Gazze’deki çocukları katleden İsrail, ABD’nin, İngiltere’nin ve diğer Batılı ülkelerin silahlarına güveniyor. Ancak petrol ve doğal gaz zengini İslam ülkelerinin elinde de önemli koz var. Ellerini taşın altına koyup enerji vanasını kapatır ya da kısarlarsa Batılı ülkelerin can damarını kesmiş olurlar. İsrail de aradığı desteğe kolay ulaşamaz.
Filistin davasına sahip çıkanlar, İslam ülkelerinden petrol ve doğal gaz gibi Batılı ekonomilerin can damarı olan enerji kaynaklarının ambargo uygulanarak kesilmesini bekliyor. ABD başta olmak üzere Almanya, İtalya, Fransa, İngiltere ve Kanada gibi İsrail'in Filistin'deki katliamlarına açıktan destek veren Batılı ülkelerin ancak sert güçten anladığı biliniyor. Körfez coğrafyası ile Orta Doğu ülkelerinin özellikle enerji alanında ABD ve Avrupa'yı zor durumda bırakacak milyarlarca dolarlık yaptırım kozu bulunuyor.
REZERVLERİN %48’İ ORTA DOĞU’DA
Dünya petrol rezervlerinin yüzde 48,3'lük kısmına sahip Orta Doğu ülkeleri küresel enerji piyasasında vazgeçilmez bir konumda yer alıyor. Suudi Arabistan, İran, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır gibi petrol zengini devletler, yaklaşık 2,5 trilyon dolarlık ekonomik gücü elinde tutuyor. Enerji krizinin gölgesindeki Avrupa’nın çare aradığı Katar, Arap dünyasının en büyük gaz ihracatçısı olarak öne çıkıyor. Katar, Rusya ve İran'dan sonra 842,62 trilyon fit küple en büyük rezervlere sahip üçüncü ülke olarak dikkati çekiyor.
ENERJİDE KİLİT ROLE SAHİPLER
Filistin topraklarının, Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğüne kavuşması için İslam devletlerinin enerjideki kilit rolünü kullanarak harekete geçmesi isteniyor. OPEC'e üye Arap devletlerinin, 1973'te çıkan savaş sonucunda Tel Aviv'in yanında yer alan ABD ve bazı Avrupa ülkelerine karşı uyguladığı petrol ambargosunun büyük ekonomik etkileri 50 yıldır unutulmadı.
RİYAD YÖNETİMİ SEVKİYATI DURDURABİLECEK GÜÇTE
Yeni Şafak'a konuşan Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener'e göre; yarım asır önce yaşandığı gibi Batı'ya karşı enerji büyük bir koz olarak kullanılabilir. Akyener, Suudi Arabistan'ın, Filistin meselesini gerekçe göstermeden bile üretim tesislerindeki herhangi bir teknik sorunu bahane ederek ve satış sözleşmelerini askıya alarak, petrol sevkiyatını durdurabilecek güçte olduğunu söyledi.
OLASI BİR YAPTIRIM KARARI BIDEN’I KOLTUĞUNDAN EDER
Yeni bir petrol ambargosunun dünyada iki riski ortaya çıkaracağına işaret eden Akyener, "Birincisi arz sorunu, diğeri ise fiyatların sert yükselişi. İlk senaryoyu ele alırsak; ABD’nin Orta Doğu’dan ithal ettiği petrol miktarı ciddi anlamda azaldı. Kayıplarını başka pazarlardan telafi etmeye çalışabilir. Ama Avrupa arz noktasında patlar. Arz kesintisi dünyadaki en büyük petrol ithalatçısı Çin’i de çok kötü vurur. Fiyat noktasında bakacak olur isek ABD dahil bütün ülkeler ciddi sıkıntıya girer. Suudi Arabistan’ın bir ay kesintiye gitmesi petrol fiyatlarını 200 dolarlara kadar çıkartır. Bu süreçten bütün akaryakıt piyasaları kötü etkilenir. Süreç, ABD’de tam da seçim öncesinde Başkan Joe Biden’ın koltuğunu kesin kaybetmesiyle sonuçlanır" dedi.
