Abdurrahman Mustafa’nın önerdiği siyasi çözüm…

04:003/12/2024, Salı
G: 4/12/2024, Çarşamba
Mehmet Metiner

Evvela şunu belirteyim: Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa çok iyi bir lider. Hem başarılı bir askeri komutan hem de temsil yeteneği olan bir siyasi lider. Konuşmalarını dinlerken anladım ki Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin oluşturduğu bir siyasal akıl devrede. Abdurrahman Mustafa bu siyasi aklın seçkin bir temsilcisi. Hitabeti düzgün. Temsil kabiliyeti yüksek. Suriye için öngördüğü çözüm gerçekçi ve kalıcı. Öfkesine ve hırsına yenik düşmeden sergilediği liderlik Suriye’nin geleceği


Evvela şunu belirteyim: Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa çok iyi bir lider. Hem başarılı bir askeri komutan hem de temsil yeteneği olan bir siyasi lider.

Konuşmalarını dinlerken anladım ki Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin oluşturduğu bir siyasal akıl devrede. Abdurrahman Mustafa bu siyasi aklın seçkin bir temsilcisi.

Hitabeti düzgün. Temsil kabiliyeti yüksek. Suriye için öngördüğü çözüm gerçekçi ve kalıcı. Öfkesine ve hırsına yenik düşmeden sergilediği liderlik Suriye’nin geleceği için büyük bir şans.

Askeri harekâtın Abdurrahman Mustafa’nın temsil ettiği siyasi aklın komutası altında sürdürülmesi çok önemli.

Siyasi akıldan yoksun askeri başarıların yarardan çok zarar getirdiği bilinen bir husus.

HTŞ gibi örgütlerin siyasi aklıyla Suriye’de varılacak bir zafer yoktur.

O yüzden temennim o ki Abdurrahman Mustafa’nın yani Suriye Geçici Hükümeti’nin siyasi aklının sahadaki askeri güçlerin tartışmasız kabul etmesidir.

Bu gerçekleşirse sahadaki askeri kazanımın siyasi zaferle taçlandırılması uzun sürmez.

Askeri fethin kibriyle yanlış siyasalar izlenirse çok kısa bir süre sonra sahadaki dengeler tekrar değişebilir.

O yüzden siyasi liderlik çok önemli.

Askeri muhalif güçlerin bir tek siyasi komuta olması, siyasi zafer için nirengi öneme sahip.

Abdurrahman Mustafa’nın siyasi liderliğinde karar kılınması, inanıyorum ki siyasi çözümün kapısını ardına kadar açacaktır.

Bu fırsat kaçırılmamalıdır.

Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin süreçteki siyasi rolü ve inisiyatifine güvenilirse yeni Suriye’nin inşa süreci kısa bir süre içinde başlar.

Abdurrahman Mustafa’nın temsil ettiği Geçici Hükümet’in siyasi liderliğini herkes kabul etmeli, sahadaki hizipler Suriye Milli Ordusu’nun bir bileşeni olarak rol üstlenmeliler.

Başına buyruk askeri operasyonlar ve siyasi iktidar kavgaları başlarsa Esed’in yeniden kendini iktidar sahibi kılmasına imkân sağlanmış olur.

xxxxx

Abdurrahman Mustafa’nın “askeri çözüm” yerine “siyasi çözüm” önerisinde bulunması önemlidir.

Suriye’nin ne kurumsal yapısının çökmesini ne de daha fazla kan akıtılmasını istemediklerini açıklayan Mustafa’nın “Suriye’nin geleceği” için önerdiği siyasi çözüm şu:

-Astana sürecinin işlevsel bir biçimde işletilmesi. Bu çerçevede gerilimi ve çatışmayı derinleştirecek askeri hareketlilikten vazgeçilmesi.

-Herkesi kapsayan demokratik bir anayasanın acilen devreye alınması.

-Demokratik bir sisteme geçilmesi.

-BM denetiminde serbest demokratik seçimlerin yapılması.

-Sandıktan çıkan iradenin Suriye’yi yönetmesi.

