Azerbaycan, uzun süredir devam eden Ermenistan provokasyonlarının ardından düğmeye bastı. Barış için elinden geleni yapan Azerbaycan, bu konuda karşı taraftan bir çaba göremeyince harekete geçti. Azerbaycan, Karabağ'da anayasal yapıyı yeniden tesis etmek amacıyla antiterör operasyonu başlatıldığını duyurdu. Azerbaycan'ın özellikle 2020'de zafere ulaşmasının ardından rahatsızlığını gizleyemeyen güney komşusu İran'dan da konu ile ilgili açıklama gecikmedi. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan son olarak Tahran yönetiminin İran ve Ermenistan'ı birbirine bağlayan tarihi güzergahın kapatılmasına ya da sınırlanmasına izin vermeyeceğini söyledi. Peki, İran'ın uykularını kaçıran Zengezur Koridoru nedir? Zengezur neden önemli? Zengezur Koridoru nerede? Zengezur Koridoru haritadaki yeri neresi? Ayrıntılar haberimizde...
Azerbaycan, uzun süredir devam eden Ermenistan provokasyonlarının ardından düğmeye bastı. Barış için elinden geleni yapan Azerbaycan, bu konuda karşı taraftan bir çaba göremeyince harekete geçti. Azerbaycan, Karabağ'da anayasal yapıyı yeniden tesis etmek amacıyla antiterör operasyonu başlatıldığını duyurdu. Azerbaycan'ın özellikle 2020'de zafere ulaşmasının ardından rahatsızlığını gizleyemeyen güney komşusu İran'dan da konu ile ilgili açıklama gecikmedi. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan son olarak Tahran yönetiminin İran ve Ermenistan'ı birbirine bağlayan tarihi güzergahın kapatılmasına ya da sınırlanmasına izin vermeyeceğini söyledi. Peki, İran'ın uykularını kaçıran Zengezur Koridoru nedir? Zengezur neden önemli? Zengezur Koridoru nerede? Zengezur Koridoru haritadaki yeri...
Zengezur Koridoru nedir?
Zengezur Koridoru veya Nahçıvan Koridoru, 2020 Dağlık Karabağ Savaşı'nın Azerbaycan tarafından kazanılmasının ardından Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan ateşkes antlaşmasının 9. maddesi gereğince Azerbaycan ile eksklav parçası olan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında bağlantıyı kuracak olan koridordur.
Zengezur Koridoru, Ermenistan’a kendisinin ördüğü jeopolitik kuşatmadan çıkış yolu sunuyor. Türkiye ve Azerbaycan’la ilişkilerini düzelterek Kafkasya’da doğmakta olan süreçten yararlanması için jeopolitik bir olanak sunuyor.
• Zengezur Koridoru’nun açılması neden önemli?
2020 yılında, 2. Karabağ Savaşı Azerbaycan’ın mutlak üstünlüğüyle sona erince, bölgedeki güç dengesinin yeniden şekillenmesinin de yolu açılmış oldu. Savaş sonrasında imzalanan anlaşmada, Ermenistan’ın yaklaşık 30 yıldır elinde tuttuğu topraklardan geri çekilmesi öngörülmüş ve burada oluşacak güven atmosferi sayesinde yeni ulaşım koridorlarının hayata geçirileceği belirtilmişti. Azerbaycan ile Nahçıvan arasında açılacak yeni ulaşım bağlantısı, bu anlaşmanın en önemli maddelerinden biri oldu. Öyle ki Orta Asya’dan Azerbaycan’a ulaşan ulaşım koridorları tam da bu noktada bıçak gibi kesiliyor ve Azerbaycan'ın Nahçıvan ve sonrasında Türkiye ile bağlantı kurması engellenmiş oluyordu. Ulaşım koridorunun yeniden tesis edilmesi uzun ve meşakkatli bir süreç. Ancak bu gerçekleşirse, bahse konu güzergah boyunca kesintisiz şekilde Orta Asya ve Avrupa arasında Hazar ve Türkiye üzerinden geçecek bir güzergah hayata geçirilmiş olacak. Bu durumda, Türkiye’nin sadece Azerbaycan ile değil, tüm Orta Doğu ile ticaret hacminin artması söz konusu. Zengezur Koridoru'nun hayata geçirilmesiyle Türk Dünyası’nın ticari, lojistik ve siyasi bağları güçlenecek. Zengezur, Türk Dünyası'nın parlayan yıldızı olma potansiyeline sahip.
• Koridorda hangi aktörler hangi amaçlarla hareket ediyor?
Zengezur birçok ülkenin ilgi alanına giren bir coğrafyada yer alıyor. Çok karmaşık bu denklemin en önemli tarafları; İran, Ermenistan, Azerbaycan, Rusya ve Türkiye.
