Türkiye’nin Afrika kıtasıyla ilişkileri, bölgesel ve küresel barışın ve istikrarın sağlanmasına da katkı sağlayacak şekilde daha derinleştirilmelidir. Bu doğrultuda, Türkiye’nin Afrika politikalarının daha kapsamlı bir strateji çerçevesi içinde ele alınması ve bölgedeki çeşitli aktörlerle iş birliklerinin güçlendirilmesi önemlidir.
Her yıl 25 Mayıs’ta kutlanan Afrika Günü, sadece Afrika kıtasının bağımsızlık mücadelesini ve birliğini kutlamakla kalmaz, aynı zamanda kıtanın zengin kültürel mirasını ve potansiyelini de vurgular. Afrika; çok çeşitli etnik grupları, dilleri ve kültürleri barındıran bir kıtadır ve bu çeşitlilik, kıtanın gücünü ve güzelliğini oluşturur. Afrika Günü, bu çeşitliliği ve birlikteliği kutlamak için mükemmel bir fırsattır. Afrika Günü’nü kutlarken, Türkiye’nin Afrika kıtasıyla ilişkilerinin gelişimine ve bu ilişkinin Afrika Yüzyılı’ndaki rolüne dikkat çekmek önemlidir.
DERİNLEŞEN İLİŞKİLER
Türkiye-Afrika ilişkileri, son yıllarda önemli bir ivme kazanmış ve giderek derinleşen bir stratejik ortaklık meydana getirmiştir. Bu ilişkiler; tarihsel bağlar, ekonomik çıkarlar, siyasi iş birlikleri, kültürel alışveriş ve insani yardım gibi çeşitli alanlarda yaşanan etkileşimlerle şekillenmektedir. Bu anlamda Türkiye’nin Afrika kıtasıyla olan ilişkileri hem Türkiye’nin hem de Afrika’nın kalkınması ve refahı için önemli fırsatlar sunmaktadır.
İlk olarak Türkiye’nin Afrika ile olan ilişkilerini güçlü bir tarihsel altyapıya dayandırmak yerinde olacaktır. Bu açıdan Osmanlı İmparatorluğu döneminde Afrika kıtasıyla ticaret oldukça etkili olmuş, diplomatik ilişkiler geliştirilmiş ve çeşitli bölgelerde farklı siyasi, askeri ve ekonomik iş birlikleri görülmüştür. Bu tarihsel bağlar, günümüzde Türkiye-Afrika ilişkilerinin şekillenmesinde önemli rol oynamaktadır. Türkiye, bu tarihsel bağlara dayanarak Afrika kıtasıyla güvene, kazan-kazan modeline ve karşılıklı saygıya dayalı bir ilişki seti geliştirmeyi amaçlamaktadır.
EKONOMİDE KAZAN-KAZAN MODELİ
Günümüzde Türkiye-Afrika ilişkilerinin ekonomik iş birlikleri üzerine odaklandığı söylenebilir. Türkiye, Afrika ile olan ticaret hacmini ve yatırımlarını artırmak, bu yatırımları daha geniş kalkınma projeleri ile çeşitlendirmek adına güçlü ve samimi adımlar atmaktadır. Özellikle, Türk iş dünyasının Afrika’ya olan ilgisi artarken, Türkiye’nin Afrika kıtasındaki büyükelçiliklerinin sayısı da hızla artmaktadır. Bu durum, Türkiye’nin Afrika’daki ekonomik etkinliğini ve esneklik alanını güçlendirmektedir. Türkiye, Afrika’nın zengin doğal kaynaklarına ve büyüyen pazarlarına erişmek için çeşitli sektörlerde yatırımlarını sürdürmektedir. Özellikle, inşaat, enerji, tarım, sağlık ve eğitim gibi sektörlerde Türk şirketleri Afrika’da faaliyet göstermektedir. Bu yatırımlar hem Türkiye’nin ekonomik büyümesine katkı sağlamakta hem de Afrika ülkelerinin kalkınmasına destek olmaktadır. Dolayısıyla tam da bu noktada karşılıklı kazanç modelinden söz etmek mümkün olacaktır.
