İngiltere ile yürütülen ticaret ve gelecekteki ilişkileri şekillendirecek anlaşmaya ilişkin açıklamalarda bulunan AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "AB, anlaşma olmaması durumuna hazır. Birliğin tam üyesi olmakla sadece değerli bir ortak olmak arasında bir fark olacağı açıktır. Hiç kimse Birleşik Krallık'ın kendi karasularındaki egemenliğini sorgulamıyor" dedi.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İngiltere ile yürütülen ticaret ve gelecekteki ilişkileri şekillendirecek anlaşmaya ilişkin müzakereler hakkında, "AB, anlaşma olmaması durumuna hazır. Birliğin tam üyesi olmakla sadece değerli bir ortak olmak arasında bir fark olacağı açıktır." dedi.
Von der Leyen, Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulunda "10-11 Aralık'taki AB Konseyi Toplantısına hazırlık" başlıklı oturumda konuştu.
İngiltere ile AB müzakerelerinde belirleyici günler yaşandığına işaret eden Von der Leyen, müzakereler sonunda bir anlaşma sağlanıp sağlanamayacağının net olmadığını vurguladı.
3 ana başlık: Adil rekabet, denetim, balıkçılık
Von der Leyen, müzakerelerde şimdiye kadar emniyet, adli işbirliği, sosyal güvenlik, mal ve hizmetler ile ulaşım gibi önemli konularda ilerleme sağlandığını, bu alanlarda bir nihai anlaşma metninin ana hatlarına sahip olduklarını anlattı.
Taraflar arasında anlaşma sağlanıp sağlanamayacağını belirleyecek 3 konu olduğuna dikkati çeken Von der Leyen, "Avrupa için en kritik konular adil rekabet, denetim ve balıkçılıkla ilgilidir." diye konuştu.
Von der Leyen, müzakereleri tamamlamak için "çok az zaman" kaldığına işaret ederek, anlaşma sağlamak için ellerinden geleni yapacaklarını ifade etti.
Rekabetin adil gerçekleşmesini sağlamak için kuvvetli mekanizmalar kurulması gerektiğini belirten Von der Leyen, kamu desteklemelerinin uygulanması konusunda da halen ciddi kaygıları olduğunu anlattı.
Von der Leyen, gelecekte yaşanabilecek bir uzlaşmazlıkta nasıl çözüm sağlanacağının da açıklığa kavuşturulması gerektiğine dikkati çekerek, üzerinde mutabık kalınan unsurların denetimine yönelik sistemin önemini vurguladı.
Balıkçılık konusunda ise Von der Leyen, "Hiç kimse Birleşik Krallık'ın kendi karasularındaki egemenliğini sorgulamıyor. Bu sularda yıllardır faaliyet gösteren balıkçılar için açıklık ve garantiler istedik." dedi.
Von der Leyen, "AB, anlaşma olmaması durumuna hazır. Birliğin tam üyesi olmakla sadece değerli bir ortak olmak arasında bir fark olacağı açıktır." ifadelerini kullandı.
Hukukun üstünlüğü
Macaristan ve Polonya'nın AB fonlarına hukukun üstünlüğü şartı getiren mekanizma nedeniyle veto ettiği AB'nin 2021-2027 yıllarına yönelik bütçesi ve yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) ekonomik sonuçları ile mücadele için hazırlanan kurtarma fonu ile ilgili Von der Leyen, "Burada yapılması gereken iki üye ülkenin kaygılarını gidermektir." diye konuştu.
Von der Leyen, Avrupa'da hiç kimsenin hukukun üstünlüğü prensibine karşı olamayacağını, bu konuda bir uzlaşmazlık halinde konunun Avrupa Adalet Divanı yapısı içinde çözümlenebileceğini vurguladı.
Noel sonrası üçüncü dalgaya hazır olun
Salgının Avrupa'da çok ciddi boyutlara ulaştığına işaret eden Von der Leyen, "Yaz aylarından ders almalı ve aynı hataları tekrar etmemeliyiz. Tedbirlerde çok hızlı bir gevşeme Noel sonrası 3'üncü dalga riskini ortaya çıkarır." değerlendirmesinde bulundu.
Von der Leyen, salgın aşılmasında aşıların önemli bir rol oynayacağına dikkati çekerek, üye ülkelerin milyonlarca doz aşı yapılması için merkez kurulması, personel eğitimi ve lojistik hazırlıkları tamamlamasını istedi.
Brexit süreci
İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya'dan oluşan Birleşik Krallık'ta, Haziran 2016'da yapılan AB referandumunda yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı alınmıştı.
AB'den resmen 31 Ocak'ta ayrılan İngiltere, Birlik ile başta ticaret olmak üzere ikili ilişkiler konusunda kapsamlı müzakereler yürütüyor.
AB ile İngiltere arasındaki müzakerelerde "adil rekabetin sağlanması", "ticari anlaşmazlıkların nasıl çözüleceği" ve "balıkçılık" sorunlu konuları oluşturuyor.
Anlaşmaya varılamaması halinde iki taraf arasındaki ticari ilişkiler, 31 Aralık sonrasında Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına göre yapılacak.
Bu tarihe kadar olan geçiş süreci boyunca İngiltere, AB kurallarına bağlı kalmayı sürdürüyor.