Türkiye-Azerbaycan arasındaki kadim dostluğun yanında TANAP sayesinde Azerbaycan gazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınıyor ve böylece gönül bağı ekonomik bağlarla da perçinleniyor. Bir tarafta Ermenistan’ı yenilgiye uğratıp, işgal altındaki topraklarını kurtarmış, TANAP sayesinde Türkiye ve Avrupa’ya gaz gönderebilen, Türk Devletleri Teşkilatı'nda etkinliği başta olmak üzere birçok ülkeyle bağlarını güçlendirmeye çalışan bir Azerbaycan duruyor. Diğer yanda ise Mahsa Amini olaylarıyla içten içe kuvvetle sarsılan, ülkenin birçok yerinde protestolara sahne olan, ambargolar yüzünden hidrokarbon kaynaklarını istediği gibi dünya pazarlarına açamayan ancak bölgesel gelişmelere yakın angajman, devlet dışı aktörler, nükleer enerji çalışmaları gibi birçok farklı unsurla bölgesinde dominant güç olabilmek için yıllardır olağanüstü gayret göstermiş bir İran bulunuyor. Yani yakın coğrafyasında etki alanı kurmaya çalışan, sınırdaş iki aktör.
Kendini bölgesel bir güç olarak gören İran, Azerbaycan’ın, İran’da yaşayan Azeriler için bir cazibe merkezi haline gelmesinden çekinirken, Zengezur’un açılmasıyla Ermenistan ile bağlantısının kopması sebebiyle Karadeniz’e çıkışının engelleneceğini öngörüyor. Bu durum İran için kendi aleyhine bir sınır değişikliği ve jeostratejik bir gerileme olarak değerlendiriliyor. Bu da İran açısından, Karadeniz’e ve Rusya’ya ulaşamamak, Kafkasya’da etki alanının azalması ve Kuşak-Yol üzerindeki geçiş ülkesi olma gücünü yitirmesi olarak algılanıyor. İran’ın bütün bu algıları ve savları bir yana, Zengezur ile ilgili kaygının asıl sebebi, Azerbaycan ve Türkiye’nin bölgede daha etkin hale gelmesinden çekinilmesi. Türkiye-Azerbaycan arasında 2. Karabağ Savaşı'ndaki dayanışma ve askeri işbirliği sayesinde iki aktör bölgede yükselen güçler olarak öne çıkıyor. Bu konjonktürde, İran’ın, bölgedeki güç dengesinin kendi aleyhine değişmesini arzu etmediği ve söylemlerini keskinleştirdiği görülüyor.
2. Karabağ Zaferi sonrasında imzalanan anlaşmanın 9. maddesinde, Rusya’nın Zengezur Koridoru üzerinde kontrolü elinde bulunduracağı hükmü yer alıyor, bu durum Rusya’nın bu coğrafyada güçlü bir konuma geçmesini sağlıyor ve denetim üstünlüğüne vurgu yapıyor.
• Koridorun açılması neleri değiştirecek?
Zengezur Koridoru üzerinde birçok aktörün birbirinden farklı çıkar alanları olduğundan, çarpışan çıkarlar coğrafyadaki gerginliğin artmasına da sebep oluyor. Zengezur’un açılması, bütün bölge ülkelerinin kendi aralarında ve diğer coğrafyalarla bağlantı kurmasını kolaylaştıracak, ticaret ve lojistik ilişkilerinin güçlendirilmesiyle, refahın artmasına paralel olarak gerginliklerin yerini yeni iş ilişkileri alacak. Trans Hazar Ulaşım Güzergahı (CTN) ve Uluslararası Kuzey-Güney Ulaşım Koridoru’nun (INSTC) geliştirilmesi Avrasya’nın tedarik hatlarının ve transit konumunun güçlenmesi anlamına geliyor. Bahse konu faydaların elde edilmesi amacıyla bütün bölge ülkeleri için faydaların ön plana çıkarılacağı bir söylemin geliştirilmesi gerekli. İlaveten hiçbir bölgesel aktörü dışlamadan, ortak akıl çerçevesinde ticari ve siyasi bağları geliştirmenin yolları aranırsa yeni fikirler ve çözüm önerileri hayata geçirilebilir.
Zengezur’un geleceğinin ve burada güvenliğin nasıl sağlanacağının, bölge ülkelerinin ajandalarında olması önemli. Zengezur, Türk Dünyası'nın parlayan yıldızı olabilir ancak potansiyelinin ortaya çıkarılması için üzerindeki gölgelerin, belirsizliklerin ortadan kaldırılması gerekiyor. Tarihi Türk yurdu olan bu coğrafyanın parlayan bir yıldız haline getirilmesi; bölgede zenginliğin, refahın ve çok boyutlu işbirliklerinin geliştirilmesi, sürdürülebilir kılınmasıyla doğrudan bağlantılı.
