Arçelik Üretim ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Öztürk, "Yurt içinde sağlanan hareketliliğin getirdiği maliyet ve hacim avantajı, yurt dışı ihracatına da çok önemli katkı sağladı. Beyaz eşya sektöründe yurt içi satışları yüzde 15, yurt dışı satışları ise yüzde 40 büyüdü. Otomotiv gibi beyaz eşya sektörü de kendi çevresinde çok güçlü bir tedarikçi ağı sayesinde büyüyebiliyor. Kendi yarattığı istihdamın çok ötesindeki istihdamı da tedarikçilerine ve kendisine yaratılan servislere sağlıyor" dedi.
Arçelik Üretim ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Oğuzhan Öztürk, yurt içinde sağlanan hareketliliğin getirdiği maliyet ve hacim avantajının yurt dışı ihracatına da çok önemli katkı sağladığını belirterek, "Beyaz eşya sektöründe yurt içi satışları yüzde 15, yurt dışı satışları ise yüzde 40 büyüdü" dedi.
Oğuzhan Öztürk, yaptığı açıklamada, ÖTV indiriminin çok önemli bir karar olduğunu, yılın ilk yarısında sektöre iyi bir dinamik kazandırdığını ifade ederek, ÖTV indirimi sayesinde yurt içinde sağlanan hareketliğin, fabrikalara ciddi maliyet avantajı getirerek ihracatta önemli bir avantaj sunduğunu kaydetti.
- Öztürk, yurt içinde sağlanan hareketliliğin getirdiği maliyet ve hacim avantajının yurt dışı ihracatına da çok önemli katkı sağladığını vurgulayarak, beyaz eşya sektöründe yurt içi satışların yüzde 15, yurt dışı satışlarının ise yüzde 40 büyüdüğünü bildirdi.
Bu satış rakamlarında bir miktar da olsa dövizin etkisinin olduğuna işaret eden Öztürk, ÖTV indiriminin, satış rakamlarının artmasında çok büyük pozitif etkisi olduğunu ancak bu indirimin biteceğine yönelik tartışmaların insanların satın alma kararlarında çok büyük dalgalanmalar yarattığını söyledi.
Öztürk, beyaz eşya da ÖTV'nin zorunlu bir şey olduğunu belirterek, "Evinizde buzdolabı olmadan yaşayamazsınız. O yüzden beyaz eşyanın aslında uzun vadede ÖTV'den ayrı tutulması lazım. Sonuç olarak, zorunlu tüketim ürünleri bunlar, lüks tüketim araçları değil. Bizim özellikle 4 büyük beyaz eşyamız... Evinizde bugün buzdolabı, fırın, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi olmadan bir yaşam düşünebiliyor musunuz?" ifadelerini kullandı.
Öztürk, geçen yıldan beri devam eden ÖTV desteğinin olmaması halinde sektör ve ihracatın olumsuz etkileneceğini söyledi.
"Afrika coğrafyasında Arçelik olarak yoğun çalışıyoruz"
Oğuzhan Öztürk, Arçelik olarak Avrupa'da çok güçlü olduklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Avrupa pazarı tümüyle doymuş bir pazar. Avrupa'da her sene pazar payımızı artırarak büyümeye devam ediyoruz. Dünyanın önümüzdeki dönemde en hızlı büyüyecek pazarları Asya, Güneydoğu Asya, Uzak Doğu ve Afrika... Biliyorsunuz yıllar önce Afrika'da Defy Appliances Limited'in satın alımını gerçekleştirdik. Defy sayesinde sadece Sahra Afrika'sında değil, Batı ve Doğu Afrika'sında satışlarımızı hızla büyütüyoruz. Afrika, geleceğin yıldız olacak coğrafyalarından bir tanesi. Nijerya, Tanzanya, Kenya, Uganda, Etiyopya başta olmak üzere Afrika coğrafyasında Arçelik olarak yoğun çalışıyoruz. Asya coğrafyası da önemli. Biliyorsunuz hem ortaklık hem de satın alma ile İpek Yolu üzerinde birçok çalışmalarımız mevcut. İpek Yolu'nu 'Beko Yolu' olarak tarif ediyoruz.”
"(Amerika kıtası) Burada olabilecek fırsatlara her zaman bakıyoruz"
Arçelik Üretim ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Öztürk, Asya'nın en önemli özelliğinin çok büyük nüfusunun yanında ürünlerin penetrasyon oranlarının da çok düşük kalması olduğuna işaret ederek, bu ülkelerde ciddi alt yatırımları olduğunu, elektriğe ulaşımın arttığını ve Asya'da orta sınıfın artmasının hızla ivme kazandığını söyledi.