PETROL FİYATLARI %400 YÜKSELDİ
Petrol üretimindeki kesinti, ambargonun hayata geçirildiği tarihten aralık ayına gelindiğinde yüzde 25’e ulaştı. Arap ülkelerinin uyguladığı yaptırımlar kısa vadede Batılı devletleri ağır etkiledi. Petrol fiyatları yaklaşık yüzde 400 arttı. Petrol fiyatlarındaki yükseliş maliyetlere yansırken, bu durum enflasyonun hızlanmasına yol açtı. Petrol gelirleri yön değiştirerek Orta Doğu ülkelerine doğru aktı. OPEC’in ambargosu ve fiyat yükseltmesi sebebiyle ABD başta olmak üzere sanayileşmiş ülkelerin ucuz petrole göre yapılandırılmış üretim sistemleri daraldı.
1973 BOYKOTU HÂLÂ HAFIZALARDA
15 Ekim 1973’te ilan edilen petrol boykotu, Filistin halkının yasal hakları güvence altına alınıncaya ve İsrail 1967’de işgal ettiği topraklardan geri çekilinceye kadar her ay üretimin yüzde 5 azaltılmasını öngörüyordu. ABD ile başlayan ambargo Hollanda, Batı Avrupa ülkeleri ve Japonya’ya kadar genişletildi. Aynı zamanda Suudi Arabistan öncülüğündeki Orta Doğu ülkeleri bu ambargo ile Arap kamuoyuna Filistin davası için harekete geçebilecekleri mesajını verme fırsatı yakaladı.
AMBARGO BATI’YA AĞIR DARBE VURDU
Batı’daki birçok ülkede petrol kıtlığı ve istasyonların önünde uzun araç kuyrukları oluştu. ABD’de büyük hacimli otomobil üreten sanayi devleri zarara uğradı. Hatta ABD’de petrol tüketimini azaltmak amacıyla 1974’te otoyollarda hız limiti saatte 90 kilometre olarak belirlendi. Ocak 1974’ten Şubat 1975’e kadar güneş ışığından daha fazla yararlanmak için çeşitli uygulamalar devreye alındı.
NEW YORK BORSASI 100 MİLYAR DOLAR ERİDİ
Şirketler petrol bulmak için yeni imkanlar ararken, Avrupa’da kömür ve nükleer reaktörlerden enerji elde etmek için araştırmaların yolu açıldı. ABD’de 1973-1974 yıllarında petrol fiyatlarındaki artışla birlikte New York borsası yaklaşık 100 milyar dolar değer kaybetti.
Petrol akışını durduralım
Batı ülkelerine yönelik ambargo tartışmaları sürerken, Libya Yüksek Devlet Konseyinden cesur bir çağrı geldi. Libya Yüksek Devlet Konseyi, İsrail’i destekleyen ülkelere petrol ve gaz akışının durdurulması ve bu ülkelerinin ürünlerinin boykot edilmesi çağrısında bulundu. Konseyin dün Trablus’ta gerçekleştirdiği oturumda İsrail’in Gazze’ye operasyonları tartışıldı. Yayınlanan bildiride İsrail’in Gazze halkına yönelik uyguladığı politikaların “toplu soykırım”a vardığı vurgulandı. Libya halkının topraklarını özgürleştirinceye kadar Filistin halkının yanında durduğu belirtilen açıklamada “İsrail’i destekleyen ülkelerle ilişkilerin kesilmesi, bu ülkelere gaz ve petrol ihracatının durdurulması, ürünlerinin boykot edilmesi ve Gazze’ye yönelik vahşi saldırı durduruluncaya kadar bu ülkelerin büyükelçileriyle ilişkilerin askıya alınması” çağrısında bulunuldu.