ödemeler hem de geleceğe yönelik alımlar için ön ödemeler gerekmekte.
Altay tankı, binlerce zırhlı araç, amfibi hücum gemileri, korvet ve fırkateynler, denizaltılar, deniz uçakları, F-35 savaş uçakları, F-16'larımızın modernizasyonu, helikopterler, İHA'lar, askeri uydular, haberleşme uyduları, milyarlarca dolarlık hava savunma sistemleri, yine bunların milyarlarca dolarlık mühimmatı ilk akla gelen ve 2023'e kadarki dönemde temin edilmesi gereken sistem ve ekipmanlardan en önemlileri. Sadece sayılan ve ihtiyacın bir kısmını oluşturan yaklaşık 50 milyar dolarlık unsurun dahi yılda yaklaşık 5-6 milyar dolarlık ekipman alım bütçesiyle karşılanamayacağı malum."
Çok kimsenin belki ilk defa duyacağı ama geleceğin güvencesi olacak ve Türkiye'nin devler liginde olmasını sağlayacak, çalışmaları başlayan konularda mevcut bütçelerle ilerlemenin neredeyse imkansız duruma geldiğini vurgulayan Oguz, şunları kaydetti:
- "Çok uzak olmayacak gelecekte hava savunma ve hatta uydu fırlatma projelerinde ülkemizin tamamen bağımsızlığını sağlayabilecek Sapan gibi elektromanyetik fırlatma sistemleri; askeri kullanımda gemi ve denizaltılarımızda, sivil kullanımda ise gemi ve enerji üretim santrallerimizde çok önemli bir açığı kapatacak, dünyada henüz çok az ülkenin araştırma safhasında olduğu, süperkritik karbondioksit kullanan yüksek verimli yenilikçi güç sistemleri; hem hava savunma hem de taarruz amaçlı lazer silah sistemleri; insansız kara, hava, su üstü ve su altı araçları, geleceğin en tehlikeli silahlarından olacak sürü dronlar, yapay zeka; dışa bağımlılığımızı ortadan kaldıracak elektrikli veya hibrit motorlar. Yabancı örneklerine göre oldukça mütevazi sayılabilecek mali taleplerle başlanan bu tip projeler, hem bütçe hem de teknoloji desteği verecek imkanlar olmadığı için beklenenden oldukça yavaş ilerlemekte. Hem ana hem de teknoloji destekçisi kuruluşlara bütçe desteği işlerin hızlanmasını sağlar."
Milli savaş uçağı TF-X'in sadece Ar-Ge aşaması için önümüzdeki 6-8 yılda 8-10 milyar dolar harcama gerekeceğine dikkati çeken Oguz, Ar-Ge'ye yapılacak her harcamanın bir ürünü daha çok yerlileştirmeyi sağlayacağını, böylece ürün maliyetlerinin düşeceğini, dışarıya olan kritik bağımlılığı azaltacağını söyledi.
Başka ülkelerde olmayan ürünler geliştirip stratejik üstünlük sağlamanın ülkenin bekasına da hizmet edeceğini dile getiren Oğuz, "Bütçeyi daha da artıracak açılımlara devam edilmeli, gerçekleşen her artış ise önce güvenlik güçlerimizin canlarını koruyabilmek için sahada, sonra ise yerlileştirme ve güçlenme için Ar-Ge'de kullanılmalı" dedi.