Gazze’de katliamlara devam eden İsrail askerlerinin zorla boşalttıkları hastaneler ile mezarlıklardan kaçırdığı ceset sayısı gittikçe artıyor. Euro-Med yetkilileri Yeni Şafak’a İsrail’in 7 Ekim’den bu yana en az 16 mezarlığı tahrip ettiğini söyledi. Cesetlerin neden kaçırıldığı belirsiz. Cesetlerden göz korneası, karaciğer, böbrek ve kalp gibi organların çalındığını tespit eden Filistinli doktorlar, “Göz korneası daha kolay ama diğer organların ölü cesetlerden alınmasının tıbbi geçerliliği yok. Deri bankası ya da takas için kullanmak istiyor olabilir” diyorlar.
Gazze Şeridinde şu ana kadar akıbeti belli olmayan birçok ceset bulunuyor. Bölgedeki görgü tanıkları, doktorlar ve Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Örgütü (Euro-Med) yetkilileri, kaçırılan cesetler hakkında detaylı bilgileri Yeni Şafak’a anlattı. Euro-Med yetkililerinin verdiği bilgiye göre, İsrail ordusuna bağlı kuvvetler, 7 Ekim'den beri Gazze'de 16 mezarlığı tahrip etti. işgal güçleri, 5 Ocak günü Şucaiyye mahallesindeki El-Batch mezarlığı, İsrail ordusuna ait buldozerler tarafından tahrip edilerek çoğu ceset ve mezar taşları çalınmıştı. İsrail güçleri tarafından daha önce işgal edilen Şifa Hastanesi'nin müdürü de tutuklanmadan önce yaptığı açıklamada, morgların içindeki cesetlerin işgalciler tarafından bilinmeyen bir yere götürüldüğünü bildirmişti.
KOZ OLARAK KULLANMAK İSTİYOR
Gazzeli doktorlar ise İsrail ordusunun cesetleri organ kaçakçılığı için kaçırdığını vurgulayarak, “Gazze’de cesetlerden göz korneası, karaciğer, böbrekler ve kalp gibi diğer hayati organların çalındığını tespit ediyoruz. Göz korneasının nakilleri diğer organlara göre daha uyumlu ve kolay olabiliyor fakat diğer organların ölü cesetlerden alınmasının tıbbi olarak bir geçerliliğinin olduğunu düşünmüyoruz. Birkaç saat içerisinde vefat etmiş birinin organı hassas bir şekilde alınıp yeterli düzeyde korunduğunda belki organ nakli için kullanılır. Fakat bunu İsrail askerlerinin çok büyük bir hassasiyetle gerçekleştirmeleri gerekiyor. Konuya ilişkin net bir bilgi yok fakat ihtimaller dahilinde kendi deri bankasına almak üzere cesetleri çalıyor ya da koz olarak kullanıyor olabilirler” ifadelerini kullandı.
Özellikle yeni ölenlerin cesetleri kaçırılıyor
Gazze’de El- Batch Mezarlığına 20'li yaşlarındaki kardeşi defnedilen Nour Nasser, mezarlığa ziyaret için gittiğinde karşılaştığı manzara karşısında şaşkınlığını ifade ederek şunları ekledi. “İsrail ordusu sadece kardeşimi öldürmekle kalmadı, aynı zamanda kardeşimin mezarını ziyaret etmemizi de engelledi. Kardeşimin cesedinin nerede olduğu hakkında bilgimiz yok. Özellikle yeni defnedilen cesetler alınıp kaçırılıyor" dedi. Nasser, ayrı bir olayda, “İsrail ordusu Gazze Şehri'nin doğusundaki El-Tuffah mahallesinin mezarlığına baskın düzenledi ve 1000'den fazla mezardan daha fazlasını kazdı ve mezarlıktan 150'den fazla yeni gömülmüş cenazeyi çıkardı. Bu cesetlerin ne olduğu konusunda çok ciddi bir belirsizlik hakim” ifadelerini kullandı.
HIristiyan mezarlıkları da hedefte
Euro-Med yetkililerinin verdiği bilgilere göre, İsrail ordusunun saldırılarına uğrayan mezarlıklar arasında, Gazze'nin kuzeyindeki El-Falluce, Ali bin Marwan, Şeyh Rıdvan, Şehitler ve Şeyh Şaban Mezarlıkları da var. Ayrıca, Aziz Porfirius Kilisesi Mezarlığı ve Beit Lahia'nın kuzey kasabasındaki Şehitler Mezarlığı’nda düzinelerce mezar tahrip edildi. Düzenli İsrail saldırıları nedeniyle bu mezarlıklarda büyük çukurlar oluştu, mezarlıktaki birçok ceset alındı ve bazı ölü bedenler parçalandı. İşgal kuvvetleri, kaçırdıkları cesetlere işkence yaparak ayakları altında çiğnedi.
Psikolojik savaş taktiği
25 Aralık’te İsrail ordusunun Kuzey Gazze Şeridi'ndeki Beit Hanun Mezarlığı'nı buldozerle tahrip ettiği ve mezarlara kasıtlı zarar verdiğini belirten Beit Hanun sakini Muhammed Abu Avad, “İsrail ordusunun mezarlığa yapmış olduğu saldırının askeri araçlar tarafından mezarlara zarar verilerek ve mezarlığın tamamen yok edilmesine neden olduğunu gördüm. Burada defnedilen akrabalarım ve aile bireylerimiz vardı. Ve hiçbirinin cesetleri ortada değil. Bizim her yönden psikolojimizi alt üst ediyorlar.” şeklinde konuştu. 1985 yılında hahamlar, deri bağışına veya başka bir kişiden deri alınmasına izin veren bir karar yayınladı. Bu kararın ardından bankada kullanılan derilerin ve organların İsraillilerden değil Filistinlilerden olmasına öncelik verildiği kaydediliyor.