'İran, Zengezur Koridoru'nu neden istemiyor?'
Zengezur Koridoru’nun açılmasıyla birlikte İran-Ermenistan sınırının ortadan kalkacağı öngörülen konular arasında. İran sınırına paralel olarak inşa edileceği ileri sürülen koridorun; İran’ın Avrupa ile bağlantısını fiilen keseceği, bu nedenle İran’ın Avrupa’ya ulaşmasının “en güvenli” yolu olan Kafkasları kaybedeceği ve Avrupa’ya ulaşmak için Türkiye ile Rusya’dan izin almak zorunda kalacağı ileri sürülüyor. Bu koridorun güvenliğinin Rusya tarafından sağlanacak olması nedeniyle Rus güçlerinin İran sınırına yerleşeceği de yine İranlı uzmanlar tarafından sıkça dikkat çekilen konulardan biri. Yine bu kapsamda koridorun açılmasıyla birlikte İran’ın, Azerbaycan’ı Nahçıvan’a bağlayan transit ülke olma özelliğini kaybedeceği ve bu durumun, İran’ı önemli coğrafi ve jeopolitik avantajlardan mahrum bırakacağı vurgulanıyor. Çünkü bu koridorun faaliyete geçmesi durumunda, İran’a ihtiyaç duyulmadan Bakü ile Nahçıvan’ı birbirine bağlamak mümkün olacağı gibi Türkmen gazının Azerbaycan üzerinden Avrupa’ya taşınmasının da önü açılacak. Böylesi bir gelişmenin İran açısından jeopolitik bir felaket olacağına dikkat çekilen analizlerde; Zengezur Koridoru’nun, İran’ı Kafkasya denkleminden tamamen çıkaracağı savunuluyor. Hatta Azerbaycan’ı Nahçıvan’a bağlayan en önemli güzergâh olmaktan çıkması; uzun vadede İran’ın, Kuşak ve Yol Projesi ile Çin’den Avrupa ve Asya’ya geçiş yollarından çıkarılmasına da neden olabilecek.
İran'ın argümanları gerçekçi değil
İran’ın, birçoğu gerçekçi temellere dayanmayan bu argümanları, Zengezur Koridoru’nun faaliyete başlamasıyla İran’ın Ermenistan ile olan sınır hattının ortadan kalkacağı ve Avrupa ile bağlantısının kesileceği düşüncesine dayanıyor. Tahran, bu argümanını desteklemek için Zengezur Koridoru’nun haritada gösterildiği gibi İran sınırına paralel şekilde inşa edileceğini ve İran ile sınırı olan Ermenistan’ın Sünik (Syunik) ilinin Azerbaycan tarafından tamamen işgal edileceğini öne sürüyor. Oysa Zengezur Koridoru, Tahran’ın iddia ettiği gibi İran sınırına paralel biçimde değil; Ermenistan’ın iç kısmından geçmesi öngörülen bir rota. Aynı şekilde güvenliği Rusya tarafından sağlanacak olan Zengezur Koridoru’nun, “NATO projesi” olarak sunulması da Tahran’ın argümanlarının gerçeklere dayanmaktan ziyade açık bir propagandadan ibaret olduğunu gözler önüne seriyor. Yine bu kapsamda Zengezur Koridoru’nun açılması ile birlikte Türkmenistan gazının Azerbaycan üzerinden Avrupa’ya taşınacağı, İran gazına duyulan ihtiyacın azalacağı yönündeki ifadeler de benzer bir propagandaya hizmet ediyor. Zira 12 Ağustos 2018 tarihinde Kazakistan’ın Aktau şehrinde imzalanan “Hazar Denizi’nin Hukuki Statüsü Konvansiyonu” uyarınca Türkmenistan gazının Güney Kafkasya üzerinden Avrupa’ya ihracatı karşısında önemli engeller bulunuyor. Konvansiyon’un ekolojik taleplerle ilgili kısmı, Hazar Denizi’nin biyolojik çeşitliliğine “zarar veren” tüm proje ve faaliyetleri yasaklayarak dolaylı biçimde bu tür faaliyetleri kıyıdaş ülkelerin onayına tabi kılıyor. Dolayısıyla Türkmen gazının Hazar Denizi üzerinden boru hatlarıyla Avrupa’ya taşınması, İran’ın da aralarında olduğu kıyıdaş ülkelerin onayı olmadan zor bir ihtimal.