Asya coğrafyasının çok hızlı büyüyen pazarlara sahip olduğunu vurgulayan Öztürk, "Bizim açımızdan çok kritik... Bangladeş'teki satın almamız da bunun bir örneği... Aslında bakarsanız, 2013 yılından sonra Pakistan, Bangladeş, Hindistan'daki yatırımlarımız gerçekleşti. Şu anda baktığımızda İpek Yolu'nda bizim olmadığımız, üretim tesisimizin olmadığı tek ülke İran. Aslında baktığımızda Afrika'da, Asya'da ve Avrupa'da varız. Avrupa'da çok güçlüyüz. Afrika'da da güçlüyüz. Asya'da güçlenmeye çalışıyoruz. Amerika'da bir miktar satışımız var ama aslında bakıldığında penetrasyonumuzun düşük olduğu kıta Amerika kıtası... Elbette burada olabilecek fırsatlara her zaman bakıyoruz." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin beyaz eşya bakımında çok önemli bir üretim ülkesi olduğuna işaret eden Öztürk, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Üretim ülkesi özelliğinin Türkiye'ye gelmesinde Arçelik'in rolünü önemsiyorum. Arçelik'in yarattığı tedarikçi ağının, beyaz eşyayı doğru maliyette üretebilmek için sağladığı hizmetlerin ve servislerin aslında dünyadaki diğer beyaz eşya üreticileri için de Türkiye'ye yatırım yapmayı ve burada üretim yapmayı cazip kılıyor. Aslında bizim de avantajımıza bu durum... Ülke ne kadar beyaz eşya sanayisine sahip olursa bizim de maliyetlerimiz düşüyor, rekabetçiliğimizi artırıyor.
Otomotiv gibi beyaz eşya sektörü de kendi çevresinde çok güçlü bir tedarikçi ağı sayesinde büyüyebiliyor. Kendi yarattığı istihdamın çok ötesindeki istihdamı da tedarikçilerine ve kendisine yaratılan servislere sağlıyor. Beyaz eşyanın diğer bir önemi ise uluslararası şirketler Türkiye'ye yatırım yaptığında onlara parça ve hizmet sağlayan tedarikçiler arasında milli sermaye oluyor. O yüzden beyaz eşya, mutlaka desteklenmesi gereken bir sektör. Bugüne kadar Ar-Ge ve diğer konularda önemli destekler aldı. Bunların devam etmesini arzuluyoruz."
"Türkiye'de Arçelik'leri klonlasak Türkiye 2023 hedeflerine rahat ulaşır"
Oğuzhan Öztürk, Türkiye'nin 2023 yılındaki ihracat hedefine ulaşabilmesi için yapılan hesaplamalarda sadece ihracat miktarının artmasının yetmediğini, yapılan ihracatın katma değerinin de artması gerektiğini söyledi.
Öztürk, "Mutlaka sattığınız ürünün katma değerini de artırmanız gerekiyor. Gelişmiş ülkelere ve ihracatı bizden fazla olan ülkelere baktığımızda, bizim ihracatımız birim değeriyle onların ihracatının birim değeri arasındaki farkı görebiliyorsunuz. Bu bağlamda Arçelik’in birim ihracat değeri kilogramı 4 dolardan daha yüksek. Yani, gelişmiş ülkelerden daha yüksek ve Türkiye'nin 2023 hedeflerinin ötesinde. Türkiye’de Arçelik'leri klonlasak Türkiye 2023 hedeflerine rahat ulaşır." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin deniz yoluyla Avrupa'nın limanlarına çok ekonomik bir şekilde ulaştığını aktaran Öztürk, şunları kaydetti:
"Bu durum Türkiye içi önemli bir avantaj sağlıyor. Fakat Türkiye'den kara yoluyla olan ihracat, hem pahalı hem de engellemelerle karşılaşıyor. Özellikle eylül ve ekim aylarında kara yolu ile ihracatta birtakım sınırlamalarla karşılaşıyoruz. Devletimiz ciddi anlamda bu sorunu çözmeye çalışıyor. Aynı zamanda kara yoluyla Avrupa'ya ulaşmak pahalı. Orta ve Doğu Avrupa'ya kolayca ulaşabilmek açısından akıllı çamaşır makinesi fabrikamızı Romanya'da açtık. Güney Avrupa, Kuzey Avrupa ve İngiltere'ye olan ihracatımızı da Türkiye'de bulunan fabrikalarımızdan deniz yoluyla yapıyoruz. Türkiye'den sonra diğer önemli beyaz eşya üretim merkezlerinden biri de Polonya. Polonya, Romanya, Ukrayna gibi ülkeleri Orta ve Doğu Avrupa'ya hizmet edebilmek açısından önemli bölgeler olarak değerlendirebiliriz."