Suriye halkının bir bütün olarak kendi geleceğini kendisinin tayin etmesini amaçlayan bu “siyasi çözüm” önerisi yeni bir Suriye’nin inşasını mümkün kılacak ve her türlü şiddet eylemlerini de sonlandıracaktır.

Tabii ki bunun için gerekli olan husus, bir geçiş hükümetinin kurulmasıdır.

Buradaki kritik soru şu:

Bu geçiş sürecine kim önderlik edecek? Beşşar Esed mi yoksa başka biri mi?

Abdurrahman Mustafa’nın temsil ettiği halkının yıllardır kanını döken bir diktatöre bu geçiş sürecinde de sonrasında da yer olmaması gerektiğine dair fikri anlaşılabilir ve hak verilebilir bir fikirdir. Mustafa’nın konumu zaten başka türlü bir mülahazayı da mümkün kılmaz.

Şahsen Mustafa gibi düşünmekle beraber şayet Astana Süreci’nin aktörlerinin garantörlüğü temelinde Esedli belirlenmiş kısa vadeli bir geçiş süreci için mutabakat sağlanırsa, Türkiye’nin onay verdiği bir formüle itiraz edilmeyeceğini varsayıyorum. Çünkü Türkiye Suriye halkının haklarını ve geleceğini zayi edecek hiçbir formülün ne içinde olur ne de destekçisi olur. Suriye muhalefetinin marjinal bazı gruplar hariç bir bütün olarak bu bahiste Erdoğan liderliğine güven duyacağını söylemek mümkün.

Bu kritik sorunun siyaset ve diplomasi yoluyla çözülmesi pekâlâ mümkün.

Bunun için Halep vb yerlerden eskisine benzer bir çekilme önerisinin artık zinhar kabul edilemez olduğunun unutulmaması gerek. Zaten bu teklifte ısrar, askeri çözümde ısrar anlamına gelir. Gelinen noktada herkes kendi mevzisinde elini tetikten uzak tutarak bekler. Başlayacak siyasi çözüm sürecinin sonuçları için anlamlı çaba sarf eder.

xxxxx

Esed’in hâlâ “askeri çözüm”de ısrar eden kibir ve körlüğü, kendisiyle birlikte temsil ettiği topluluğa da temelli kaybettiren bir sürece dönüşür.

İnanç toplulukları arasına düşmanlık tohumlarının kökleşmesi, Suriye’yi bir bütün olarak tutma iradesini paramparça eder.

Halkları ve inanç topluluklarını birbirine temelli düşman edecek kin ve körlükten derhal vazgeçilmelidir.

İran mezhebi veya siyasi saiklerle ne pahasına olursa olsun Esed rejimini ayakta tutmaya devam ederse Sünni Müslümanlar nezdindeki itibarını ebediyen kaybeder. Hem kendini yalnızlaştırır hem de sonraki süreçlerde yapılacak hamleler konusunda kendini dirençsiz hale düşürür. Türkiye’yi karşısına hasım olarak alan İran her anlamda kaybeder. Türkiye-İran dostluğunu pekiştirecek yeni bir ittifak düzeneği kurmak yerine mezhepçi saiklerle ne pahasına olursa olsun Esed’i kurtarma yanlışına düşen bir İran’ın son kertede geleceği olmaz.

Yapılması gereken bellidir: Yeni Suriye’nin inşasında Türkiye ile birlikte Abdurrahman Mustafa’nın sunduğu Astana temelinde katkı sağlamaktır. Bu İran’ın sadece Suriye’deki imajını düzeltmesini değil Sünni Müslüman dünya nezdinde de anlamlı yeni bir yer edinmesini sağlayıcı bir sürece kapı aralar.

İran Suriye muhalefetini bir bütün olarak “tekfirci”, “terörist”, “siyonist uşağı” gibi görüp suçlayan bakış açısında ısrar eder ve milisleriyle tekrar Suriye sahasında geçmiştekine benzer kan dökücülüğe soyunursa bu kez temelli kaybedeceği bir başka sürecin tetikleyicisi olur. Türkiye’yi de tümden kaybeder.

