Avrupa, Ukrayna kaynaklı mülteci krizine işgalin üzerinden bir ay geçmesine rağmen çözüm bulamadı. Yarısı çocuk olan 4 milyona yakın Ukraynalı, tacizden insan kaçakçılığına kadar birçok tehlike ile karşı karşıya. AB ülkeleri korkunç gelişme karşısında ortak politika geliştiremiyor.
Ukrayna’daki Rus işgalinin ardından son bir ayda dört milyona yakın Ukraynalı, komşu ülkelere sığındı. Ülkelerini terk etmek zorunda kalan insanların büyük oranda kadın ve çocuklardan oluştuğu düşünüldüğünde birçok sivil toplum örgütü mültecilerin fuhuş çeteleri ve insan tacirleri tarafından tehdit edilebileceği uyarılarında bulunuyor. Konuyu masaya yatıran Avrupa Birliği (AB) içişleri bakanları, mülteci krizini değerlendirmek için Brüksel’de bir araya geldi.
MÜLTECİLERİN YARISI ÇOCUK
- Toplantı bitiminde konuşan AB Komisyonu’nun içişlerinden sorumlu üyesi Ylva Johansson, savaştan önce de Ukrayna’nın, vatandaşları AB’ye kaçırılan ilk beş ülke arasında yer aldığını, dolayısıyla tehlikenin savaş şartları altında daha da arttığının altını çizdi. Johansson, şimdiye kadar 3 milyon 900 bin Ukraynalının AB topraklarına girdiğini, bunların yarısının çocuk olduğunu dile getirdi. Polonya’nın tek başına 2 milyon 300 bin kadar mülteciyi ağırladığını belirten Johansson, “Sığınmacıları Polonya’dan ayrılmaya ve diğer üye ülkelere gitmeye teşvik etmek gerekiyor” ifadelerini kullandı. Ukrayna’dan gelecek kişilere geçici koruma statüsü vererek kapıları açtığını kaydeden Johansson, ulusal kayıt yerine Birlik genelinde tek bir kayıt sistemi oluşturma kararı aldıklarını, insan ticareti riskini azaltmayı hedeflediklerini söyledi.
ALMANYA’DA ALARM DURUMU
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, daha önce insan kaçakçılığının önüne geçebilmek için Ukrayna’daki savaştan kaçıp gelen kadın ve çocukların çetelerden korunması için tren ve otobüs garlarındaki emniyet tedbirlerinin artırıldığını açıklamıştı. Almanya’da federal polisin yetki alanına giren garlarda emniyet güçlerinin şimdiye kadar çok sayıda kişiyi garlardan uzaklaştırdığı veya yasak getirdiği belirtiliyor. Almanya’da yabancılardan sorumlu yetkililer, şimdiye kadar genç kadın Ukraynalıların fuhuş çeteleri veya insan tacirleri tarafından rahatsız edildiği bilgisinin kendilerine de ulaştığını kaydediyor.
ÇOCUKLAR KAYBOLUYOR
- Merkezi Lublin şehrinde olan insan hakları kuruluşu Homo Faber’in koordinatörlerinden Karolina Wierzbiska, çocuklarla ilgili ciddi kaygılar olduğunu, çok sayıda genç Ukraynalının yanlarında büyükleri olmadan ülkeden kaçtıklarını söyledi. Özellikle savaşın ilk haftalarında Polonya ve diğer sınır komşusu ülkelerde resmi kayıt işlemlerinin düzensiz olması nedeniyle çok sayıda çocuk kaybolmuş ve yerleri hâlâ bilinmiyor.
CİNSEL TACİZLE KARŞI KARŞIYALAR
Kendisi de Kiev’den göç etmiş bir mülteci olan 20’li yaşlarındaki Ukraynalı gönüllü Margherita Husmanov, BBC’ye yaptığı açıklamada mültecilerin yanlış kişilerin eline düşmemesini sağlamak adına sınırda kalmaya karar verdiğini söyledi. “Kadınlar ve çocuklar korkunç bir savaştan buraya geldiler. Ne Lehçe ne de İngilizce konuşuyorlar. Ne olup bittiğinden haberleri yok ve onlara kim ne derse inanıyorlar” diyen Husmanov, şahit olduğu bir olayı ise şu sözlerle ifade etti: Gönüllülüğümün ilk gününde İtalya’dan gelen üç adam gördüm. Fuhşa zorlayacakları güzel kadınlar arıyorlardı. Paranoya değildi. Korkunç bir şeydi.