ABD Başkanı Biden’ın Kiev ziyaretinin yankıları sürerken Moskova yeniden nükleer savaşı gündeme getirdi. Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, Rusya’nın, nükleer silah dahil her türlü silahla kendini savunma hakkı olduğunu vurguladı.
ABD Başkanı Joe Biden’ın Ukrayna ziyareti ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rusya-Ukrayna Savaşı’nın birinci yıl dönümünde yaptığı konuşma, iki ülke arasındaki iplerin iyice gerilmesine sebep oldu. Biden’ın Kiev’e moral ziyaretini sert tepkiyle karşılayan Moskova yönetimi, Washington’ı savaşı körüklemekle suçlarken, gerek görmesi durumunda nükleer silah dahil her türlü yola başvuracağını açıkladı. Putin, salı günü yaptığı açıklamada, Rusya’nın ABD ile yapılan ve kıtalar arası nükleer balistik füze kabiliyetlerini dizginlemeyi amaçlayan Yeni Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması’nın (START) katılımını askıya aldıklarını söylemişti.
Nükleere hakkımız var
Kararı değerlendiren Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, ABD’nin Rusya’nın yenilgisini istemesi halinde, dünyanın küresel bir çatışmanın eşiğinde olacağını belirterek bu durumda Rusya’nın, nükleer silahlar dahil her türlü silahla kendisini savunma hakkı olduğunu belirtti. Medvedev, Telegram üzerinden yaptığı yazılı açıklamada, ABD’nin, Rusya’ya yönelik “her türlü kötülüğü” yaptığını, Ukrayna’ya önemli miktarda silah temin ettiğini ve Rusya’yı yenmek için uğraştığını vurgulayan Medvedev, “Ancak stratejik güvenlik ayrı bir konudur. ABD-Rusya ilişkilerinin genel bağlamıyla bir ilgisi yoktur.” ifadelerini kullandı. Medvedev, Washington yönetiminin sergilediği yaklaşımın büyük bir hata olduğunu belirterek “Bu hata, üstünlük ve dokunulmazlık algılarından kaynaklanıyor. Tüm makul güçler, dünyanın, ABD’nin Rusya’yı yenmek istemesi halinde küresel bir çatışmanın eşiğinde olduğunun farkındadır. ABD Rusya’yı yenmek istiyorsa, nükleer silahlar dahil her türlü silahla kendimizi savunma hakkımız vardır.” değerlendirmesinde bulundu.
Transdinyester kararını iptal etti
Rusya’nın Ukrayna işgali birinci yılını bitirirken, Moskova yönetiminden bölgede gerginliği artırıcı bir hamle daha geldi. Putin, 2012 yılında çıkarılan ve Moldova’nın Transdinyester bölgesinin geleceği konusunda bir çatışma durumunda Moldova’nın egemenliğinin desteklenmesini öngören kararnameyi iptal ettiğini açıkladı. 2012 kararnamesini iptal eden karar, Kremlin’in internet sitesinde yayınlandı ve kararın ‘uluslararası ilişkilerde meydana gelen köklü değişikliklerle bağlantılı olarak Rusya’nın ulusal çıkarlarını sağlamak’ amacıyla alındığı belirtildi. Kararın, Putin tarafından Salı günü açıklanan bir dizi Batı karşıtı hamlenin parçası olarak değerlendiriliyor. Avrupa’nın en fakir ülkelerinden biri olan Moldova’da, AB’ye katılım hedefini ilk sıraya koyan Maia Sandu 2020’den bu yana cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyor. Geçtiğimiz günlerde Kremlin, Moldova ile ilişkilerinin “çok gergin” olduğunu açıklamıştı.
Putin’den kritik görüşme
- Çin Dışişleri Komisyonu Ofisi Direktörü ve Çin Merkez Komitesi Siyasi Büro Üyesi Wang Yi, çarşamba günü Putin ile Moskova’da bir araya geldi. Putin iki ülkenin uluslararası işbirliğinin küresel istikrar için önemini vurguladı. Yi ise Çin-Rusya ilişkilerinin uluslararası toplumdan gelen baskıya direndiğini ve istikrarlı biçimde ilerlediğini belirtti. Wang Yi, “Rusya tarafıyla siyasi karşılıklı güveni ve stratejik işbirliğini derinleştirmeye, pratik işbirliğini kapsamlı bir şekilde genişletmeye hazırız” açıklamasını yaptı.
Savaşın maliyeti 1.6 trilyon dolar
Almanya Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü (DIW) tarafından yapılan araştırmada, 24 Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın dünya ekonomisine zararının 1,6 trilyon dolar olduğu ifade edildi. Araştırmayı yapan ekipten Michael Groemling, savaşın ‘büyük bir küresel ekonomik öneme’ sahip olduğunu vurgulayarak, enerji ve hammadde tedarikine ilişkin sorunların şirketlere baskı yaptığını söyledi. Ayrıca Groemling, 2023 tahminlerinde 1 trilyon dolar küresel katma değer kaybı öngördüğünü ifade etti.
Trump’tan 3. Dünya Savaşı iddiası
Eski ABD Başkanı Donald Trump, Washington’da “savaş yanlısı” bir düzen olduğunu öne sürerek, “3. Dünya Savaşı hiç bu kadar yakın olmamıştı.” dedi. Trump, derin devlet, Savunma Bakanlığı (Pentagon) ve Dışişleri Bakanlığı’ndaki tüm “savaş kışkırtıcılarını ve küreselcilerin” bu kurumlardan temizlenmesi gerektiğini savundu.
Biden’a F-16 baskısı
ABD’de Kongre üyesi 12 milletvekili, Başkan Joe Biden’a, Ukrayna’ya F-16 savaş uçaklarının verilmesi çağrısı yaptı. Demokrat ve Cumhuriyetçi beş milletvekilinin 16 Şubat’ta Ukrayna’ya F-16 savaş uçağı gönderilmesi çağrısı yapılan dilekçeye yedi milletvekilli daha imza attı. Milletvekilleri, Ukrayna’ya, en kısa sürede hava savunma desteği verilmesi talep etti.