TÜRKİYE İSTİKRAR VADEDİYOR
Siyasi açıdan, Türkiye-Afrika ilişkileri, karşılıklı destek ve iş birliği temelinde şekillenmektedir. Türkiye, Afrika kıtasındaki çeşitli sorunlara diplomatik çözümler arayarak ve Afrika Birliği gibi bölgesel platformlarda aktif olarak iş birliği modelleri tesis ederek bölgedeki barış ve istikrarın sağlanmasına katkı sağlamaktadır. Bu açıdan bakıldığında, Türkiye’nin bölgedeki artan diplomatik varlığı bir taraftan Afrika’daki kronik sorunların uluslararası gündemin konusu haline getirmek diğer taraftan ise kıta ülkeleriyle etkileşimleri artırmak adına verimli bir zemin oluşturmaktadır.
Bununla beraber kültürel ve sosyal alanda Türkiye’nin Afrika ile olan ilişkileri, bölge halkları arası etkileşim ve kültürel alışverişe dayanmaktadır. Bu bağlamda Türkiye’nin Afrika’daki eğitim, sağlık ve insani yardım projeleri aracılığıyla sosyal kalkınmaya katkı sağlayan en önemli kıta dışı ülkelerinden biri olduğunu söylemek gerekir. Ayrıca, Türk dizileri ve filmleri Afrika’da geniş bir izleyici kitlesi tarafından ilgiyle takip edilmekte ve Türk kültürünün tanıtımına katkı sağlamaktadır.
Tüm bunların yanında dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, mevcut potansiyelin karşılaştığı engel ve sorunların hafif bir biçimde atlatılmasıdır. Öyle ki Türkiye-Afrika ilişkilerinin sürdürülebilirliği için çeşitli zorluklar vardır. Afrika kıtasının geniş yüzölçümü, coğrafi ve etnik çeşitliliği, siyasi istikrarsızlığı ve güvenlik sorunları Türkiye’nin tüm kıta ülkeleriyle aynı derecede yakın ilişkiler kurmasını zorlaştırmaktadır. Buna paralel olarak bölgedeki çeşitli çıkar ilişkileri ve uluslararası rekabet ortamı, Türkiye’nin Afrika politikalarını etkileyebilecek ve mevcut potansiyeli geri götürebilecek hususlar arasında sayılabilir.
AFRİKA GÜNÜ KUTLU OLSUN
Ben de Türkiye’de yaşayan ve birçok Afrika ülkesinde bulunmuş bir birey olarak, Türkiye’nin Afrika ile ilişkilerine büyük bir önem atfediyorum. Bu ilişkilerin sadece ekonomik açıdan değil, aynı zamanda kültürel ve insani boyutlarıyla da güçlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye’nin Afrika kıtasındaki varlığı, karşılıklı anlayışın artmasına ve ortak projelerin gerçekleştirilmesine olanak sağlıyor. Afrika’nın kalkınması, sadece Afrika kıtasının değil, tüm dünyanın çıkarınadır. Türkiye’nin Afrika ile olan ilişkileri, bu kıtanın geleceği için umut verici bir iş birliği modeli sunmaktadır.
Son olarak; Afrika Günü’nü kutlarken, Türkiye ve Afrika arasındaki dostluğun ve iş birliğinin daha da pekişmesini umut ediyorum. İlişkilerin sürdürülebilirliği ve güçlendirilmesi için karşılıklı saygı, iş birliği ve ortak çıkarlar temelinde şekillenmiş güçlü bir ortaklık gerekmektedir. Türkiye’nin Afrika kıtasıyla olan ilişkileri, bölgesel ve küresel barışın ve istikrarın sağlanmasına da katkı sağlayacak şekilde daha da derinleştirilmelidir. Bu doğrultuda, Türkiye’nin Afrika politikalarının daha kapsamlı bir strateji çerçevesi içinde ele alınması ve bölgedeki çeşitli aktörlerle iş birliklerinin güçlendirilmesi önemlidir. Afrika’nın potansiyelini ve Türkiye’nin bu potansiyeli destekleme kararlılığını kutlamak, bizlere daha adil ve sürdürülebilir bir gelecek için ilham vermelidir…