Türkiye-İran ittifakı hem sorun çözücü olur hem de siyonizme karşı çok daha güçlü bir direniş hattının Suriye’den başlatarak ortaya çıkmasını sağlar.

Umarım İran da kibir ve körlük içine girerek bu tarihi fırsatı berhava etmez.

xxxxx

Suriye muhalefeti sahada kontrolü insani ve İslami temelde sağlamalıdır.

Bu konuda yapılacak yanlışlıklar HTŞ üzerinden geliştirilmek istenen algıyı besleyen bir yapıya bürünürse askeri zaferlerin kısa bir süre sonra yenilgiyle sonuçlanması mukadder olur.

Bu yüzden Abdurrahman Mustafa’nın Türkiye ile eş güdümlü geliştirdiği anlaşılan o siyasal aklın merkezde olması şart.

Bunun için yapılması gerekenleri bir çırpıda sıralamak gerekirse…

-Suriye halkını bir bütün olarak gören birlikçi anlayışın altının çizilmesi.

-Özgür ve güçlü bir yeni Suriye için beyaz bir sayfanın açılacağının duyurulması.

-İntikamcı ve rövanşist anlayışların asla benimsenmeyeceğinin gösterilmesi.

-Hiçbir şekilde Sünni-Şii/Nusayri ayrımsallığı ekseninde bir dilin kullanılmaması. Suriye’de yaşayan herkesin bir arada barış içinde yaşayacağının teminatının pratikle gösterilmesi. “Biz Sünniler, siz Şii-Rafiziler” denklemine oturtulmuş bir söylemin Suriye’nin birlikçi ruhunu ortadan kaldıracağının bilinciyle hareket edilmesi.

-Esirlere asla kötü muamele edilmemesi. Kötü muamele edenlerin de anında cezalandırılması. Adaletten ne pahasına olursa olsun vazgeçilmemesi. Yağmacı ve çapulcu unsurlara geçit verilmemesi.

-Suriye’deki mücadelenin Esed’in Nusayriliğine değil diktatoryal rejimine karşı bir özgürlük mücadelesi olduğunun altının önemle çizilmesi ve bunun sahadaki pratiğinin gösterilmesi. Suriye’deki özgürlük mücadelesini Sünni-Şii eksenine oturtmak isteyenlerin oyununu bozmak olmazsa olmaz bir öneme sahiptir. Bu konuda Abdurrahman Mustafa’nın Suriye halkını bir bütün olarak kucaklayan siyasi aklının merkeze oturtulması şarttır.

-PKK’ya yönelik savaşımın bölge Kürtlerine ve Kürtlerin kazanımlarına yönelik olmadığının hem söylemde hem de pratikte netleştirilmesi. Yeni Suriye’de Kürtlerin her türlü hak ve hukukunun teminatçısı olunacağının pratikte de gösterilmesi.

xxxxx

Suriye’nin henüz nereye evrileceği belli değil.

Tuzaklarla dolu bir süreç söz konusu.

Bir o kadar da belirsizliklerle dolu.

O yüzden çerçevesi çok iyi çizilmiş siyasi akıl çok önemli.

Askeri gücün siyasi aklın denetiminde olması hayati öneme sahip.

Türkiye’nin devlet aklı askeri gücüyle beraber sorunun kalıcı çözümü için zaten sahada.

Çok kırılgan ve mayınlarla dolu bir sahada adım atarken bin düşünmek lazım.

Abdurrahman Mustafa’nın siyasi aklı sahadaki muhalif askeri unsurların esas aldığı akla dönüşürse ve Mustafa’nın önerdiği şekilde Türkiye’nin üstleneceği inisiyatif konusunda maraza çıkartılmazsa bu kez çözümün kapısı ardına kadar açılabilir.

PKK denklemi üzerinden ABD-İsrail cephesinin nasıl bir rol oynayacağı, kırılganlığını ve çözümsüzlüğü arttıran faktörlerin başında geliyor.

Bu belirsizlik elbette not edilmesi gereken bir olgudur.

Hayrolur inşaallah.


#Suriye
#Türkiye
#Mehmet Metiner