2011’den bu yana terör örgütü PKK/PYD’nin işgali altında ve 200 bin kişilik bir nüfusa sahip olan Afrin'deki örgüt mevzileri TSK tarafından bombalanmaya başlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın '1 haftada dağıtırız' açıklamasının ardından Hatay'ın Suriye sınırında konuşlu topçu birlikleri, Türkiye'nin ulusal güvenliği için büyük önem taşıyan Afrin'deki PKK/PYD'ye ait birçok mevzisini vurdu.
İdlib ilinin kuzeydoğu ucunda yer alan Halep’e bağlı Afrin ilçesi, 2011’den bu yana terör örgütü PKK/PYD’nin işgalinde. Türkiye’nin Astana anlaşması çerçevesinde İdlib içerisinde oluşturacağı askeri hat, aynı zamanda Afrin’deki terör örgütünün İdlib’e yayılmasının önünde güvenlik duvarı halini alacak.
ABD'nin Rakka'yı terör örgütü PKK'ya teslim etmesine tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan İdlib'deki operasyon büyük oranda neticelendi, önümüzde Afrin konumuz var. Daha önce ne dedik? Bir gece ansızın gelebiliriz, bir gece ansızın vurabiliriz.” İfadelerini kullanmıştı.
Adı henüz konulmasa da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘Fırat Kalkanı II’ diye anılan harekât planının menzilindeki Afrin’in terör örgütünün elinden alınması gerekiyor. El Bab’tan sonra Afrin’e de girip çok önce bu bölge kuşatılabilirdi, ancak Fırat’ın doğusunda ABD’nin terör örgütü YPG’ye kalkan olması Türkiye’nin bu adımı gecikmesine sebep oldu.
Kürt, Türkmen ve Araplardan oluşan yaklaşık 200 bin kişilik bir nüfusa sahip olan Afrin’in tamamına yönelik geniş kapsamlı bir operasyon Türkiye’nin ulusal güvenliği açısından daha büyük önem taşıyor. Afrin’in hemen güneyindeki Şeyh Berakat tepesinde bir üs oluşturması, Türkiye’nin ÖSO ile birlikte Afrin merkezine de harekat yapabileceğinin bir göstergesi konumunda.
Peki Afrin Türkiye için neden önemli?
ABD, Ortadoğu’da yılların stratejik ortağı Türkiye’nin bütün çekincelerini öteleyerek, Rakka’da ve genel olarak Suriye’de DEAŞ’a karşı yürütülen mücadelede terör örgütü PYD/YPG’ye desteğini sürdürdü. PYD/YPG’ye ağır silahlar ve mühimmat vererek sahada bir terörist örgüte karşı, başka bir terörist örgütle birlikte mücadele etmeyi tercih etti.
Rusya ise Suriye’nin batısında kendisine bir nüfuz bölgesi oluştururken, İran, rejim güçleriyle birlikte, Suriye’nin doğusunda Irak sınırına ulaşacak bir hat açmaya çalışarak, Tahran-Bağdat-Şam-Beyrut karayolu hattını garanti altına almayı amaçladı.
- Rusya’nın nüfuz alanındaki Afrin’e yönelmek her açıdan Türkiye’nin lehine. Afrin’in de içinde bulunduğu 200 km2’lik bir alanda Rusya’nın tatbikat bahanesiyle ABD’den bölgedeki hedeflere yaklaşmamasını istemesi, Türkiye’nin harekâtı esnasında ABD uçaklarına karşı koruma sağlamak amacına yönelik olabileceği ihtimalini akıllara getirdi.
Türkiye’nin hemen sınırında, kuzeyde Hatay ve Afrin, doğuda Halep ve batıda Akdeniz sahilindeki Lazkiye ile çevrili olan bu stratejik bölge, Suriye’de yıllardır süren savaşın en önemli kördüğümlerinden de biri.
Türkiye'deki çeşitli birliklerinden kente gelen 5 tank yüklü tır konvoyu, Hatay'ın Reyhanlı ilçesine geldi. Konvoy burada güvenlik önlemleri altında Suriye sınırındaki birliklere sevk edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yılanla yatağa giren neticelerine katlanır. Amerika kendini kaldırıp ve kandırıp yılan çukuruna atmakta bu kadar ısrarcıysa kendisi bilir. Biz, kendi başımızın çaresine bakarız. Bir araya toplayıp ordu kurduklarını sandıkları çapulcuları Allah'ın izniyle, bir haftayı bulmaz, nasıl darmadağın edeceğimizi görecekler. Dün Cerablus'tan El Bab'a kadar olan hatta 3 bin DEAŞ'lıyı imha etmiştik. Yarın gerekiyorsa 3 bin teröristi daha buralarda imha ederiz. Öyle veya böyle, biz bu fitne çukurunu kapatmakta kararlıyız." diye konuştu.
- Son iki yüzyıldır yaşananlardan ve özellikle de 34 yıllık terörle mücadele geçmişinden alınan dersle Suriye, Irak ve tüm sınırları boyunca her yerde aktif bir politika izlediklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemize yönelik tehditleri artık karakollarımızın kapısında, şehirlerimizin caddelerinde, vatandaşlarımızın günlük hayatı içinde değil, doğrudan kaynağında tespit ve imha etme kararı aldık, bu stratejiyi adım adım hayata geçirdik. Biz, terör örgütünü ülkemizde eylem yapamaz hale getirince bu defa güney sınırlarımız boyunca bir terör koridoru oluşturma çabasıyla karşı karşıya kaldık. Fırat Kalkanı Harekatıyla bu koridoru tam ortasından tabiri caizse bıçakla keser gibi böldük, attık ve bir gece ansızın vurduk. Şimdi İdlib operasyonuyla bu koridorun batı kanadını çökertiyoruz. Afrin'deki teröristler teslim olmazlarsa orayı da başlarına yıkacağız, bu böyle biline. Münbiç'te bize verilen sözler tutulmazsa kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Irak'a kadar sınırlarımız boyunca tek bir terörist kalmayana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz."
Afrin’de atılacak her adımdan rahatsızlık duyan ABD’nin büyük rahatsızlık duyacağı çok açık. Ayrıca bu operasyon, el-Bâb’da olduğu gibi, terörist olduğu hususunda herkesin mutabık olduğu DEAŞ’a karşı değil, Türkiye’nin terörist olarak gördüğü PYD/YPG üzerine yapılacak olması, çarpıtılarak “Kürtlere karşı yapılan bir operasyon” şeklinde yansıtılabilir.